Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı’na atadığı ETS seyahat acentesinin sahibi Mehmet Ersoy kendisinin de üyesi olduğu meslek örgütü Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB)’a karşı yürüttüğü kampanyada Kuşadası Kongre Merkezi (KOMER) olayını malzeme olarak kullanıyor.

Bulunduğu makamı her vesile ile TÜRSAB’a karşı kullanan Bakan Ersoy, TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda bakanlığının 2022 bütçesi ile ilgili sunum yaptıktan sonra milletvekillerinin sorularını yanıtlarken Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da yüzde 37 pay ile ortağı olduğu, Kuşadası Kongre Merkezi (KOMER) ile ilgili bir soru üzerine “Orası Çiftlikbank gibi maşallah" dedi.

Sayın bakanın sözünü ettiği Çiftlikbank, “Tosuncuk” lakaplı Mehmet Aydın, 2018 yılında kurduğu, 132 bin 222 kişiden 1 milyar 139 milyon lira toplayıp yurt dışına kaçan ve kırmızı bültenle aranırken Brezilya'da Sao Paulo Başkonsolosluğu'na teslim olan Türkiye’ye geldiğinde nitelikli dolandırıcılıktan tutuklanıp cezaevine kondu.

Sayın bakanın Çiftlikbank olarak tanımladığı KOMER projesinin aktörü Başaran Ulusoy İstanbul İstanbul 8.Sulh Ceza Hakimliği kararıyla hakkındaki nitelikle dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma iddiaları için ifade vermeye gelmeyince hakkında yakalama kararı çıkarılmış biri.

Bakan Ersoy’un tanımıyla KOMER Çiftlikbank’ın aktörü Başaran Ulusoy hakkında bakanlık müfettişleri hazırladıkları rapor var. O da işleme konmadı.

Bu da yetmedi Çiftlikbank’ın ‘Tosuncuk’u Mehmet Aydın işlediği nitelikli suç iddiaları üzerine cezaevine konulurken Bakan Ersoy KOMER Çiftlikbank’ının aktörü Başaran Ulusoyu makamında kabul edip görüşüyor, düzenlediği toplantıda O’nu sağ kolu gibi yanına oturtuyor.

Sayın Bakan, KOMERbir Çiftlikbank ise - ki öyledir- o zaman bu Çiftlikbank’ı yaratan kişi hakkında siz hangi işlemi yaptınız. Bakanlık müfettişlerinin raporunu neden işleme koyup yargıya başvurmadınız.?

KOMER için orası Çiftlikbank gibi derken şunları söylüyorsunuz:

"İlk göreve gelince KOMER'e gittim. Orayı TÜRSAB bire üç maliyetle mal etmiş. İçine girdik biz, teftiş raporları, hatır çekleri vesaire...

Orası Çiftlikbank gibi. Borçlu olan şirketlerin hepsi batık, müflis şirketler. Bu TÜRSAB'ın gelir ettiği şirketler hiçbir şeyde yok. Güzel düzen kurmuşlar. "

Hepsi doğu eksiği var fazlası yok.

Peki bunları kim yaptı? Bunlar yapılırken bakanlık da bu projenin yüzde 37 ile ortağıydı.

KOMER Çiftlikbank haline getirirken bakanlık, sizden önceki bakan ve siz ne yaptınız?

O Çiftlikbank’ın açılışını dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, yanında Kültür ve Turizm Bakanı ile birkaç bakan ile birlikte yaptı. Bu sorulara yanıt vermek yerine sizin deyiminizle ne yazık ki KOMER’i‘ Çiftlikbank’ olarak kullanan kişi ile ilgili işlem yapmak yerine O’nu meslek örgütü TÜRSAB’a karşı kullanmak için yanınıza aldınız.

Sayın Bakan konuşmanızda belirttiğiniz KOMER ve diğer şirketlerin tümü meslek örgütü görevi ile ilgisi olmayan kişisel çıkar amaçlı kullanan o kişi için ne yaptınız?

O işlerin meslek örgütünün kurumsal kimliği kullanılarak o dönem TÜRSAB’ın başında olan kişi tarafından yapıldığı yargıya taşınan dosyalarda var.

Siz o kişi hakkında işlem yapmadığınız gibi TÜRSAB’da Başaran Ulusoy’un yerine gelen kişiyle nedeni bilinmeyen ilişkilerinizin bozulması üzerine KOMER dahil her konuyu meslek örgütü olan TÜRSAB’a karşı her vesile ile dozunu yükselterek yürüttüğünüz kampanyada malzeme olarak kullanıyorsunuz.

KOMER’de yapılan işler için anlattıklarınız doğru, tanım olarak ’çiftlik’ bank demeniz de yerinde.

Sayın bakan, bu saydıklarınızın yapıldığı dönemde TÜRSAB Başkanı şimdi ilişkilerinizin bozuk olduğu kişi değildi.

Her kurumda olduğu gibi TÜRSAB’ta da Başaran gitti Firuz geldi, Firuz gider başkası gelir. Kalıcı olan kurumdur.

Sayın bakan, kişisel ilişkilere kurumsal ilişkilerle karıştırmayın.

Sayın bakan, oturduğunuzun makamın sorumluluğunun da gereği olan ilişkilerinizi kişisel değil kurumsal temelde ele alıp yürütmektir.

Acı, ama gerçek olan, ifade ettiğiniz ‘KOMER’i Çiftlikbank haline getirenler hakkında ne gerekiyorsa yapın, yapmalısınız. Ama bunu 10 bini aşkın üyesi olan meslek örgütüne karşı yürüttüğünüz kampanyaya malzeme yapmayın.