• 26 Şubat 2021 08:49
  • 0
  • 4 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Kentin edebiyatı

Bu yazıyı dinleyin
Nizamettin Şen 26 Şubat 2021 Kentin edebiyatı

 

Kent anatomisi üzerine yazdığım yazılar; Kentin Kokusu, Kentin Sesi, Kent Estetiği, Kentin Tadı, Kentin Hafızası, Kentin Biyolojisi- Florası, Kentin Rengi… Bu yazılar 2013 yıllarında kaleme alınmıştı. Aradan 8 yıl gibi bir süre geçtikten sonra özellikle Antalya’da beni heyecanlandıran kültürel hayatın edebiyat cephesinde roman ve şiirdeki güzel gelişmeler yeni soluklar. Antalya kentinin geçmişinde kısıtlı da olsa edebiyatımızın çok önemli isimleri vardır. Ahmet Hamdi Tanpınar ki Kepez Belediyesinin onun adına düzenlediği Ulusal Edebiyat Yarışması ile anılmaktadır. Antalyalı Baki Süha Ediboğlu  bu kent için yazılmış en güzel şiirlerden olan bu şiiri pek bilinmez ve anılmaz.

ANTALYA

“Bahçeler meltemlerle konuşuyor

Üç bin yıl evvele dair

Masal cennetlerinin kapısı açılmış

Ağır ağır geçiyor taş kapılardan

Omuz başları kopmuş genç heykeller

Yarım kalmış rüyalar içinde

Portakal bahçelerinin ışık denizinde”

**

“Söyle bana Çocuğum

Antalya’da saatler

Şimdi kaçı çalıyor?” 

Edebiyatçıların  ideolojik yanları otoriterlerin tercihini belirliyor. Bir dönem şair Metin Demirtaş Antalya edebiyatı ile özdeş kılınmıştı.

Çağdaş Türk Romanında ne yazık ki Antalya hak ettiği yerde değil. Zaten ülkemizde Edebiyat 3 büyük kentte ki, bunlardan İstanbul açık ara öndedir. İstanbul üzerine geçmişte ve bugün kütüphane oluşacak eserler var.

Çağdaş Romanda son yıllarda romanlarıyla ve son olarak da senaryolarıyla öne çıkan Hakan Günday’ın ilk romanı MALAFA Antalya’da geçmektedir. Turizmin kanayan yarası olan hanutculuk /alışveriş komisyonculuğu üzerine kurulu Malafa romanı için İstanbul’a gidip kendisi  ile söyleşi yapmıştım.

)

Bu pandemi döneminde (2020) Antalya ve Berlin’de geçen Şükran Yiğit’in “BURASI RADYO ŞARAMPOL” romanı yayınlandı. 1980 Antalya’sının lirik bir anlatımı. Şarampol Antalya’nın Kaleiçi’nden sonra ikinci çekirdeğiydi. Giritliler Mahallesi, Otogar ekseninden Konyaaltı Plajına uzanan bugün birçoğu yerinde ama büyük bölümü kentin büyüyen yapısının altında kalmış mekanlar.

Kent romanlarının en büyük özelliği okuyanların (ister yerli ister yabancı olsun) o mekanlarda gezdirip yaşatabilmektir. Barcelona için yazılmış ve filmlere konu olmuş romanlarda kentin gastronomi mekanları üzerine turlar düzenlenmektedir. Burası Radyo Şarampol romanında; 18’in poğaçası ,Tophane Çay bahçesi, henüz kaybolmadı ama Çağlar pastanesi, Bahar Fırını yoklar tıpkı efsane kırık ve çıkıkın ustası Parlemento gibi. 1980 askeri darbenin Antalya’sını anlatan bu romanı okumanızı öneririm. Kuşkusuz o yıllarda Berlin’e fuara yeni gelmeye başlayan Berlin Duvarının yıkılışını yaşamış turizmcilere de …Romanda geçen şarkılardan oluşan spotify’da liste var

Şükran Yiğit 2004 de fabl tarzında Kaş’ın sokak kedilerini anlattığı hatta onları duygu düşünce ve vücut dilleri ile konuşturup fotoğrafladığı “BİR AKDENİZ KEDİSİNİN HATIRALARI” romanı da dikkat çekicidir. Kaş ve Frankfurt’da yaşayan  edebiyatçımızın mekanı Antalya’da geçecek romanlarını bekliyoruz

.

Turizmcilerden edebi eser veren az bulunur...Rahmetli Süha Alnıtemiz’in kendi hayat kesitini anlattığı TERS KEPÇE romanı güzel bir örnektir. Hüseyin Baraner’in almanca yayınlanan “Der Simitverkäufer der Hagia Sophia “ (Ayasofya Simitçisi) alman literatüründe yer  

   bulur umarım.

Antalya’da yaşayan turizmci Göksel Kaynak da 2020 pandemi döneminde ADALYA isimli romanında İtalyanların Antalya’yı işgali sırasnda yaşanmış bir öyküyü anlatmaktadır. Göksel Kaynak’ın Antalya eksenli romanlarının çoğalacağını ümit ediyorum.

Kent ve turizm üzerine yazılar yazmaya başladığım günden buyana bir kentin tanıtımında kente kimlik kazandıran değerlere vurgu yapmaya çalıştım. Dünyada örneklerini sıklıkla gördüğümüz kentlerin markalaşması ve tanıtımında bu kimlik öğelerinin her birinin inanılmaz önemi vardır. .Zenginliğiniz kimliğinizdedir.

Yorumlar

  • Lütfen Bekleyin.

Yorum Yaz