“Andolsun biz Ademoğluna şan, şeref ve nimetler verdik; onları karada ve denizde taşıdık, kendilerine güzel güzel rızıklar verdik ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık.”  İsra Suresi.

Tanrı,  Ademoğlu’nun üstünlüğünü vurgularken “yarattığım her şeyi senin yok etmen için yarattım” demiş olabilir mi?

Herhalde olamaz. Ama Ademoğlu bu “üstünlük” özelliğini öylesine  ırkçı bir yaklaşımla özümsemiş ki,  Tanrı’nın kendisine verdiğini iddia ettiği aklı ile kendi çıkarları doğrultusunda her şeyi yok etme hakkını kendine tanımış.  Gerekçe :” Tanrı bizi tüm canlılardan üstün yarattı!”

Geldiğimiz bugün, kendileri karşısında üstün olduğumuzu iddia ettiğimiz, dışımızdaki tüm canlılar doğa ile uyumlu,  dengeli, onu koruyarak yaşamak için çabalarken, Ademoğlu olarak biz Tanrı’nın yarattığını iddia ettiğimiz doğayı daha hızlı ve daha çok yok edebilmek adına karşımızda tek düşman gördüğümüz tüm o canlıları yok etmek için her türlü çabayı gösteriyoruz. 

WWF’in 2020 Yaşayan Gezegen Raporu’na göre son 50 yıl içerisinde omurgalı tür popülasyonları %68 oranında azalmış. Birleşmiş Milletler raporları da dünya genelinde 1 milyondan fazla canlı türünün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor.  (Cumhuriyet Gazetesi) 

Yok olan sulak alanlarımız, yer altı sularımız, her yıl artarak oluşan obruklar,  Marmara Denizi’nde yaşanan salya felaketi,yanan/yakılan ormanlarımız, hiç düşünmeden kirlettiğimiz denizlerimiz, HES lerle yok ettiğimiz akarsularımız, barınmak adına başka canlıların barınaklarını yok ederek yok ettiğimiz çevremiz ve daha nicesi…

Hepimiz suçluyuz.  5 vakit  namaz kılmakla,  oruç tutmakla,  ya da Hacca gitmekle bu günahlarımızdan arınabilir miyiz sanıyoruz? 

Yağmur duası, Antik dönemlerden beri var olan bir ritüel. Yanılmıyorsam Sümerler’le birlikte yazılı kayıtlara geçmiş olmakla birlikte, tarım toplumlarının oluştuğu dönemlerden beri dünyanın birçok bölgesinde uygulanmakta.  Sn. Sinan Meydan “ evren ve dünya hakkında çok sınırlı bilgi birikimine sahip 4000 – 5000 yıl önceki uygarlıkların yağmur yağmasını doğaüstü güçlere bağlamaları”nın yağmur duası ritüelinin ortaya çıkması olarak belirtiyor. Tanrı’nın verdiği akılla evren ve dünya hakkında o günden bugüne milyonlarca kez daha fazla bilgi birikimine sahip olan Ademoğlu, aynı akılla doğaya verdiği zarar sonucu yaşanan iklim değişikliği, kuraklık, su kaynaklarının yok olması sonucu yaşadığı sıkıntıları aşmak için hala yağmur duasından medet umuyor.  Tanrı’nın kendisine verdiğini iddia ettiği  AKIL’a rağmen. 

Kim bilir belki de bundan birkaç bin yıl sonra bir din adamı çıkıp çocuklara şu hikaye yi anlatacak: “20ci yüzyıldan itibaren İnsanoğlu o denli vahşileşti ve Tanrı’nın kendilerine verdiği tüm güzellikleri yok etmeye başladı ki, bunu gören Tanrı çok sinirlendi ve dünyaya kuraklığı gönderdi. İnsanlar bir damla su için birbirlerini öldürmeye başladılar…”

Hikayenin devamını herkes kendine göre  kurgulayabilir. 

5 Haziran Dünya Çevre Günü idi. 

Saygılar

Ek : Sinan meydan yazısı:

https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/sinan-meydan/yagmur-duasinin-tarihi-6166209/