• 08 Aralık 2022 00:06
  • 0
  • 3 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Geleceğimiz açık, “Pruvamız neta”

Bu yazıyı dinleyin
Erkan Yağcı 08 Aralık 2022 Geleceğimiz açık, “Pruvamız neta”

Dünyamız son 3 yıldır küresel salgınla başlayan, ardından sıcak çatışmalar ve bölgesel gerilimlerle devam eden sancılı bir süreçten geçiyor. 

Bugün bölgemizdeki ve dünyadaki tüm sıkıntılı sürece rağmen Türkiye dünya turizminde ilk 5’te olan bir ülkedir.

Türkiye turizm sektörü 2022 yılında, Türkiye için 50 milyon, Antalya için 13 milyon turist sayısını aşacaktır.

Geleceğe bakarsak, 2023 ve 2024 döneminde neler olacağını göreceğiz ama ilk işaretler, artan enerji ve yaşam maliyetlerinin orta vadede turizmin önündeki en büyük engel olacağını gösteriyor. 

Turizm de ayrıca şu eğilimleri görmekteyiz:

• Tatil vitamine dönüşmektedir.

• İnsanlar daha iyi bir iş-yaşam dengesi aramaktadır.

• Turistlerin odak noktası yerel topluluklardır. Yerel halkla beraber olma arzusu artmaktadır.

• Sürdürülebilirlik ortak sorumluluğumuz olmuştur.

Zor zamanları geride bıraktık.

Bir ayağımızı kadim değerlerimize sabitlerken, diğeriyle daha güzelin, daha iyinin, daha yeninin, daha faydalının peşinde koşuyoruz. Tıpkı ulu bir çınar gibi köklerimiz derinlere indikçe, dallarımız da büyüyor, serpiliyor. Türkiye yüzyılı vizyonumuza uygun Turizm sektörünü de hazırlamamız gerekmektedir.

Günü kurtarmak, bugünü savuşturmak için çalışma yapılmaz. Biz, usta bir satranç oyuncusu gibi bugünden yarını planlamak zorundayız.

Yaşadığımız küresel gelişmelerin nereye varacağını kestiremiyorsak, sektörümüze olan riskleri en aza indirgememiz gerekmektedir. Bunun için dünyanın ve sektörümüzün gidişatını iyi okumamız, insanlığın yaşadığı kırılmaları iyi analiz etmemiz gerekmektedir.

Cumhuriyetimizin 100. Yılı’nı kutlamaya hazırlanırken, dünyanın nereye evrildiğini görüp, planlarımızı buna göre yapmalıyız. Sanal gündemlerin peşinden gitmek yerine, kendi önceliklerimiz çerçevesinde projelerimizi yürütüyoruz. Bizler ülkemizin turizm vizyonunu - hayallerini gerçeğe dönüştürmenin altyapısını hazırlamalıyız. Cumhuriyet’in 2. Yüzyılında; edinilmiş deneyim ve elde edilmiş birikime sahibiz.

100 yıllık Cumhuriyet’imizin insan kaynağı her alanda olduğu gibi turizmde de en önemli sermaye ve en güçlü dayanağımızdır.

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında edinilmiş deneyim ve birikimlerimizle, turizmde Cumhuriyet’in 2. Yüzyılına yeni bir senaryo ile girmeliyiz.

Bu senaryo;

1- İnsan Kaynağı

2- Çevre ve Doğa

3- Yerel Yönetimler

4- AI – Artificial Intelligence, “ Yapay Zeka” ile Y ve Z kuşağını esas almalıdır

Bu yaklaşım temelinde hazırlanacak senaryonun vizyonu da şu olmalıdır:

• Bölgeler arasındaki gelişme farklıklarını giderme ve sürdürülebilir kalkınma

• Turizmde rekabetin ucuz ürün yerine markalaşan turizm bölgelerinin oluşturulması,

• Var olan turizm bölgelerinin sürdürülebilirlik perspektifi içinde yeniden ele alınarak planlanması,

• Küresel eğilim taleplerinin izlenmesi ve buna yönelik planlama ve uygulamalar yapılması,

• Turizmde ürünün çeşitlendirilerek sezonun bütün bir yıla yayılması,

• Yöreye özgü farklı turizm türlerinin birbirine entegrasyonunu sağlayacak; ekoturizm, kırsal, agro, eğitim, sağlık ve termal, golf, kış sporları, doğa v.b. turizmin planlanmasıdır.

Bunun yanısıra, pazar ve ürün çeşitliliğinin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Erişimin, ulaşılabilirliğin, markalaşmanın ne kadar zor olduğunu, markalaşırsak da fiyatımızı nasıl koruyacağımızı ve / veya arttıracağımızı da.

Geleceğe bakarsak, dijital dönüşümden sonra bir dönem devam edecek olan sürdürülebilir bir dönüşüme girdik. Bu özellikle turizm sektörü için geçerlidir – elbette büyük ölçüde bozulmamış doğal çevreye ve adil sosyal katılıma dayanan bir sektör inşa etmeliyiz. 

Geleceğimiz parlak, “Pruvamız neta” (Yolumuz açık)tır.