• 04 Mart 2021 17:15
  • 0
  • 3 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Kısıtlama sürecinde rezervasyonlarda artış

Bu yazıyı dinleyin
Bahattin Yücel 04 Mart 2021 Kısıtlama sürecinde rezervasyonlarda artış

Dünyada salgına karşı alınan önlemleri iki başlık altında değerlendirmek gerekiyor.

İlki; ağırlıklı olarak turist gönderen, çoğunluğu kişi başına düşen GSMH ortalaması 30 bin dolar ve üzerinde olan ülkeler. Kapanma ve yurttaşlarını aşılama konularında başlarda yaptıkları hatalardan ders alarak, başarılı oldular. Özellikle işyerlerine -çoğunlukla- karşılıksız sağladıkları, mali destekler ve işyerlerinin standart ödemelerini kolaylaştıran tutumlarıyla, Almanya ve İngiltere dikkat çekiyor. 

Bu ülkelerin kendi yurttaşlarının yurtdışı seyahatlerine getirdikleri kısıtlamalar, yasakçı bir anlayıştan çok korumacı yaklaşımlarıyla öne çıktı.

Ancak önümüzdeki sezon yurtdışı seyahatlere ilişkin tutumlarının henüz açıklığa kavuşmayışı, ikinci başlık altında sayabileceğimiz, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkeleri, çok yakından ilgilendirirken, kuşkusuz hayli endişelendiriyor.

Akdeniz’in kuzeyinde yer alan, Yunanistan, İtalya, Fransa ve İspanya ile komşusu Portekiz de ana pazarları konumundaki Almanya, İngiltere ve İskandinav Ülkelerinin izleyecekleri tutumu bekliyorlar.

Türkiye ile rekabet halinde olan Akdeniz ülkeleri arasındaki Yunanistan, son dönemde kriz nedeniyle sayıları azalan AB turistlerinin, topluluğa üye olma avantajını da kullanarak kendisine gelmelerini sağlama uğraşında. Gerekçe; AB sağlık normlarına uygun açı uygulamayan ülkelere- doğal olarak en çarpıcısı Türkiye- gidişlerin, “Aşı pasaportu” adı verilecek bir belgeyle denetlenmesi.

Şimdilik tutumları tam belirlenmedi. 

Ama ekonomik gerekçelerle başta Almanya diğer turist gönderen ülkelerin de, bu uygulamadan yana tavır alma olasılıkları yüksek. 

Kesinleşirse, AB normları dışında kendi aşılarını uygulayan, Rus tatilcilerin Yunanistan’a gelmeleri mümkün olmayabilir.

Türkiye bu süreçte sektörün gerçek ihtiyacını -özellikle pazarlama kesimini oluşturan seyahat acentelerinin- görmezden gelen, yaklaşımını sürdürüyor. 

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın; aşı denetimini digital ortamda sağlayabilecek bir projeyi hayata geçirmek, bu konuyu AB ile ilişkilerinde kullanarak, topluluk ülkelerinde kamuoyu oluşturmak gibi bir niyeti olduğu sezilmiyor. Sadece soyut açıklamalarla beklentileri yükseltmek dışında etkinlikleri göze çarpmıyor.

Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanının turizme ilişkin açıklamalarında yer alan bir başlık, sektörde yeterince irdelenmedi. Açıklamaya göre kısıtlamaların kaldırılacağı pazarlarda, ülkemize dönük rezervasyonlarda patlama yaşanıyordu. Şimdiden İngiltere’de artış oranı yüzde üç yüz elliye ulaşmıştı. 

Ve halkımızın deyişiyle turpun büyüğünün heybede olduğu kısa sürede anlaşıldı. 

TUI ’nin İngiltere rezervasyonlarındaki artış, Türkiye talebinde YÜZDE BEŞYÜZ olmuştu.

Geçtiğimiz yıl uçak şirketlerine sahip oldukları gerekçesiyle, yurtdışında kurulu ve ortakları arasında TC Yurttaşları da bulunan dört operatöre, koşulları sektörden ustalıkla saklanan 120 milyon dolarlık kolay kredi sağlanmıştı. 

Kolaylık karşılığında bu operatörlerin Türkiye’ye sağladıkları katkı konusunda, Bakanlık hiçbir bilgi vermedi. Oysa aynı kaynakla TÜRSAB üyesi seyahat acentelerinin en az yarısı bu krizde yok olmaktan kurtulabilirlerdi.

Alman Hükumetinin milyarlarca avroluk desteği ile ayakta durmaya çalışan TUI’inin, yurtdışında elde ettiği geometrik artış oranı ve bunun Türk kamuoyuna aktarılma biçimi beni ürkütmedi değil. 

Umarım bu şirkete de geçtiğimiz yıl yapılanı andıran türden kaynak transferi sağlanmaz. Aksi halde yapılanlar ekonomiye katkı değil, bir tür gelen turist başına para ödemeye dönüşür. Halkın cebinden turist ağırlamak..

Bakanlık sektöre kaynak sağlamak istiyorsa, bunun yabancı operatörlere doğrudan parasal destek yerine, turizm çalışanlarının aşılanmalarına ayrılması yeterli olur.

TÜRSAB her iki konunun da takipçisi olmalıdır.