İstanbul Beşiktaş Maçka’daki Swiss Otel ile ilgili tartışmalar her gün yeni bir boyut kazanarak devam ediyor.

Mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait olan otelin satışına itiraz eden CHP’li iki meclis üyesi konuyu yargıya taşıyarak kamu zararı oluştuğu gerekçesiyle satışı iptal davası açtı. 

18 Mayıs'ta İBB Meclisi'nden geçen karara, CHP’li meclis üyeleri Özgür Öz ve Mehmet Ali Tüy ile İYİ Partili meclis üyeleri Bora Kılıç ve Yakup Fındık şerh düşmüştü.

Satışıyla ilgili CHP'li üyeler Öz ve Tüy İstanbul 4. İdare Mahkemesi’ne yürütmenin durdurulması ve belediye meclis kararının iptali için 6 ve 7 Eylül tarihinde iki ayrı dava açtı.

İmamoğlu, itiraz edenleri disipline verdi 

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, karara itiraz eden iki CHP’li üyenin disipline verilmesini istedi Konuyla ilgili iki meclis üyesinin açtığı davanın avukatı İsmail Hakkı Atal, “Ortada disiplin suçu var ise bu İmamoğlu’na aittir. Onun disipline sevk edilmesi gerekiyor” dedi.

Öz ve Tüy’ün avukatı Atal, İBB Meclisi’nin kamu yararını gözetmediğini savunarak, müvekkillerinin CHP Disiplin Kurulu’na sevk edilmek istenmesine tepki gösterdi.

Dünden bugüne Swiss Otel olayı

İstanbul’da Beşiktaş Dolmabahçe hattında Maçka’da bulunan Swiss Otel arazisinin mülkiyeti İBB’nin. Fakat üst kullanım hakkı 1989 yılındaki meclis kararıyla Hüsnü Özyeğin’in Anadolu Japan Turizm A.Ş.'ye 43 yıllığına verildi. Üst kullanım hakkı 2032'ye kadar bu şirkette olunca şirket araziye otel yapıp işletmeye başladı.

Topbaş döneminde satıldı

Turizm ve konut imarı bulunan arazi, 2010 yılında Kadir Topbaş’ın İBB Başkanlığı döneminde satılmak istenmiş muhalefet şerhi sonrasında İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nin engeline takılmıştı. Mahkeme gerekçeli kararında ihaleye sadece üst kullanım hakkı sahibi şirketin katılmasının, yasalara aykırı biçimde ihalede açıklık ve rekabet koşullarının sağlanamayacağını belirtmişti.

Başkan değişince 

O dönem İBB’nin şirketten satış için aldığı 1.2 milyar TL’yi geri ödememesi üzerine araziye tapuda ipotek kararı koyuldu. 2022’ye gelindiğinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu döneminde bedelin ya İBB tarafından ödenmesi ya da arazinin satılıp bedelin böyle karşılanması mayıs ayındaki meclis toplantısına taşındı. Bu toplantıda oy çokluğuyla satış işlemi kabul edilirken CHP’li meclis üyeleri Özgür Öz ve Mehmet Ali Tüy ret oyu kullandı.

‘Haksız rekabet’

Konuyu yargıya taşıyan CHP^li iki meclis üyesinin avukatı İsmail Hakkı Atal şunları söylüyor:

“Şehrin göbeğinde ve Boğaziçi ön görünümde yer alan, sadece İstanbul'un değil Türkiye'nin arsa ve yeşil alan niteliğindeki en değerli gayrimenkullünün üst kullanım hakkı Anadolu Japon Turizm A.Ş.de olduğu için üst kullanım hakkını sahibinden başka kimse almak istememiş, bu nedenle sadece söz konusu şirket ihaleye katılmıştır” ifadelerini kullandı. Atal, haksız rekabet koşullarının geçerli olduğunu sözlerine ekleyerek, üst kullanım hakkı sahibinin veya şirketin bağlı olduğu holding ya da benzer ortaklık yapısındaki kardeş şirketlerin diğer ihale katılımcılarına göre imtiyazlı olduğunu savundu.

‘Kamu zararı oluşuyor”

Dava konusu işlemde, rekabet koşullarının sağlanması yönünde hareket edilmesinin teknik olarak mümkün olmadığını anlatan Atal, üst kullanım hakkının dava dışı üçüncü şahısta olması nedeniyle, satın alınacak gayrimenkullerin 10 yıl kullanılamayacağını söyledi. “İhaleye beklenen sayıda alıcının katılmayacağı ve düşük fiyat ile kamu zararı oluşacağı şimdiden belli. Dolayısıyla İBB, kamu temsiliyle kullandığı kamusal mülkiyeti ucuza ortadan kaldırmış olacak. Kamu zararına neden olmak, hukuka ve kanuna aykırı davranmaktır” dedi.

‘Disipline verilmesi gereken kişi İmamoğlu’dur’

Atal, temel olarak karşı çıktıkları noktanın, kamuya ait arazinin şirketlere satılması olduğunu vurguladı. Swiss Otel arazisi üzerinden başlayan ve CHP’li üyelerin dava açmasına uzanan tartışmalar nedeniyle iki üyenin disipline sevki istendi. Bunu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talep ettiğini söyleyen Atal, “Müvekkillerim grup kararına aykırı davrandıkları için disiplin isteniyor. Grup cinayet işlerse, bu insanlar buna mı uyacak? Böyle mantıksızlık olmaz. Tüzüğe aykırı bir işleme uyulmaması gerekirdi. Müvekkillerim, kamunun menfaatine uygun davranış sergiledi. Aksine o grup dahilinde onay veren herkesin disipline sevk edilmesi gerekir. Tüm idareler kamu yararına işlem yapmak zorundadır. Ortada disiplin suçu var ise bu İmamoğlu’na aittir. Onun disipline sevk edilmesi gerekiyor.”