• 25 Mart 2021 18:07
  • 0
  • 3 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Turizmde beklentiler

Bu yazıyı dinleyin
Bahattin Yücel 25 Mart 2021 Turizmde beklentiler

AKP’nin 20 yıla yaklaşaniktidarında Türkiye Ekonomisi, piyasaların üzerinde belirlenen faiz oranlarıyla sürekli borçlandı. Dış kaynakla sağlanan ithalata dayalı tüketim artışının etkisiyle,hormonlubüyüme çizgisi izlendi. Sonunda kaçınılmaz olarak cari açık batağına saplandı. 

Geçtiğimiz 2020 yılında salgın etkisiyle %72 oranında küçülen Turizm Sektörü,yıllar boyu cari açığın azalmasındakien dinamiketkendi.İktidar tarafından el üstünde tutulan diğerleriyle karşılaştırıldığındakayda değer destek almadı. Son günlerde ekonomik tablonun düzelmesinde yeniden umut gibi gösteriliyor. 

Oysa turizmciler arasında Bakanlık tarafından bilinçli olarak yükseltilen hayali beklentilere inanarak,yeni sezonuparlak görenler in sayıları çok az.

Giderek çaresizliği ortaya çıkan ekonomi yönetimi; işlerini kaybeden çalışanlara, varlıklarını kaybeden yatırımcılara, kredileri geri almaları çok zorlaşan bankalara umut veremiyor.Böyle durumlarda hayali mucizeler beklemek sadece riskleri büyütür ve çözümü güçleştiriyor.

Gerçekçi çözüme duyulan ihtiyaç her geçen gün artıyor.

Sektörde ve tedarik zinciri içinde çalışanların kriz sürecinde işlerini kaybetmelerini en aza indirecek bir plan yapılması, kendi alanlarında yetişmiş ve rakiplerimize oranla mesleki yeterlilikleri çok üst düzeydeki bu kesimin, insanca yaşamlarını sürdürecekleri imkanları sağlamak, kamunun acil görevleri arasındadır.

Örneğin, canlarına kıyacak kadar çok güç koşullarda hayatta kalmaya çalışan profesyonel rehberler… Konaklama sektöründe çalışan on binler gibi. Ve kuşkusuz ülkede turizmin bugünlere gelmesinde en büyük pay sahipleri olan seyahat acenteleri..

Seyahat Acentelerinin desteklenmesi amacıyla, TÜRSAB’ın girişimleri sonucunda Halkbank’ın başlattığı kredi desteği kampanyasının kalıcı çözüm getiremeyeceği ortada.TÜRSAB bu tür geçici destekler yerine mesleğin yeniden yapılandırılmasını acil olarak gündemine almalı.

Geçmiş yönetimler döneminde; denetimsiz ve kriterlerinin bilinçli olarak ortadan kaldırılması sonucu, sayıları çok artan bu önemli mesleğin sorunları ertelenerek çözülemez. Seyahat acenteliği ile doğrudan ilgileri kuşkulu ancak belgeliişletmelerin yeterliklerinin,TÜRSAB bünyesinden başlayarak, sektörde tartışılması her zaman olduğunda daha fazla önem taşıyor.

Konaklama tesislerinin alacaklı bankalar ve tahsisli araziler söz konusu olduğunda, ilgili bakanlıkların temsilcileri ile birlikte bir masa etrafında toplanarak, yeniden yapılandırma ve hissedarlık ilişkilerini gözden geçirmeleri, yeni fon oluşturulmasına ilişkin yöntemleri bulmaları , kaçınılmaz zorunluluk haline geldi.

Aksi halde kriz sürecinde başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerin, yardım başlığı altında tüketimin durmasını engellemek amacıyla uluslararası piyasalar sürdükleri 13,5 trilyon dolarlık paranın, salgının bitiminde başta Türkiye olmak üzere turizmle -doğrudan ya da dolaylı- ilgili yatırımlarını, maliyetlerinin çok altında fiyatlara satın almaları çok kolaylaşacaktır.

Salgın sürecinde ortaya çıkan Yeni Dünya Düzeninin eskisinden daha acımasızlığını görmemek için kahin olmak gerekmiyor.

Üstelik bu kargaşada; elindeki her türlü yetkiyi kullanarak, sektörü ele geçirmek hırsıyla çökerten bazıları ortadayken…

Susmak ya da tam tersinesadece eleştirmek yerine, meslek örgütlerinin kendi göbeklerini kesmek amacıylaharekete geçmeleri en gerçekçi yol değil mi?