• 23 Aralık 2020 17:55
  • 0
  • 5 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Neden otelcilik

Bu yazıyı dinleyin
Erhan Çetin 23 Aralık 2020 Neden otelcilik

Otel işletmeciliği dışarıdan göründüğü gibi prestijli ve eğlenceli mi?

Son 30 yılda tüm dünyada seyahat taşımacılığının gelişmesi ile birlikte katlanarak büyüyen turizmdeki iş hacmi, bir çok farklı sektör yatırımcısını da otel yatırımlarına yönlendirdi. 

Özellikle çek, senet gibi uzun vadeli yatırım araçları kullanan sektörler, nakit paranın döndüğü otelciliğe büyük ilgi gösterdi. 

Bağlı şirketlerinin nakit akışını finanse edebilecekleri ve kendilerine prestij katacak bir yatırım gözüyle bakmaları ise otelcilik sektörünün doğasında olan bazı dengelerin bozulmasına sebep oldu.

Fiyat / fayda dengesi yerine maliyet bazlı yönetim anlayışı, sürdürülebilir işletme kültürlerinin oluşmamasına, dolayısı ile hizmet odaklı olmayan, sektörün doğasına uzak otellerin türemesine sebep oldu. 

Dışarıdan görülemeyen, sabit ve değişken maliyetlerin yüksekliği de eklendiğinde, otelcilik bir çok yatırımcı için bataklığa dönüştü.

Buna ek olarak, hızlı büyüyen bu sektöre yeterli sayıda kalifiye personel yetiştirilememesi, mecburi bir istihdam yarattı, bununla birlikte yapısı hizmet sektörüne uygun olmayan bir çok kişinin otel çalışanı olmasına, var olan çalışanların da deneyimleri, bilgi ve becerileri göz önünde bulundurulmadan hızlı terfiler ile yönetici olarak büyük yatırımların geleceğinden sorumlu olmalarına sebep oldu. 

Dolayısı ile otelcilik eğlenceli ve prestijli bir sektör olmaktan, artık çok uzak.

 

KURULUŞ HİKAYELERİ

Otel sektörüne girmek isteyen bir çok bilinçli yatırımcının dahi, hep aynı hataları yapmalarına yıllardır anlam veremiyorum. Otel mimarlar ve mühendisler ile yapılmaz. Otelinizin işletmesini yapacak kişinin size çıkaracağı otel profiline göre inşa edilir. 

Yatırım yapılacak olan bölgede hangi pazarlar mevcut? 

yeni eklenebilecek pazarlar nedir? 

Ağırlanacak misafir grubunun demografik yapısı ve bu yapının genel beklentileri nelerdir? 

Otelde ne gibi imkanlar sunmak gerekir? 

Bölgedeki otellerin güçlü ve zayıf yanları nelerdir? 

Otelinizi hangi klasmanda konumlandırmalısınız? 

Gibi bir çok sorunun cevabını size o işletmeci verebilir. Size bu cevaplar ile birlikte bir otel projesi ve gelir gider bütçesi çıkartır.

Yatırımcıya düşen ise, inşaat şirketine bu yatırım maliyetlerini hesaplatıp, karlılığı doğrultusunda uygun bir yatırım olup olmadığına karar vermektir. 

Siz oteli mimara kurdurursanız, 100 tane bölgedeki misafir demografisine uygun tipte oda yerine 110 tane satması zor odanız olur, her hafta onlarca oda değişikliği ve bir sürü şikayetle karşılaşırsınız, asla kullanılmayacak bir sürü toplantı salonunuz, F&B alanlarınız var iken, yetersiz H/K depoları, küçücük personel kullanım alanları, karanlık havasız ofisler yüzünden, otelin açık kalacağı yıllar boyunca personel sirkülasyonu ile boğuşursunuz. Hizmet standardı oturtamazsınız, otel kültürü oluşturamazsınız. 

Bir odaya mimarınızın gözüne hoş görünecek bir Josephine koltuk koymak yerine, işletmecinin uygun göreceği bir extra yatak alanı bırakmanın size yıllar içerisinde yüzbinlerce Lira fazla para kazandırabileceğini unutmayın. 

Otel mimarisi projelendirilirken birkaç bin Lira fazla masrafa girmemek adına yapmaktan kaçınacağınız altyapı eksiklikleri ile otelciler yıllarca mücadele edecek. 

Bu da size extra personel maliyeti, bakım onarım masrafı, iş, zaman ve memnuniyet kaybı olarak misli ile geri dönecek. Yıllar sonra, otelcilikten beklediğiniz geliri ve prestiji elde edip edememeniz arasındaki farkın büyük bölümünü, kuruluşta kaçındığınız ya da bilinçsizce üstlendiğiniz maliyetler oluşturacak. 

KİMDİR UYGUN PERSONEL?

Turizmin tamamında olduğu gibi otelcilikte de personel seçimi size başarıyı getiren unsurdur. 

Unutmamanız gereken şey; Hizmet olmadan inşa ettiğiniz yapı, bir binadan ibarettir, orayı otel yapacak ya da çok iyi otel yapacak unsur personelinizdir. 

Hizmet sektörü zor iş, bu sebeple personel yapınız mental olarak hizmet sektörüne uygun kişilerden oluşmalı. 

Yaşanan sorunları, misafir şikayetlerini kişiselleştirmemeli. 

Otel bir sahnedir, üniformanızı  giyersiniz, işletmecinin size biçtiği rolü oynarsınız. 

Herhangi bir misafir şikayetini size iletir, aslında size değil üstünüzdeki üniformaya konuşur. 

Odasında televizyon bozulur, şikayetini ya da öfkesini size döker, siz mi aldınız televizyonu? 

Hayır! 

Siz mi kurdunuz? 

Hayır! 

Siz mi bozdunuz? 

Hayır! 

Ama şikayet size gelir. 

Kahvaltıyı çok beğenir, memnuniyetini yine size iletir, siz mi hazırladınız kahvaltıyı? 

Hayır! 

Turizmde personel seçmek yoktur, bunun adı “CAST” yapmaktır, verilen işi en iyi yapabilecek kişi ve biçtiğiniz rolü en iyi oynayabilecek kişilerin toplamıdır turizm personeli. 

Giydiği üniformaya gösterilen saygının, bir çok eski çalışanın emeğiyle kazanıldığını ve bu saygının her gün pekiştirilmesi gerektiğini bilen kişidir turizm personeli. 

Sosyal hayatında kimin nasıl biri olduğu hiçbirimizi ilgilendirmez, ama otel kapısından girdiğiniz anda size biçilen rol, güler yüzlü, yardımsever, ilgili ve profesyonel bir çalışan ise, bunu oynarsınız. Özel hayatınızdan otele name tag’inizde yazılı olan isminizden başka bir şey taşıyamazsınız. 

Eminim hepimiz yıllar önce gittiğimiz bir tatilde, çalışanların yaptığı küçücük bir jesti, ya da ikramı, yapan personelin simasıyla belki de ismiyle hatırlarız. 

Tatildesiniz ve ömür boyu hatırlayacağınız birkaç gün geçireceksiniz, otelin imajını, size servis yapan personelin ruh haline bırakamayız.