Marmaris yangının ardından sonuçlarını ön göremediği türden bir beklentiye girmişe benziyor. Kısa bir süre öncesine kadar İngiltere’nin Türkiye’yi kırmızı listeden çıkarması bekleniyordu. Belli ki, iki sezon üst üste uğranılan zararlardan sonra, Türkiye’ye gelen düşük bütçeli turist profili, Marmaris için umut olmuştu.

Sezon bitimine çok az zaman kala kaldırılan kısıtlamanın, sorunun çözümüne katkılarını birlikte göreceğiz. Üstelik vaka sayıları artmış ve önlemler gevşetilmişken, sınırlamadan vaz geçilmesi çok ilginç. İngilizler kendi yurttaşlarını göndermekte sakınca görmedikleri Türkiye’den, gelecek Türkler için karantina kısıtlamasından vaz geçmemişlerdi. Üstelik yeni mutasyonların en fazla ortaya çıktığı İngiltere’den, gelecek ziyaretçilerin salgını arttırma olasılığı da var.

Kriz sürecinde Belediye seçimlerini CHP’li adayın kazanması, iktidardaki AKP’nin sürekli engelleme çabaları kuşkusuz Marmaris için de geçerli. İmar yetkilerinin Ankara’ya alınması, son değişiklikle Belediyelerin adeta turizmle ilgilerinin kesilmesi, Marmaris’i de olumsuz etkileyecek.

Ancak yeni seçilen Başkanın ilk icraatının, Marmaris’in çekim merkezi sayılan Netsel Marina’ya komşu otopark alanını, panayıra çeviren bir lunapark yapımı olması, ortada moda deyimle bir vizyon sorunu olduğunu da gösteriyor.

Bazı arsalarda birdenbire ortaya çıkan “valeler”, İçmeler’ deki bir meydanın alelacele kiralanması, CHP’li belediyenin başarısızlığı için AKP’nin özel çaba harcamasını gerektirmiyor.

Marmaris’te göze çarpan başka bir gelişme ise dizginlenemeyen inşaat hırsı. Yanan ormanların içlerinde maden arama ve turistik tesis yapmayı amaçlayan girişimcilerin harekete geçtikleri söyleniyor.

Bankalar Birliğinin ilçede yaptığı bir toplantı ve özellikle Kültür ve Turizm Bakanının destek sözleri, umutlananların sayılarını arttırsa da kısa sürede gerçekleşme olasılığı çok zayıf görünüyor.

Kaosun sürdüğü bu ortamda Marmarisli girişimcilerin ve en başta Marmarislilerin, turizmdeki gelişmeleri doğru değerlendirmeleri çok önemli. Harcama kapasitesi düşük turist profilini çekmek için her zaman yaptıkları, fiyatları düşürmeye devam edip etmeyeceklerine, karar vermek zorundalar.

Su sporlarından, yeme-içme tesislerine, günlük turlardan taklit ürünlere kadar hemen her alana yayılan, kayıt dışı ekonomiye dayanarak ayakta kalamayacaklarını, her yıl açılıp, sezon bitmeden kapanmak zorunda kalan, işyeri sayılarına bakarak şimdiden görmeleri pek ala mümkün.

Oysa Marmaris’i eskiden olduğu gibi iç talebe yönelik bir çekim merkezine dönüştürebilirler. Yanan Ormanların eski haline dönmesi amacıyla, yapılacakları belirleyecek araştırma ve bilimsel toplantılara ev sahipliği yapabilirler.

Konaklama, yeme-içme ve eğlence işletmelerine orta ve üst gelir grubunu tatmin edecek standartları getirerek, tesislerin niteliklerini yükseltebilirler.

Marmaris’i çevre sorunlarının tartışıldığı bir platform haline getirmek için tartışma programları ve projeler hazırlayabilirler.

En önemlisi; Marmaris Güney Egenin su sporları, kültür ve sanat etkinlikleri merkezine dönüştürülebilir. Tatil turizmi anlayışı yüzünden geri planda kalan, Bölgenin antik çağa uzanan tarihsel ve arkeolojik değerlerini öne çıkarabilirler.

İç pazarın ilgisini çekmeyi hedefleyen, Sivil Toplum Örgütlerinin ve Turizmcilerin yönetecekleri bir tasarım ile sosyal-medyadan başlayarak ülke çapında bir kampanya başlatılabilir.

“Türkiye’nin Ormanlara, Marmaris’in sana ihtiyacı var” temalı bir etkinlik ülkesel düzeyde ses getirebilir. Böylece son yangından öğretici dersler çıkardıklarını, iç ve dış kamuoyu ile paylaşırlar.