• 12 Aralık 2020 22:28
  • 0
  • 2 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

COVID-19'un turizme etkileri ve gıda güvenliği

Bu yazıyı dinleyin
Hüseyin Doğan Bozkurt 12 Aralık 2020 COVID-19'un turizme etkileri ve gıda güvenliği

COVID-19 krizi, gerçekten bazı endüstrilerin ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu ve birbirine bağlı olduğunu fark ederek önceliklerimizi yeniden düşünmemize neden oldu. Bu sektörlerden birisi de turizmdir.

Covid -19 süreci tüm dünyada devam ederken turizm işletmeleri, bu krizin ardından yiyecek ve içecek bölümleri, mutfak departmanları için güvenli gıda üretim uygulamalarında dünya trendlerini takip etmelidir.

Peki bu süreçte şirketler neler öğrendi? Üst yönetim ekipleri kriz durumlarından fırsata çevirilebilecek bilgiler yakaladı mı? Sistemler için iyileştirmeler uyguladı mı? Tedarik aşamalarında, çalışanları ile veya bu aşamalarda karşılarına çıkan öngörülmeyen faaliyetler iyi bir şekilde değerlendirilebildi mi? Böyle bir kriz tekrar olsa tekrar yönetilebilir mi? 

Kriz başladığında otelcilik faaliyetleri içerisinde kalite birimleri oluşabilecek tüm riskleri açıkça fark etmişlerdir. Ziyaretçi kontrolleri, temizlik ve sanitasyon, çalışan hijyeni ve tedarik zinciri kontrolleri gibi yürütülen uygulamalar hali hazırda uygulanmaktaydı. Covid-19 salgını ile birlikte bu uygulamalar tüm turizm faaliyetlerinde daha da etkin hale getirildi. 

Başarılı bir operasyonun yönetilmesindeki en büyük sırlardan birisi ‘’ Kriz durumlarını fırsata çevirmektir.’’ Bu kriz turizm faaliyetlerindeki Gıda Güvenliği uygulamalarının önemini, uygulanan programların arkasındaki NEDEN’i göstermek için bir fırsat yaratmıştır. Ülkemizde Turizm faaliyetlerinin açılmasıyla, 1 Haziran 2020 tarihinde uygulamaya başlanan Güvenli Turizm Sertifikasyonu uygulamaları ile;  kriz durumu gelişmelerine bağlı olarak Turizm tesislerinde Gıda Güvenliği uygulamaları belirli bir seviyeye gelmiştir.

Kabul etmeliyiz ki, gıda tedariklerindeki, temizlik sanitasyon uygulamalarındaki, çalışan hijyenindeki rolümüzün, otellerin ve çalışanların bu seviyedeki bakış açılarının korumanın neden bu kadar önemli olduğu konusunda hepimiz tekrar tekrar hatırlatmaya devam etmeliyiz.

Bu hatırlatmaların ve uygulamaların iyileştirilerek sürdürebilirliğini sağlamak kriz durumunu uzun vadede fırsata çevirecektir.

Krizin bir sonraki aşaması nasıl görünüyor bilmiyoruz. O yüzden küresel anlamda Gıda Güvenliği risklerini sınırlandırmak için, farklı yönetim modellerini uygulamaya konulmalıdır. Tedarikçi yönetimleri ve sistem uygulamaları gözden geçirme sıklıkları arttırılarak devam edilmelidir. Gıda Güvenliğine doğrudan etki eden uygulamaların iyileştirilmesi ve ekip çalışmalarına olan önem arttırılarak devam edilmesi gereklidir. 

Sonuç olarak bir sonraki dalgayı yenmek için ve iyi bir güvenli gıda üretimi gerçekleştirebilmek için var olan uygulamalar üzerinde hep birlikte sürekliliği esas alarak çalışmalıyız.

Hüseyin Doğan Bozkurt

Gıda Yüksek Mühendisi