• 26 Kasım 2021 22:56
  • 0
  • 5 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

“Geleceğin Turizmi“  Yapılabilir, ‘Able’ Tourism’

Bu yazıyı dinleyin
Dr. Erkan Yağcı 26 Kasım 2021 “Geleceğin Turizmi“  Yapılabilir, ‘Able’ Tourism’

İnsanların seyahat etme arzusu güçlü kalmaya devam ediyor ve salgın; seyahat ve turizm sektörünün, ülkeler ekonomileri  için ne kadar önemli olduğunu hatırlattı.

Turizm sektörünün gelecekte daha dirençli olabilmesi için bu krizden sonuç çıkarmak önemlidir. Riskle yaşayan bir sektörüz ve riski yönetmemiz gerekir; sıfır riskli bir sektör olamayız. Riske dayalı çözümler bulmak ve uygun acil durum planları oluşturmak, krize hazırlıklı olmak için son derece önemlidir.

Geçtiğimiz haftalarda Roma’da yapılan G20 Zirvesinin sonuç bildirgesinde gördük ki, krizden en çok etkilenen sektörler arasında yer alan turizm sektörünün hızlı bir şekilde kapsayıcı ve sürdürülebilir toparlanması ve daha dayanıklı olması için desteklerin devam edeceği belirtilmiştir. Özellikle seyahatin güvenli, sorunsuz, sürdürülebilir ve dijital olması hedeflenmektedir. Bu da bizim gelecek için daha umutlu olmamızı sağlıyor.

Değişen misafir eğilimleri ile teknolojik gelişmeler doğrultusunda:

  • Turizmin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi;
  • Sezon süresinin uzatılması; 
  • Hizmet kalitesinin yükseltilmesi;
  • Mevcut kaynak pazarlarımızın güçlendirilmesi, geliştirilmesi 
  • Ve yeni kaynak pazarların yaratılması yoluyla ziyaretçi sayısı artırılması gerekir.

İklim değişikliği, çevre ve turizm ilişkisini göz önüne alan programlar gündeme alınmalıdır. 

Oyunun yeniden kurgulandığı bu dönemde, oyun kurucu olarak, turizmdeki hedeflerimizin gerçekleşmesi için 3 temel unsura ihtiyaç var.

Birincisi yönetişim : Yani ortak akılla beraber çalışmak.

İkincisi, finansman : Kolay, ödenebilir ve ulaşılabilir olmalıdır.

Üçüncüsü de, sistemler ve araçlar : Bunun en güzel örneklerinden biri de Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansıdır.

Sağlık ve iklim krizleriyle sarsılan, dengeleri bozulan, yeni arayışlara yönelen dünya için, turizmi sürdürülebilir kılmamız gerekir. Çünkü turizm, dünya barışı demektir.  

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP Glasgow 26. Taraflar Konferansında belirttiği gibi, Türkiye’nin 2053 yılına kadar hedefi sera gazı emisyonlarını sıfırlamak önemli bir hedeftir. 

Sektörümüzün Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine potansiyel katkısını gözeterek daha yeşil, daha kapsayıcı ve daha dayanıklı bir turizm için ortak bir strateji ve vizyon oluşturabiliriz.

Turizm çevreye duyarlıdır. Turizmci çevreye saygılıdır.

Geleceğin Turizmi“  Yapılabilir Tourism” “ Able Tourism” olacak.

Anlayışlar ne olursa olsun, ihtiyaçlar; üretim ve tüketim; pazar ekonomisinin yeni prensiplerine göre ayarlanır oldu. Pazar ekonomisi; ne eskisi kadar vahşi, ne de cenneti vaad eden bir ermiş…

Ama turizm, bunu dengelemek zorunda olan sektörlerin başında geliyor. 

Yoğun rekabet altında, cennet gibi tatiller sunma iddiası; imkansız gibi görünse de, belki de yalnızca bizim sektörümüze has bir durumdur.

Çünkü bizler, toksiklerden arınmada; hem psikolojik hem de fiziki detoks sağlama iddiasındayız.

Peki biz ne iş yapıyoruz?

İnsanlığın istikrarlı-döngüsel devinimine renk katmaya çalışıyoruz. 

Bu salgın süreci, insanların “hareket etme” güçlerini elinden aldı. Yani; insanların hayatı renksizleşti, görebildiğimiz renkler de grileşti.

Tatil belki de ilk defa gerçek manasına kavuşuyor: 

Düşünür, yaratır hale gelmenin şarjı, turizm ve seyahat; yeniden doğuyor.

O da büyük olasılıkla “Yapılabilir Turizm” olacak.

“Yeniden Kurgulama” dönemindeyiz.

İnsanlar ne ister ve sektör ne yapacak?

Huzur içinde dinlenmek, eğlenerek ağrılıklardan kurtulma; yani, pazar detoksu.

Bunun için, mutfağından önbürosuna, odalarından servisine kadar, sunulan hizmetlerin “yapılabilir - sürdürülebilir” olması gerekir.

Yani, ihtiyaçlara akıllı çözümler üreten, “yetenekli işletmeler, destinasyonlar” olmak…   

Buna “Yapılabilir Turizm” diyoruz.

“Yapılabilir Turizm”, hem sürdürebilirlik hem de bunun koşullarını söylem ve eylemle birlikte yaratmak demektir.

Bunun için en temel zorluğumuz da rekabetin getirdiği ağır Pazar koşulları: 

Fiyatları ayarlamak, maliyetleri kontrolde tutmak, kredileri ödeyebilmek, istihdamı kalifiye tutmak, enerjinin kullanımı ve maliyetini yönetebilmek, yatırım ve yenilemeyi tatilci ihtiyaçları ile uyumlu kılabilmek, vs… 

Peki, bunları yalnız biz mi yapacağız? 

Elbette hayır. ülkemizde turizm, 50’den fazla sektörden mal ve hizmet alıyor. O halde, bunları, onlarla birlikte yapmak durumundayız.

Pandemi de gördük ki, turizm olmayınca, bu  sektörler de küçüldü.

O yüzden “Yapılabilir Turizm” genel bir iktisadi entegrasyon atmosferi de yaratacaktır.

2022 ve ötesine ilişkin beklentiler olumlu. Dipten çıkışlar, hep böyle olmuştur, olacaktır.

Artık, tatilcilerin kalite adına karşılaştıramadıkları bir değişken yoktur. Yani matematiksel denklemde (+-e) hata payı minimal düzeydedir.Bundan sonra hata payı; formülün ana kısmına kaymıştır.

Buraları ihmal etmemek için turizmi; “yapılabilir” kılmak zorundayız.

“Yapılabilir” turizme geçiş, yüksek maliyetli olacaktır. Ama maliyetin büyük kısmı parasal değildir. Bugüne kadar eksik kaldığımız; iktisadi entegrasyon atmosferidir. Yani, zamanında UNWTO’nun tespit ettiği gibi Entegre çözümlerdir.

Çağımız; dijital, sanal araçları daha çok kullansa da yaptığımız iş sanal değildir.

İşte, “Yapılabilir” turizm; bunları görülebilir, hissedilebilir kılmaktır.

Kartların yeniden dağıtıldığı, oyunun yeniden kurgulandığı bu dönemde rolümüz oyunun kurucusu olmaktır.

Zor zamanları geride bıraktık, ancak bizleri zorlayacak sorunlar halen önümüzde, ‘Pandemi Krizi’nin üstesinden gelinmesine yardımcı olduk, şimdi de geleceğin şekillendirilmesine de aktif ve yapıcı bir şekilde yardımcı olacağız.