Yaz Saatinde Israr Türkiye'nin Ardından İspanya'da da Gündemde
İspanya Başbakanı geçtiğimiz günlerde “Yılda iki kez saat değiştirmek artık anlamlı değil.” dedi. Bu açıklama, yaz saati uygulamasının devam edeceği biçiminde yorumlandı ve tartışmalar başladı. Türkiye'de bu uygulama yıllar önce, damatlı kabine günlerinde kararlaştırılmış ve tüm itirazlara rağmen sürdürülmüştü. Şimdi benzer bir tartışma İspanya'da yaşanıyor. Özellikle turizmciler bu tartışmanın bir parçası. Nutrihotel'in kurucusu ve yöneticisi Antonio Garzón, konuyu kendi blogunda değerlendiren bir yazı kaleme almış. Yazı tourinews'ta da yayınlanmış.
Kış saatine geçişe günler kala: Saat değişikliğini kaldırmak gerçekten iyi bir fikir mi?
Ekim ayının bu günlerinde, kış saati değişikliğine sadece birkaç gün kala, birçoğumuzun saatin değişmemesini ve uzun yaz akşamlarını korumayı dilemesi normaldir. İşte tam bu günlerde, Başbakanımızın yaptığı şu tür “empati kuran ama özünde demagojik” mesajlar ortaya çıkıyor:
“Yılda iki kez saat değiştirmek artık anlamlı değil.”
Bu mesajla Başbakan, AB’nin 2018’de aldığı saat değişikliğini kaldırma kararına atıfta bulunuyor; ancak hangi saatin kalıcı olmasını istediğini —yaz mı, kış mı— belirtmiyor. Mesajın, kış saati değişikliği haftasında verilmiş olması, kalıcı olarak yaz saatini sürdürme düşüncesini ima ediyor olabilir. Ancak teknik danışmanları ona, kalıcı bir saat uygulamasına geçilecekse bunun yalnızca kış saati olabileceğini söylemiş olmalı.
Neden kalıcı yaz saati mümkün değil?
Çünkü bu pazar saati değiştirmemek, Madrid ve Barselona gibi şehirlerde Aralık ayında güneşin 09:00’dan sonra doğması anlamına gelir (Galiçya’da ise 10:00’a kadar). Bu da ekonomik faaliyet açısından son derece sakıncalıdır. Tarih bize bunu gösteriyor: Yaz saatini kalıcı yapan ülkeler başarısız olmuş ve geri dönmek zorunda kalmıştır — Şili (2015), Rusya (2011), Birleşik Krallık (1968), Portekiz (1967). Sadece Alaska gibi yüksek enlemlerdeki bölgeler bu uygulamayı sürdürebilmiştir.
Ayrıca, AB’nin 2018 yazındaki oylamasının temsil gücü de tartışmalı. Avrupa nüfusunun sadece %0,89’u katıldı; İspanyollar ise sadece %0,19 oranında. Katılanların %84’ü (İspanyolların %93’ü) saat değişikliğinin kaldırılmasından yana oy verdi, ancak bu katılımcıların çoğu kalıcı yaz saatini tercih ettiklerini düşünüyordu. Oysa bunun mümkün olmadığını bilselerdi, muhtemelen farklı oy kullanırlardı — tıpkı Brexit sürecindeki bilgi eksikliği gibi.
Enerji tasarrufu argümanı da artık geçerliliğini yitirdi. Saat değişikliğinin esas amacı artık biyolojik ritimleri (sirkadiyen döngüleri) optimize etmek. Bu nedenle üç temel soruyu ayırmak gerekiyor:
1. Kalıcı saat uygulaması halk ve turizm için iyi olur mu?
Sabit saat savunucuları, genellikle saat değişiminin ardından görülen uyku düzensizlikleri gibi sağlık etkilerini öne sürüyor. Ancak bazı uzmanlar, bu etkilerin uzun uçuşlarda yaşanan jet-lag veya geç saatlere kadar süren eğlencelerden farklı olmadığını belirtiyor.
Bilimsel bir uzlaşma yok.
Ayrıca, fizikçiler José Martín-Olla ve Jorge Mira gibi uzmanlar, mevcut sistemin doğal bir uyum sağladığını söylüyor:
“Yılda iki kez yapılan saat değişimi bir tür sosyal amortisördür.”
İspanya gibi bir turizm ülkesi açısından da kalıcı kış saati yazın akşam saatlerinde bir saatlik güneş kaybı demek olur. Bu, turizm açısından en verimli zaman dilimini kaybetmek anlamına gelir.
Sonuç 1: Kalıcı saat uygulaması İspanya için avantajlı değildir.
Ne kalıcı kış saati, ne de kalıcı yaz saati uygun değildir (yaz saati kalıcı olamaz).
En iyi çözüm, yılda iki kez saat değişikliğini sürdürmektir.
2. Saat değişikliğini kaldırmak yerine İspanya “doğal saatine” dönse ne olurdu?
Saat değişikliğini kaldırmakla “doğal saate dönmek” aynı şey değildir.
Kısaca hatırlayalım: 1942 yılında İspanya, İngiltere ve Portekiz, askeri sebeplerle saatlerini Berlin saatiyle hizaladı. Savaş bitince İngiltere ve Portekiz eski saatlerine döndü, İspanya ise Almanya’nın saatinde kaldı. Kanarya Adaları ise o dönem hariç tutulmuştu, bu yüzden bugün hâlâ 1 saat fark vardır.
2019 yılında İspanya Hükûmeti’nin uzman komisyonu, “İspanya mevcut saat dilimini koruyacak” sonucuna vardı.
Ekonomik açıdan da mantıklı: İngiltere’nin AB’den ayrılması, İspanya’nın Almanya, Fransa ve İtalya ile aynı saat diliminde kalmasını daha avantajlı hale getirdi.
Ayrıca, hem saat değişikliğini kaldırmak hem de doğal saate dönmek iki saatlik geri kayma anlamına gelir ki bu turistik bir ülke için çok büyük bir farktır.
Sonuç 2:
İspanya’nın doğal saatine dönmemesi için ekonomik ve turistik nedenler vardır.
Mevcut saat diliminde kalmak, hem Avrupa ticareti hem de yaz akşamları açısından daha uygundur.
3. Eğer (pek olası olmasa da) İspanya doğal saatine dönerse, Kanarya Adaları’na ne olur?
Bu durumda Kanarya Adaları artık bir saat farkını kaybeder.
Aynı saatte olmak ülke bütünlüğü açısından avantajlıdır.
Ancak televizyon yayın saatleri gibi alışkanlıklar değişmezse, bu biyolojik ritimler açısından olumsuz olur.
2013’te İspanya’nın doğal saatine dönmesi gündeme geldiğinde, Kanarya Hükûmeti “o zaman biz de bir saat geri alırız” diyerek farkı korumak istemişti. Hatta “bir saat fark Kanarya kimliğinin bir parçasıdır” demişlerdi. Bu ise tamamen popülist bir söylemdir.
“Bizi hatırlatsın” diye kendini GMT-1’e almak, ne bilimsel ne de turistik açıdan mantıklıdır.
Kanarya Adaları böyle yaparsa:
İngiltere ile fark 1 saat,
Almanya ve İsveç ile 2 saat,
Finlandiya ile 3 saat olur.
Bu, turizm için ölümcül bir dezavantaj yaratır.
Ayrıca GMT-1 şu anda AB’de kullanılmıyor, yani Kanarya Adaları için özel bir saat dilimi “icat” etmek gerekir.
Sonuç 3:
Hiçbir koşulda, Kanarya Adaları yalnızca “farkı korumak” için saatini geri almamalıdır.
Genel Sonuç
İspanya mevcut saat diliminde kalmalı,
Yılda iki kez saat değişikliğini sürdürmelidir.
Eğer bir gün Kanarya Adaları ile saat farkı ortadan kalkarsa, Kanarya Adaları kendi saatini değiştirmemelidir.


Lütfen Bekleyin.