• 28 Mayıs 2021 00:15
  • 0
  • 3 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Kimseyi kandırmayın!

Bu yazıyı dinleyin
Bahattin Yücel 28 Mayıs 2021 Kimseyi kandırmayın!

Geçtiğimiz yüzyılın bitmek bilmeyen savaşlarında evladını yitiren ailelerin acıları, sayısız türkü ve ağıtların esin kaynağıdır. 

Hüzünle anlatılanların yanında, bazıları Anadolu halkının bilgeliğinin göstergesidir. Örneğin; Padişahın seferberlik çağrılarını davullarla ilan eden tellalların, askere alınacak delikanlıların sayıları azaldıkça, artan köy ziyaretlerini anlatan aşağıdaki gibi.

Sakalları yeni çıkan oğlunu elinden tutarak, tellalın yanı başında kayıt için bekleyen mülazıma yaklaşan ihtiyar adam; “bak mülazım” der.” Padişahına benden selam söyle, fermanı karşısında boynum kıldan incedir. Ama aklına estikçe bana güvenip savaş açmasın. Gönderecek başka çocuğum kalmadı, bilesin.”

Turizm’in ülkemizdeki durumuna çok uygun değil mi?

Hiç kimse; salgını yönetemeyen Sağlık, Dış Politikayı çıkmaza sokan Dış İşleri, turizmi salt konaklamadan ibaret sanan, Kültür ve Turizm Bakanlarının açıklamalarına aldanıp, cari açığın turizm gelirleri ile kapanacağını düşünmesin. 

Eski anlayışın hala geçerli olduğu yanılgısıyla hazırladıkları reklam kampanyasında, yüzbinlerce turizm çalışanının gururlarını kıranların turizme verdikleri zarar sanılandan çok daha ağır.

 

Oldu bittiye getirilen, yeterince tartışılmamış bir yasayla başta konaklama tesisleri olmak üzere, sektörün gelirlerine çöken, eskilerin deyimiyle kerameti kendilerinden menkul, TGA Yönetimindeki sektör temsilcileri içinden, bir kişinin çıkıp, bu saçma reklamı eleştirdiğini duyan var mı?

Sağlık Bakanlığının; vaka sayılarının açıklanmasında ne denli yetersiz kaldığı ortada. Salgın başlangıcından bu yana geçen 14 ayda, nüfusunun ancak %13’ünün aşılanabildiği, çözümü içki satışı ve bazı temel ihtiyaç maddelerini yasaklamakta gören bu yönetimi eleştiren, bir meslek kuruluşunun dahi olmayışı ne kadar acı.

“Safe Tourism” sertifikası ile bu sezonu kurtarabileceklerini sananların son girişimleri, yabancı misyonu Belek’te ağırlayarak, ikna etmek. 

Belgeledikleri otelleri genel salgınla mücadele kurallarına aykırı biçimde, Türkiye’ye gelişlerinde test ve aşı belgesi sorulmayan ülkelerin turistleriyle doldurma çabalarını, bilim ve akıl ile açıklamak olası mı? 

 

Otellerde denetimsiz ziyaretçi kabul edilmesini yöneticilerimiz görmezden gelebilirler. Oysa Ruslar, Almanlar, İngilizler başta geleneksel ziyaretçilerimiz olan bitenin farkındalar.

 

Mısır uzun aradan sonra Kızıldeniz kıyılarında konaklayacak 6 milyon Rus turisti alacağını açıkladı. Güney Kıbrıs ve ardından Güney Ege Adalarını Ruslara açan Yunanistan, bu sezon kayıplarını en aza indireceğe benziyorlar.

Kuşkusuz Türkiye’nin tek sorunu aşı yönetimindeki eksiklik değil.

Demokrasi standartları, radikal İslamcıları destekleyen tutumu ve son olarak, Filistin-İsrail gerginliğinde; Arap siyasetçilerin aşmaya çalıştıkları “Arap Sokağı ”nı Türkiye’ye taşımakta ısrarcı dış politikamız. Turizmin Türkiye’nin genel siyasal açmazından bağımsız düşünülemeyeceğini gösteriyor.

Turizmcilerin bu sezon boyunca, bekledikleri sonuçları alabileceklerini söylemek çok zor. Kimse kimseyi kandırmaya kalkışmasın.