• 14 Eylül 2022 01:24
  • 0
  • 4 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

TÜRSAB 50.Yaşında

Bu yazıyı dinleyin
Bahattin Yücel 14 Eylül 2022 TÜRSAB 50.Yaşında

Bugün 14 Eylül 2022. Bundan 50 yıl önce, 14 Eylül 1972 günü 1618 sayılı yasanın kabul edilmesiyle TÜRSAB kuruldu. TÜRSAB’ın 50. Yılı kutlu olsun. 

Ülkemizde seyahat acentelerinin bir çatı altında toplanması, 12 Mart 1971’de başlayan demokrasi dışı dönemde, 1618 sayılı yasanın 14 Eylül 1972 günü kabul edilmesiyle ile gerçekleşti. Ankara’nın çizdiği sınırlar içinde ve doğal olarak sıkı denetiminde bir meslek kolu olarak tanımlandı “seyahat acenteliği”. Aralarında (A) grubu belge talebinde bulunanlar, iki yılda en az 80.000.- Amerikan dolarını yurda getirerek, ilgili bankalarda bozdurmak zorundaydılar. Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu -TPKK- yürürlükteydi. Döviz alım ve satımı sadece yetkili bankalarda yapılıyordu. Onların dışında döviz bulundurmak suçtu.

Komuta ekonomisi adı verilen bir süreçti. AKP’nin ortadan kaldırdığı Devlet Planlama Teşkilatının -DPT- beş yıllık dönemler için öngördüğü, turizm hedeflerine ulaşıldığına hiç tanık olunmadı.

Zor yıllardı.

Bir yanda önceki yıllardan hayli farklı tanıtım kampanyaları yapılıyor, öte yanda askeri baskı rejiminde yaşananlara ilişkin haberler, “pazar ülkelerin” medyasında öne çıkıyordu.

Daha beteri ileride yaşanacaktı. İstanbul’da kolera salgını başladı.

İç pazar kavramından söz edilmiyordu. Bazı kamu kuruluşlarının kampları dışında konaklama tesisleri yoktu. Onlara yönelik talep de. Yurtdışından gelen turistlerin sayıları 1,3 milyon kişiydi. İçlerinden 2-3 hafta süreli Anadolu turlarına çıkanların oranları günümüzden hayli yüksekti- %40-. Kültür turları Türkiye’nin en önemli ürünüydü.

Dünyanın en donanımlı rehberleri ile hizmet veren seyahat acenteleri, hayatın doğal akışı içinde kurumsallaşma yolundaydılar. 1924 yılında yasayla kurulan Turing, uluslararası denizcilik şirketlerinin acenteleri ve uzun süren imtiyazın sonlarına gelmiş, Yataklı Vagonlar Şirketinin -Wagon Lit’s Cook- sektördeki izleri henüz silinmemişti. İstanbul ve Efes-Bergama odaklı günübirlik ziyaretler için gemiyle gelen turistlerin sayıları önemliydi. İç hatlarda uçan THY ’nın dış hat seferleri çok sınırlıydı. 1971 yılında ABD’den satın alınan yeni jet motorlu yolcu uçakları hizmete girmeye başlamıştı.

Emekli sandığının kaynaklarıyla yapılan oteller ve yetmişli yılların ortalarında başlatılan, TURBAN tesislerini de kapsayan konaklama kapasitemiz, 40.000 yatağa ancak ulaşıyordu. En sık dile getirilen söylem; toplam yataklarımızın Yunanistan’ın Rodos Adası kadar olduğuydu.

Turizm Bakanlığının ünlü bir Fransız yönetmene -Claude Lelouche- hazırlattığı,1973 tanıtım kampanyasının etkisiyle, 1974 yılında kayda değer ölçülerde talep artışı gözlendi. Askeri rejimden demokrasiye geçilmesi, özellikle Fransa başta Avrupa Pazarında olumlu karşılanıyordu. Seyahat acentelerinin sayıları da artıyordu.

Türkiye’nin koleralı günleri geride kalmıştı.

İyi başlayan 1974 sezonu uzun sürmedi.Türkiye’nin gündeminde Savaş vardı. Kıbrıs sorunu sonunda bir askeri operasyonu gündeme getirdi.  “Barış Harekâtının” olumsuz etkileri 1978 yılına kadar ayağa kalkmaya çalışan seyahat acenteliği sektörünün direncini, bu kez terör ile sınayacaktı.

Kısaca söylersek; salgın hastalık, savaş, terör, kambiyo kontrolü ile geçen yetmişli yılların, seyahat sektörüne etkisini birkaç satırla özetlemek pek kolay değil. Ancak yaşadıklarımızdan geleceğe ilişkin dersler çıkarmak pek ala mümkün.

İkinci Büyük Savaşın sonrasında büyümeye başlayan Dünya Ekonomisi, kitle turizmi olgusunun gelişmesinde etkili olmuştu.

Oysa yaşadığımız bu dönemde geçmişte turizmin büyümesine katkıda bulunan sektörler, dünya ekonomi tarihinde şimdiye kadar rastlanmadık bir değişime uğradılar. Örneğin ulaşım araçları teknolojisinde gözlenen -özellikle jet uçakları- olağanüstü gelişme ve hepsinden daha önemlisi, ucuz enerji döneminin sonunun gelişi ile TÜRSAB’ın 50.Yaşına girişi aynı döneme rastladı.

Geçtiğimiz birkaç yıl önce tarihe karışan dünyanın ilk seyahat acentesi olan Thomas Cook ile kuruluşu ona yakın ilk kiralık otomobil şirketi “Hertz” in, ard arda iflaslarını kötü yönetim, yetersiz sermaye ya da tek başına teknolojideki gelişmelere bağlamak yeterli olamıyor.

Gelişmeler gezegenimizde yeni bir dönemin başladığını gösteriyor. Değişimin 1841 yılında başlayan seyahat acenteliğini, yeniden yapılanmaya zorlayacağı çok açık.

Geçmişin anılarını düşünmek kuşkusuz bu mesleğe yıllarını veren turizmcileri duygulandırabilir. Ancak küresel ölçekte yaşadığımız altüst oluştan çıkış, tek başına geçmişe duyduğumuz özlemle sağlanamaz.

Sonraki yazıda geçmişi değil, gelecek 50 yılda olabilecekleri ele almak daha gerçekçi yaklaşım olmaz mı?