Yolcu garantili havaalanı tartışmaları ve 30 yıl önceki bir öneri
Bugün medyada yoğun bir şekilde tartışılan, ancak büyük maliyetlerle, zarar edilerek ve yolcu garantisi verilerek gerçekleştirilebilinen bölgesel hava ulaşımı bende 30 yıl önce başlayıp geliştirdiğimiz bir projeyi çağrıştırdı.
Proje müellifi Camel Tur Şirketler Grubunun havacılık sektöründe faaliyet göstermek üzere kurulan Camel Aviation A.Ş , projenin hedefi ise, Frankfurt - Münih - Düsseldorf - Berlin - Londra - Paris - Moskova - New York - Los Angeles - Sydney - Pekin gibi dünyanın büyük ve önemli merkezlerinden, İstanbul - İzmir - Ankara gibi havalimanlarımıza ulaşan, yabancı veya yerli yolcuların, turizm veya iş amaçlı, Anadolu'nun Çanakkale - İzmit - Kütahya - Balıkesir - Ürgüp - Pamukkale ... gibi,Anadolunun çeşitli, nispeten daha küçük hava meydanlarına, 40 - 50 kişilik küçük uçaklarla ve düşük maliyetlerle ulaşımlarının sağlanmasıydı.
Yani bugün ancak büyük maliyetlerle, yolcu garantisi verilerek gerçekleştirilmeye çalışılan ve sürdürülebilir olmayan uçuşların, düşük maliyetlerle ve yolcu garantisi verilmeden gerçekleştirilebilmesi...
Camel Aviation bu sebeple 30 yıl önce yaptığı araştırmalar sonucu 1998 yılında 48 kişilik jet uçakları programını tamamlamış ve üretime geçmiş, sipariş almaya ve teslimata hazır hale gelmiş olan Münih - Oberpfaffenhofen merkezli Alman Dornier şirketi ile temasa geçmiştir. Leasing / Finansal Kiralama veya kiralama veya proje ortaklığı bazında görüşmelerimiz hayli ilerlemişti. Programın en zor tarafı, gerçekleşebilmesi için başta Türk Havayolları olmak üzere, Devlet Hava Meydanları İşletmeleri ve Sivil Havacılık gibi kamu kuruluşları ile ortak çalışma konusunda anlaşma sağlanabilmesi ve gerekli sözleşmelerin imzalanması idi.
Bugün dahi bu proje bölgesel hava ulaşımı ismi altında,günün şartlarına uyarlanarak, Türk Havayolları A.Ş. veya Anadolu Jet veya Türk Havayolları - Özel Sektör ortaklığı ile veya Türk Havayolları ile kapsamlı bir işbirliği yapılmak şartı ile özel sektör tarafından gerçekleştirilebilir. Biz Körfez Krizi ile birlikte gelişen olumsuz şartlar sebebiyle projeyi rafa kaldırmak mecburiyetinde kaldık.
