• 26 Mart 2021 23:11
  • 0
  • 3 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

20 Milyon Alman Geliyor

Bu yazıyı dinleyin
Yavuz Ataç 26 Mart 2021 20 Milyon Alman Geliyor

 

Büyük haberi duydun mu? 

Önümüzdeki üç yıl içinde Almanya’dan en az 20 milyon turist gelecekmiş, öyle yazıyor diye söyleyince, “Hadi oradan” diye bağırmak geldi içimden. Ama ayağa kalkıp bir süre suskun duran arkadaşa, “Olabilir, muhtemelen Aristoteles’in Metafizik kitabını okumuştur” dedim.

Dişlerini göstererek sırıtıp, “Ne demek istiyorsun” dedi.

Mutluluğa razı medyamız belki de turizmciler üzülmesin diye yer vermiyor olabilir ama AB zirvesi ardından, Türkiye ile ilgili bölümde diyalog ve iş birliği mesajları verilirken diğer yandan turizm sektörünü etkileyecek olumsuz seyahat tavsiyelerinin çıkabileceği konusunda uyarıyor.

Aristoteles’in Metafizik kitabını okuyan arkadaş, adı üstünde “Avrupa Birliği içinde seyahatleri kolaylaştırması için hedeflenen aşı sertifikasının”, AB’nin dışında kalan diğer ülkelere seyahat kısıtlaması anlamına geleceğini bilmiyor olabilir mi?..

Yani Avrupa Birliği tarafından uygulanacak “aşı sertifikası”bir taşla iki kuş vurma imkanı sağlıyor.

 

Ayrımcı seyahat kısıtlaması geçen yaz sezonu Avrupa Birliğinin tatil için 'güvenli ülkeler' listesinde Türkiye yer almadığında başlamıştı. Yani Türkiye’yi virüs tehlikesi nedeniyle riskli bölgeler listesine dahil etmiş. Bunun üzerine Türkiye’ye gidenler için dönüşte hem negatif PCR testi hem de karantina uygulanmıştı. 

İspanya, Portekiz veya Yunanistan’dan bahsetmiyorum. Özellikle İtalya ve Fransa’nın o dönemdeki koronavirüs tablosuna bakınca, Türkiye’nin neden güvenli ülkeler listesinde olmadığını veya hangi sebepten dolayı riskli bölge olduğunu kendi vatandaşlarına bile açıklayamadılar.

Lafı evirip, çevirmeye gerek yok, “aşı sertifikası” uygulamasıyla Türkiye’ye yine dolaylı bir ayrımcılık uygulanacak.

Turizm sektöründe tüm alanlarda faaliyetler yürüten Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Ersoy, bunu bilmiyor olabilir mi? Güvenli turizm sertifika çalışması veya sektörde çalışanları aşılanmaprojesi Rusya, Ukrayna veya İngiltere’den gelecek turistlerin kaygılanmaması için mi yapılıyor sanıyorsunuz.

Turizm Bakanlığı verilerine göre, 2020 yılında Almanya’dan gelen ziyaretçi sayısı 1 milyon 100 bin civarında. Antalya’dan konuşmuş olduğum bir otelcimiz, “Yahu ne Almanı gelenlerin çoğu Türk” diyor. 

Ne yalan söyleyeyim bende aynı fikirdeyim.

Koronavirüs salgını nedeniyle Avrupalı havayolu şirketleri iflas etmemek için işçi çıkartıp, devlet yardımına başvururken. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın bir bölümünün, yaz tatillerini Türkiye’de geçirmek istemesi Türk Hava Yolları, Pegasus Hava Yolları ve Sun Express’in yaralarını biraz da olsa sarmıştı.

Ancak, 30 Aralık'tan itibaren Türkiye'ye gelen tüm ziyaretçilerin, son 72 saat içinde alınmış "negatif PCR testi” ibrazı zorunluluğu. Yani gelişten önce PCR testi, dönüşte ikinci bir zorunlu test ve ayrıca karantina uygulanması. Uçuşlardaki doluluk oranlarını iyice düşürmüş ve uçuşları iptal edilme noktasına getirmiştir.

Bu yüzden artık küçük hesaplar peşinde koşmamalı ve Türkiye'den çıkışlarda yapılacak PCR testleri ücretsiz yapılmalıdır.

Bununla birlikte hiç vakit kaybetmeden, Avrupa’da yaşayan 5 milyon civarındaki Türk vatandaşlarına yönelik “Tatile Türkiye’ye Gel” şeklinde, kapsamlı bir kampanya çalışması başlatılması gerekir.

Çok sevdiğim bir çocukluk arkadaşım ise, “Kafana takma, Avrupa Birliği için en önemli hedef, 5 yıl önce imzalanan Türkiye-AB sığınmacı anlaşmasınınyenilenmesi. Bu saatten sonra mültecilerin bir yere gitmeyeceğine göre, Türkiye'nin riskli bölgeler listesinden çıkartılması yararlı değil mi?” diyor.

Hayret! Avrupa Birliği vatandaşları için riski ülke durumundaki Türkiye, sığınmacılar için her nedense çok güvenli bir yer olarak görülüyor.

Neyse, bir sonraki yazımda Aristoteles’in, her şeyden önce “bir şeyi o şey yapan şeyi” nasıl belirlendiğiniaçıklayacağım.