• 10 Ağustos 2021 19:58
  • 0
  • 2 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Yangın, Pandemi ve Afgan Sığınmacılar üzerine

Bu yazıyı dinleyin
Bahattin Yücel 10 Ağustos 2021 Yangın, Pandemi ve Afgan Sığınmacılar üzerine

Turizmciler; “orman yangınları, Afgan Sığınmacılar ve yönetilemeyen pandemi üçgenine sıkıştılar. Sektörün bileşenlerini yok olmaya sürükleyen bu belirsizlik ortamında, meslek örgütleri yöneticilerinin çoğunluğunun -eskilerin deyimiyle- eyyamcı tutumları yüzünden, sorunlarını kamuoyu üzerinden iktidara ulaştırma olanakları -neredeyse- kalmadı. 

Kıyı bölgeleri ülkeye gelen kısıtlı talebin de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. 

Bu süreçte Merkez Bankası Başkanı; ekonomistlere şapka çıkarttıracak bir tavırla, içinde bulunduğumuz 2021 yılı sonunda turizm gelirlerinin 2019 seviyesine çıkacağını açıklamaktan çekinmedi. Ama gelin görün ki, meslek örgütlerinden ses çıkmıyor.

Kültür ve Turizm Bakanı da boş durmadı. Bu yıl için -birkaç kez revize ettiği- beklentilerini koruduğunu, sezon sonuna kadar 25 milyon turist ve 20 milyar dolar döviz geliri beklediğine ilişkin açıklamalarını sürdürdü.

Güney Ege için hayati önem taşıyan İngiltere Pazarında, iktidarın salgına ilişkin verdiği bilgilerin güvenilmez olduğu gerekçesiyle, Türkiye bir kez daha “kırmızı listeden” çıkmayı başaramadı.

Bütün bu olanlar yetmez gibi ülkenin en değerli orman varlığını tehdit eden büyük bir yangın, Antalya ve Marmaris’i etkisi altına aldı.

Yangın ile mücadele sürecinin kötü yönetilmesi sonucu, 20 yılda kaybettiğimiz orman varlığının, 8-10 gün içinde elden çıktığına, -kömürleştiğine- tanık olduk.

Ancak çıkar amaçlı fırsatçılık girişimleri gözlerden kaçmadı. 

Diyanet İşleri Başkanlığının yangınla mücadele amacıyla önerdiği yöntem ise herhalde uzun süre belleklerden silinmeyecek. Başkan Antalya yangınının sönmesi için “yağmur duasına” çıkacakmış!!  21.Yüzyıl “Digital Devrim” Çağında; yağmur duasına bel bağlamak bir toplum için son yangından daha büyük bir felaket değil mi?

Bu kargaşa sırasında gözlerden kaçmış olabilir. Ülke turizmini önümüzdeki yıllarda olumsuz etkileyecek bir gelişme daha yaşandı. 

İktidarın kapsamını açıklamaktan özenle kaçındığı, Afgan ’lı sığınmacılar konusu içeride deyim yerindeyse her kafadan bir ses çıkmasına neden oldu.

Türkiye bir yandan Batı Pazarından turist alma çabasındayken, uyuşturucu ve kadınlara şiddet uygulayan bir toplum olarak ortaya çıkan Afgan kabilelerinden, ülkeye erkek nüfus kabul etmeye başladı.

Türkiye bu gündemle meşgulken, bir zamanlar “rabiacı” İhwan  hareketinin kalesi Mısır, Batı uygarlığının temel referanslarından olduğunu kanıtlama çabalarıyla öne çıkmaya başladı. 

Antik çağdan kalma firavun lahitleri ve gemiler, Kahire Milli Müzesi için yapılan bu şehirdeki ek binaya büyük bir törenle taşındı. Dünya televizyonları canlı yayınlarla bu töreni kendi kamuoylarına duyurdular.

Mısır Devlet Başkanı General Sisi, önünden tören geçişi yaptırdığı firavunların gölgesinde, -bizimkilerin deyişleriyle- cahiliye devrine selam durdu.

Ve uzun yıllar sonra ilk kez bir charter uçağı Rus turistleri Kızıldeniz kıyılarına indirdi.