• 29 Haziran 2021 15:42
  • 0
  • 3 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Yasaklar kalkıyor

Bu yazıyı dinleyin
Bahattin Yücel 29 Haziran 2021 Yasaklar kalkıyor

 

Üretmeyen toplumlara özgü; yüzeysel ve kısa süreli tepkiler göstererek sonuç almak, sanıldığı kadar kolay olmuyor. Çözüm önermek yerine sürekli yakınarak, genelde herkesin bildiklerini tekrarlamak da arzulanan etkiyi yaratamıyor.

Ortak payda etrafında birleşen, uzlaşacağımız çizgileri belirlemekteki yetersizliğimiz de; eleştirilen yönetimin siyasal gücünü arttırmıyor. 

Tam tersine birkaç video kaydı ya da sosyal medya mesajı en fazla onları zorluyor.

Salt siyaset kurumunu kastetmiyorum. Toplumun bütün kesimleri son dönemde giderek artan hızla, aynı sarmalın içine sürükleniyor. 

Garcia Marquez’in “Kırmızı Pazartesi” adlı romanının kahramanı, Santiago Nazar’ın durumu hepimizi esir almış sanki. Kendisi dışındaki herkesin öldürüleceğini bildiği o pazartesi gününe uyanmış gibiyiz.

Bakanlık belki de tarihinin sektörden en uzak ve gerçeküstü dönemini yaşıyor. 

Uzun süre kapalı kalan, turistik merkezlerdeki yiyecek-içecek işletmelerini savunan hiçbir meslek kuruluşu ne yazık ki, yok. Evet yok! 

Açılışa izin verildiğinde ise 21:00 de kapanma zorunluğuna sessiz kalanlar, 1 Temmuzdan itibaren 24:00 de başlatılacak müzik yasağına da tepki ver(e)miyorlar.

“Delta” varyasyonu adı verilen yeni salgın tehdidi karşısında, Moskova Belediye Başkanı kendi ülkesinde kapanma zorunluğunu gündeme getiriyor. Biz kapılarımızı test ve aşı belgesi sormadan ardına kadar açıyoruz. 

Amacımız salgının zararlarını az da olsa gidermek kuşkusuz. Ama 5 yıldızlı otelde geceliği 20 Avro ortalama fiyatla bu mümkün mü?

Konaklama tesislerinin yaklaşımlarını fark etmek kolay. 

Tahsis sürelerinin uzatılması, bedellerinin ertelenmesi, personel lojmanı görünümü ardında kapasite artımına izin verilmesi onları yeterince sessizleştirmiş görünüyor. Oysa bu çizgiyi sürdürürsek, umdukları iyileşmenin 20 Avroya sağlanması söz konusu bile değil.

Sırası geldiğinde sektörde yasayla kurulmuş tek meslek örgütü olduğunu, dillerinden düşürmeyen yöneticileri ile TÜRSAB’ın, son uygulamalar karşısındaki suskunluğuna ne demeli?

Örneğin salgının etkilerine ilişkin ciddi bir hasar tesbiti yapmışlar mı? Kayıpların ölçülerini rakamsal ifadelerle kamuoyuna açıklamışlar mı? Seyahat Acenteliğinin geleceğine ilişkin üniversitelerle bir araya gelerek, bilimsel nitelikli simülasyonları üyeleriyle paylaşmışlar mı? Ya da en basiti; müzik yasağını “pandemiyle” mücadelenin bir parçası gibi gördüğünü açıklayan, densize gereken cevabı vermişler mi?

Göbeklitepe buluntularıyla Dünya Arkeolojisinde bilinen bütün tezlerin, yeniden gözden geçirilmesine yol açan, önemli bir kazının sonuçlarını sahiplenmek adına tek sözleri var mı?

Bölgeyi uluslararası bir siyasal yeniden yapılandırmanın parçasına dönüştürebilecek, Mezopotamya Projesi ile Göbeklitepe ekseninden uzaklaşma tehlikesine değinmişler mi? 

Kültür ve Turizm Bakanının Göbeklitepe’yi küçümsediği izlenimi uyandıran, onun gibi çevrede 11 tepe daha olduğu iddiası karşısında söyleyecek sözleri var mı?

Son dönemde siyasal partilerin iktidarı ve muhalefetiyle çözüm üretmekteki zorlanmaları, anlaşılan bizim meslek kuruluşlarımızı da etkisi altına almış.

Keşke yasakların kalkması tek başına çözüm getirse.