Geride bıraktığımız 2023 sezonunda elde edilen sonuçlar, resmi görüşe göre bir başarı hikayesi biçiminde yorumlanıyor. Kültür ve Turizm Bakanımıza bakılırsa, ziyaretçi rekorları kırılmış, bir türlü gerçekleşemeyen “turizmi bütün bir yıla yayma” sorunu bir çırpıda çözülmüştü. Daha ilerisi turizm bütün yurda yayılmış. Ziyaretçi sayılarına yurtdışında yaşayan T.C Yurttaşlarının da eklenmesiyle, rekor üstüne rekorlar kırılmıştı. 

Oysa gerçek hayat resmî açıklamalardan oldukça farklıydı. Ziyaretçi artışına karşın başta Antalya; otellerdeki doluluk oranları önceki yıllara göre düşüktü. Kısa sürede bu soruna da Colomb’un yumurtasını anımsatan, sihirli bir açıklama yapıldı. Ruslar 2023 sezonunda sayıları artarak Türkiye’ye gelmişlerdi. Ancak bazı açıkgöz -Rus -girişimcilerin, bölgede önceden kiraladıkları evleri pazarlamaları sonucu oteller boş kalmışlardı. 

Rus pazarında yatırım yapan, uçak koltuğu riski alan, çoğunluğu Türkiye bağlantılı tur operatörleri, uçuş dahil sattıkları paket tatil programlarını bir yana bırakmış olmalıydılar. Yüzbinlerce geceleme garantisi verdikleri ,milyonlarca dolar ödemeyi taahhüt ettikleri konaklama tesisleri boş dururken, getirdikleri ziyaretçilerin kiralık evlerde konaklamalarını sessizce seyrediyorlardı. 

Asıl neden uluslararası bir kuruluşu -Air BnB- Türkiye pazarından çıkarma olabilir miydi?. Birilerinin bu alanda kurdukları bir dijital pazarlama şirketi nin bekledikleri başarıya ulaşamadığı anlatılıyordu. 

Varsayımı bir yana bırakalım. 

Bakanlığın sevk ettiği  yasa önerisi, muhalefetin ilgisizliği ve AKP ‘nin ısrarı ile kısa sürede kabul edildi. Sektörün meslek kuruluşları bu gelişmeyi de -geçmişte olduğu gibi- sakin ve tam bir itaat anlayışı ile karşıladılar. “Ayasofya Müzesi” ve “Efes Ören Yeri” girişlerinin, akrabalık ilişkilerine göre özelleştirilmesinde olduğu gibi. Ya da İstanbul Parkın ele geçirilmesinde baş vurulan yöntemlere sessiz kalındığı gibi.

Bu arada en önemli tatil turizmi merkezimizde,  önümüzdeki yerel seçimlere iki hafta kala ilk kez bu iktidar tarafından yapıldığı izlenimi verilerek, yeni bir arıtma projesinin hayata geçirileceği algısı yaratılmaya çalışıldı. 

Antalya Büyükşehir Belediyesinin 1996 yılında Dünya Bankası destekli “Antalya Entegre Su ve Atıksu Projesi” bu iktidarın yeni atılımı gibi sunuldu.