• 16 Temmuz 2022 15:24
  • 0
  • 3 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Muğla ve İlçeleri (1)

Bu yazıyı dinleyin
Bahattin Yücel 16 Temmuz 2022 Muğla ve İlçeleri (1)

Muğla ülkenin en uzun kıyılarına sahip ili. 

Güney Ege’de orman varlığını da kapsayan doğal güzellikleri, göz kamaştırıcı. 

Antik çağda bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmasının yanında, gerçek bir doğa harikası. Göbeklitepe ile başlayan; bilinen bütün tarih tezlerinin yeniden ele alınmasını gerektirecek kadar önemli buluntulara eş değerli bir coğrafyada yer alıyor. 

Muğla iki yıldır bu yanlarıyla değil, orman yangınları ve imar talanı ile gündemde. Konaklama işletmeleri sundukları hizmet yerine, AKP’nin günlük konuşma dilimize kazandırdığı(!), -moda deyimle- mafya hesaplaşmaları ve çökme iddialarıyla anılıyorlar. 

Sürüklendiğimiz ekonomik kriz ortamında; “reklamın kötüsü olmaz” mantığıyla, farkındalık yaratma derdine düşmüş bir tesisin, çok pahalı yiyecek-içecek fiyatlarından söz eden sosyal medya yayınlarını da unutmayalım. 

Bodrum’da bunca konu varken, pahalı lahmacun eleştirileri ile başlatılan bu yapay gündemin kime ne kazandıracağını kestirmek kolay değil.

Muğla’da şaşılacak o kadar çok şey var ki, örneğin zeytinliklerin imara açılmasıyla başlayan, gerçek satış fiyatları on milyonlarca lirayla ifade edilen, ancak sadece yüzde yirmisi vergilendirilen ikinci konutlar. Konu kimseyi ilgilendirmiyor. 

Ekonomik kriz ortamında, sınırlı bir kesimin ellerindeki varlıkların değer kaybını önlemek adına desteklenen yap-sat sektörünün, genelde Muğla iline ancak yoğunluk ve fiyat açısından, Bodrum’a verdiği zarar kimsenin umurunda değil. 

Üstelik yerel yönetimlerde iktidar olan CHP ile imar başta, turistik işletmelerin belgelendirme işlemleri dahil bütün yetkileri, merkeze alan AKP arasında yaklaşım farkı ne yazık ki, yok. Sorumluluğu karşılıklı birbirlerinin üstüne atarak, eleştirilerden kaçınma çabasındalar.

Kıyılar anayasanın açık hükümlerine rağmen, ücretli girişlere olanak sağlayacak biçimde kapatılmış.Cennet Koyu, Türkbükü, Gündoğan ve elbette Yalıkavak, herhalde Karyalılardan bu yana tarihte görülmedik biçimde imara açılmış. Yetmemiş olmalı ki, Iasos da bu gelişmeden(!) nasibini alacak.

Yalıkavak’ın ünlü Marinasındaki yatlar ve çevresindeki yapılaşma ise Rusların yüzlerce yıl düşlerini kurdukları, sıcak denizlere inme tezlerini doğrulamışa benziyor. 

Altyapısı olmayan ancak konutların satış fiyatlarına bakılırsa, kayıt dışı bırakılan bölümün ortalama yarısı kadar harcamayla karşılanabilecek yatırımlar, zorunlu olarak kamunun sırtına yükleniyor. 

Ankara bölgede muhalefetin elinde bulunan belediyeleri güç durumda bırakmak amacıyla gelişmelere seyirci kalıyor.

Kuşkusuz boş da durmuyor Ankara. Fon yaratmak amacıyla hazine arazilerini satışa çıkararak, talanı destekliyor. Yetmemiş olmalı ki, Bodrum’da Diyanet İşleri Başkanlığına son günlerin moda yapılaşması olan, külliye inşaatına başlanıyor.

Keşke bunlarla kalınsa, dedirtecek gelişmeler de olmuyor değil.

Bölgede ekonomik kriz sürecinde patlayan yap-satçılığı desteklemek amacıyla, Muğla merkezindeki Menteşe İlçesinde bir çimento fabrikası yapımına, bu ilçenin CHP’li Belediyesi izin veriyor. Öyle ya çimentoyu komşu illerden taşımanın maliyetini düşürmek, yap-satçılara destek olmak lazım!!

Büyükşehir uygulamasının işleri ne denli kötüleştirdiğini gösteren tipik bir örnek Muğla. 

Örneğin BŞB ilçelerdeki ulaşım ve kıyı hizmetlerini üstleniyor. İlçe belediyelerine bırakın yetkiyi söz hakkı dahi vermek istemiyor.  Bodrum’da yeni yerleşim düzeninde dahi deniz araçları ile ulaşılması kolay olan yerlere, minibüs ve midibüslerle yolcu taşınması özendiriliyor. Ardından yoğunluk nedeniyle tıkanan trafikten yakınılarak, yol yapımı isteniyor. 

İlçenin en önemli caddesinde Datça feribotlarının iskeleleri var. Yayalara ayrılan kıyı bandındaki yürüyüş yolunu inme-binme sırasında kullanıyorlar. Kuşkusuz aynı sırada tek yönlü ana caddenin trafiği de etkileniyor.

(Devam edecek)