• 19 Şubat 2022 20:29
  • 0
  • 2 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Sosyal turizmi düşünmenin zamanı

Bu yazıyı dinleyin
Nazmi Kozak 19 Şubat 2022 Sosyal turizmi düşünmenin zamanı

Kırk-elli yıl önce hem turizm literatüründe hem de turizmle ilgili karar vericilerin gündeminde “sosyal turizm” diye bir kavram vardı.Şimdilerde sorsanız “o da ne” diyen epey sayı kişi çıkacaktır.

Önümüzdeki haftalarda yayımlanacak Türkiye Turizm Ansiklopedisi’nde Ayşe Pak Deliomanlı tarafından yazılan maddede sosyal turizm; Ekonomik güçleri kısıtlı olan grup ya da kitlelerin turizme katılmasına destek olmak için gereken çalışma koşullarının ve mali güçlerinin turizm için elverişli olmasına katkı sağlamayı amaçlayan düzenlemeleri ifade eden kavram” olarak tanımlanmaktadır

1960 ve sonrası birkaç on yılda önceleri Avrupa’da, bir dönem de Türkiye’de sosyal turizm kavramı kamu yönetiminde ve akademik çalışmalarda yer aldı. O yıllarda Avrupa’da sosyal turizm sandıkları kuruldu, düşük faizli tatil kredileri verildi.

Türkiye’de de sosyal turizm alanında güzel çalışmalar yapıldı. 

Genç Türkiye Cumhuriyeti 1930’lı yıllardan itibaren, biraz da Sovyetler Birljği’ndeki uygulamaları örnek alarak “kamu kampları” kurmaya başladı. 1960’lardan itibaren Kamu İktisadi Teşebbüsleri, bakanlıklar ve diğer kamu kurumları tatil yörelerinde kamu kampları kurdular, çalışanlarının uygun ücretlerde tatil yapabilmelerini sağladılar.

Bu yıllarda, Turizm Bankası da sosyal turizm alanında önemli girişimlerde bulundu. Her üçü de Antalya olan TURBAN Beldibi Kamping, TURBAN Kızıltepe Kamping ve TURBAN Belek Sosyal Turizm Tesisi kuruldu ve işletildi.

Hatta, 1990’ların başlarında Turizm Bakanlığı öğrenci yurtlarını yaz aylarında turizme açmak amacıyla birtakım düzenlemelere gitti. Her yıl turizme açılan öğrenci yurtlarının bilgilerini içeren kitapçıklar bile hazırlandı. 

Sonrasında, 1990’ların başından itibaren hem kamu kampları ve hem de TURBAN tesisleri kapatıldı, yerleri turizm yatırımcılarına tahsis edildi. Kamu kamplarının kapatılarak, bulundukları yerlerin turizm işletmecilerine tahsis edilmesi ile ilgili kararlar 1960-1980 yılları arasındaki kalkınma planlarının hepsinde sürekli yer alıyordu zaten. TURBAN’lar ise, 1990’lardaki yanlış yöneticilerin işbaşına gelmesi ile zarar ettirildiler, bir süre sonra da özelleştirilerek kapatıldılar. TURBAN tesislerinin bulundukları yerler özel girişimcilere tahsis edildi.

Dar gelirlilerin tatil yapmalarını sağlamaya yönelik kamu kampı veya sosyal turizm tesisi türündeki işletmelere her zaman ihtiyaç vardır. Belki Türkiye buna içindeki bulunduğumuz döneme kadar pek fazla ihtiyaç duymadı. Zira “ucuz turizm ülkesi” olunması dolayısıyla bir kesim hariç pek çok kesim tatilini, hem de dört-beş yıldızlı tesislerde yapabiliyorlardı. 

Eski günler tekrar gelir mi, bilinmez ama; turizmle ilgili kararlar alan kurumların “sosyal turizm” konusunu gündemlerine almalarında yarar bulunmaktadır. Bu bağlamda yerel yönetimlerin ve turizm alanında yeni açılımlarda bulunmak isteyen (iktidar veya muhalefet) karar vericilerin sosyal turizmi düşünmelerinin zamanı gelmiştir.