TUI, Sovyetler Birliği’nin 1990’ların başında dağılmasıyla burada oluşacak seyahat hacmini değerlendirmek üzere pazara girmek istedi.

Bu amaçla bir yöneticisini bu işle görevlendirerek Rusya’ya gönderdi. Çalışmaları sırasında farklı biçimlerde uyarılan o yönetici vurularak öldürüldü.

Bunun üzerine TUI Rusya pazarına girme çalışmalarını durdurdu.

Ama aklı hep o pazardaydı.

TUI yıllar sonra Rusya pazarına bir Türk şirketi satın alarak girdi.

2004 yılında Mostravel Turtess’ın önce yüzde 75’ine ortak oldu.

TUI Grup, 2008 yılında da Rus tur operatörü VKO ve Kiev Voyage üzerinden Rus oligark Aleksey Mordashov ile yüzde 49’u kendisinin, yüzde 51’i Mordashov’un olan, TUI’nin Rusya ve BDT ülkelerindeki birimi TUI Russian &CIS’ı kurdu.

2013 yılında da Turtess-Mostravel‘de kalan hisselerin yüzde 25’ini de alarak şirketin tamamına sahip oldu.

Mehmet Ak’ın elindeyken pazarda iyi bir hacme ulaşmış olan Turtess Mostravel TUI’nin elinde aynı performansı gösteremedi.

Daha sonra ortadan kayboldu.

TUI, geçen hafta TUI Russia & CIS’da kalan yüzde 10 payını da  Mordashov’a devretti.

Bu, tek başına önemli olmayabilir.

Ancak bu olay ile şöyle bir tablo ortaya çıktı:

TUI Rusya pazarını ele geçiremedi.

Ama Mordashov TUI’yi ele geçiriyor.

Nitekim Mordashov’un şu anda yüzde 30 ile en büyük ortağı olduğu TUI Grup’taki payını yüzde 50’ye çıkaracağı konuşuluyor.

Adı ülke ile özdeşleşmiş İngiltere’nin Thomas Cook’u Çin’li Fosun’un oldu.

Bu gidişle Alman TUI de Rus Mordashov’un olacak.

O durumda yıllardan beri Avrupa seyahat endüstrisi pazarını yönlendiren TUI üzerinden Almanya’nın yerini Mordashov üzerinden  Rusya alacak.

Alman hükümetinin artan tepkilere rağmen TUI’ye dört milyar Euro kaynak aktarması bu süreci durdurabilir mi?

Zor.

TUI olayı, bir yönüyle içine girilen ve pandemi ile hızlanan yeni dünya düzeni sürecinin seyahat endüstrisine yansıması olarak da görülebilir.

Buna her alanda olduğu gibi turizmde de Avrupa gerilerken Asya’nın yükselişi yönüyle de bakılabilir.