• 02 Mart 2022 17:56
  • 0
  • 3 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Rusya -Ukrayna Savaşı ve 2022 turizm sezonu

Bu yazıyı dinleyin
Bahattin Yücel 02 Mart 2022 Rusya -Ukrayna Savaşı ve 2022 turizm sezonu

Türkiye’de iç siyasetin gündemi; uluslararası gelişmelerden daha farklı konu başlıklarında yoğunlaşıyor.  

Kuşkusuz ülkenin kendi iç dinamiklerinin bu farklı sıralamada etkisi var. AKP’nin 20 yıllık iktidarı boyunca sürekli başvurduğu, içi boş “yerli-milli” söyleminin, kamuoyunu oluşturan bazı kesimlerde sanılandan daha etkili olduğu inkâr götürmez.

Salgından bu yana girdiği krizden bir türlü çıkamayan turizmcilerin, bir bölümü ve en önemlisi, sektörün üst yönetimi de ne yazık ki, bu söylemin etkisinde.

Gerginleşen Rusya- Ukrayna ilişkileri sırasında, 2022 sezonunda tarihsel rekorlar kırmaya hazırlanan Kültür ve Turizm Bakanlığımızın, en yetkili ağzından yapılan “bu kriz bizi etkilemez” açıklamasını okuyunca, yönetimin fazlasıyla içe kapandığı anlaşılıyor.

Kötümserliği bir yana bırakalım. Ancak hayale de kapılmayalım..  

Düşünün geçtiğimiz sezonda en fazla turist gönderen ülkeler sıralamasında, 1 ve 3.Sırada yer alan iki ülke savaşıyor.  

Bunlardan Rusya; uzun süredir ABD ve AB’nin NATO’nun etki alanını Doğuya uzatma planlarına, Ukrayna’nın da dahil edilmesi üzerine, kendi çıkar anlayışına uygun savunma ve askeri harekat planları yapıyor.

Ukrayna ise başlarda ABD, Nato ve AB’nin kendisini savunacağına güvenerek, Ruslara karşı; geleceğin varsa, göreceğin de var tutumu içindeydi.

Bu sürecin en fazla etkileyeceği ülkeler arasında üst sıralarda yer alan Türkiye’yi yönetenlerin, “krizde bize bir şey olmaz” anlayışını benimsemeleri, -kanımca- yönetimin zafiyetini göstermesi açısından, en az savaş kadar dramatik.

Aslında savaş Ukrayna ile Rusya arasındaki çatışmadan ibaret değil. Rusya-Çin ve İran üçgeni ile AB ülkeleri ve ABD arasındaki ekonomik güç mücadelesi. İşin bu yanını kenara koyarak, Türkiye açısından yakın gelecekte olabileceklere ilişkin varsayımlarda bulunmayı deneyelim.

Savaşan bu iki ülkeden geçtiğimiz sezonda Türkiye’ye gelen turistlerin sayıları, toplamın % 23’ü. Yaklaşık gelen her dört turistten birisi Rusya (4,6 milyon ziyaretçi) ve Ukrayna’dan (2,060 milyon ziyaretçi).  

Bu potansiyel hiçbir yönetimin elinin tersiyle geri çeviremeyeceği ölçüde büyük. Doğrudan sağlanan döviz geliri ise en kötü varsayımla 6 milyar dolar. Turizmden sağlanan gelirin 20 farklı sektörü etkilediğini de unutmayalım.

Büyük umutlarla hazırlandığımız 2022 sezonunda bu iki ülkeden gelişlerde büyük düşüşler yaşanacağı çok açık.

Yolcu dahil Batıda üretilen bütün uçakların, uzun süreli kiralama sözleşmelerinin (leasing) iptali, bu uçaklarda kullanılacak her türlü yedek parça ve bakım malzemesinin Rusya’ya satılmasının yasaklandığı bir ortamda, Türkiye’de turizmi yönetenlerin en kötü senaryoya göre hazırlık yapmaları kaçınılmaz bir görev haline geldi.

Yurtdışı döviz pozisyonlarına el konularak köşeye sıkıştırılmak istenen Rusya’da, bu koşullarda tatile gitmeyi tasarlayanlar olacağını sanmanın mantık ile açıklanacak yanı olamaz. Kaldı ki, Rus’lar gelmezlerse, yerlerini başka ülkelerden gelecek olanlar doldururlar beklentisi de boş bir hayalden öteye geçemez. Örneğin başta İtalya, Fransa ve Almanya’nın Rusya ile geniş ticaret hacminden kaynaklı borç-alacak ilişkisini nasıl düzenleyecekleri henüz bilinmiyor.

Pandemi sürecinde; Rusya ve bir AB ülkesindeki Türk kökenli sahiplik ilişkisi nedeniyle kayırılan 5 yabancı şirkete kullandırılan -kredi vb benzeri- kaynak aktarımı, bu derinlikte bir kriz sırasında asla çözüm getirmez.

Özellikle AB ile ABD Batının, Rus Bayraklı uçaklara hava sahalarını kullandırmayışları, sivil havacılık alanında pandemi süreci kadar ağır bir krizin başlayacağını gösteriyor.

BU kritik dönemeçte alınacak önlemlerin başında; Hazine ve Maliye Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TÜRSAB ve TUROFED ve diğer sektör meslek kuruluşları temsilcilerinin, kaynak sağlayan bankaların üst yöneticileri ile bir araya gelerek, durum saptaması yapma