Aşırı turizme önlem: Bir noktaya odaklanılmasın, başka yerler de var

İtalya Venedik ve İspanya Barcelona’da başlayıp diğer destinasyonlara da yayılan destinasyonların belli noktalarına yapılan aşırı turist ziyaretlerine önlem girişimleri devam ediyor.
Bu kapsamdaki arayış kapsamında gündeme gelen önlemlerden biri de gelenlerin yalnız bir yeri değil aralarında müzelerin de olduğu şehir ya da bölgedeki diğer yerlerin de ziyaret edilmesinin zorunlu hale getirilmesi oldu.
Bu kapsamdaki arayış kapsamında gündeme gelen önlemlerden biri de gelenlerin yalnız bir yeri değil aralarında müzelerin de olduğu şehir ya da bölgedeki diğer yerlerin de ziyaret edilmesinin zorunlu hale getirilmesi oldu.
DW Türkçe'den Jonas Martiny'nin konuyla ilgili yazısında bu yönde geliştirilen stratejinin bir amacının İçki içip partiden partiye dolaşan, sarhoş olup olay çıkaran ya da çevreyi kirleten turistlerden kurtulmak olduğu belirtiliyor.
Martiny'nin yazısında gelen turistin kültüre ilgili olması, şehre bir bütün olarak ilgi duyması, kent sakinleriyle uyum içinde olması, müze ziyaret edip konserve kültürel etkinliklere gitmesinin istendiği bunu sağlamaya yönelik düzenlemelere gidilmeye başladığı belirtiliyor.
Bu yöndeki çalışmanın bir amacının da daha yüksek harcama yapan turist olduğuna işaret ediliyor.
Berlin için yeni ölçüler
Almanya'nın Berlin destinasyon yönetimi ve pazarlama kuruluşu Visit Berlin'den Christian Tânzler, Berlinlilerin aşırı turist trafiğinden rahatsızlığının giderek arttığını belirtiyor ve "Uzun bir süre sadece turist sayısının artışına odaklanıldı. Ama turizmin kalıcı ve sürdürülebilir olması, sadece konuklar ve kent sakinleri arasındaki ahenkle mümkün" diyor.
Bu bağlamda Berlin halkıyla turistler arasında olumlu bir birlikteliğin sağlanması, Berlinlilerin turizm harcamalarından daha fazla yararlanması ve her şeyden önce turizmin kentte fiyatları yükseltmemesi hedefleniyor. Turistlere yönelik hizmetlerde belli asgari standartların karşılanması ve turistlerin "ekolojik ayak izinin" yani çevreye olumsuz etkilerinin mümkün olduğunca azaltılması da hedefler arasında.
Bu hedefleri tutturabilmek için Berlin'de bazı önlemler de hayata geçirilmiş.
Nitelikli turizm
Örneğin Visit Berlin'in kullanıma soktuğu "Going Local"adlı uygulamayla turistlere, bilindik klasik adresler dışında gezilecek diğer yerlerle ilgili tavsiyelerde bulunuluyor.
Bu uygulamanın arkasında yatan fikir, turist akınını kentin farklı bölgelerine yönlendirerek belli bölgelerde yoğunlaşmalarını önlemek. Bunun için de gerçekten Berlin'in kendisiyle ilgilenen ve kenti bütün olarak tanımak isteyen turistlere bel bağlıyorlar.
Visit Berlin'den Christian Tânzler, bu konseptin turistlerin harcamalarını artırmaya yönelik olmadığına vurgu yaparak" Nitelikli turizm, ille de Berlin'de tatilin pahalanması anlamına gelmiyor. Bizim kalite stratejimiz 'beş yıldızlı' stratejisi değil" diyor.
Barcelona’daki önlemler
Kitle turizminin olumsuz etkilerinden yıllardır muzdarip olan İspanya’nın Barcelona kenti, ucuzcu turizmin önünü kesmek için fiyatları artırma yoluna gidiyor.
Ucuz hostellerde konaklayıp kentin sahillerinde sabahlara kadar parti yapan sırt çantalı turistler artık istenmiyor. Bu nedenle otellerin kalitesinin artırılması teşvik ediliyor. Konaklama fiyatları artınca ucuzcu turistlerin sayısının da azalması umuluyor.
Ancak bunun tek başına kaliteli turizmin önünü açmaya yetmediği, Mallorca örneğinde görülüyor.
İspanya'nın tatil gözdesi adalarından Mallorca, yıllardır içki ve parti turistlerinden kurtulmaya çalışıyor.
Bu hedef doğrultusunda otellerde de kalitede önemli atılım gerçekleşti, 4 ve 5 yıldızlı otellerin sayısında patlama yaşandı. 1980'li yılların başında 1 -3 yıldız arası oteller, adadaki konaklamaların yüzde 90'ını oluştururken oranları günümüzde yüzde 35'e düşmüş durumda. Özellikle Almanların gözdesi Playa de Palma'da otelciler binalarda gerçekleştirilen modernizasyonlarla yeni ve daha elit bir müşteri kitlesine ulaşmayı ummuştu. Ama bu umut boşa çıkmış görünüyor. Fiyatlardaki artışa rağmen bölgede parti turizmi son hız devam ediyor.
Turizmde elitizm uyarısı
Bu arada konuyla ilgili alınan önlemler konusunda uyarılarda da bulunuluyor.
Almanya Münih’teki udwig Maximilian Üniversitesinden turizm ekonomisi profesörü Jürgen Schmude, "Kalitenin bir bedeli vardır. Bu gözardı edilemez" diyor. Destinasyonlarda kalitenin genelde turist başına elde edilen ciroyla ölçüldüğüne işaret eden Schmude, bu turizm anlayışına odaklanmanın turizmde "elitizm" tehlikesine yol açacağı uyarısında bulunuyor. Sadece belirli grupların maddi olarak karşılayabildiği bir tatil anlayışının bazı sektörlerde halihazırda görüldüğünü belirten Schmude kayak sektörünü örnek gösteriyor ve kayak tatilinin herkesin maddi olarak karşılayabileceği bir tatil olmadığını belirtiyor.