• 13 Ağustos 2023 23:39
  • 0
  • 3 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Tarihi eserler yerinde ağırdır

Bu yazıyı dinleyin
İlber Ortaylı 13 Ağustos 2023 Tarihi eserler yerinde ağırdır

Parthenon Mabedi'nin ne olduğu ve klasik Yunan medeniyeti British Museum'da değil Yunanistan'ın kendinde anlaşılır. Yeni yapılan Parthenon müzesinin bir an evvel Britanya'dan gelecek Elgin Mermerleri ile donatılması gerekiyor. 

Aslında bu keyfiyet Türkiye için de söz konusu olacaktır. 

Oysa şu anda dahi birtakım eserlerin yağması söz konusu ve ancak yargı yoluyla mücadele veriliyor, iadelerine çalışılıyor. Türkiye'yi tehdit eden en büyük tehlikelerden biri kaçak kazılardır. 

Bunlar tarihi malzemeyi tahrip ediyor. Kaçak kazılara karşı ciddi arkeolojik kazılar var ama her şeyden önce vatandaşın uyanıklığı gerekir. Maalesef vatandaşın ilgisizliği sadece Yunan ve Roma eserlerine değil, ön plandaki Osmanlı eserlerine de karşıdır. 

Yağmalanmayan bir kabristan düşünebilir misiniz? 

En değerli şahideler (kabir taşları) müzelerde değil, Los Angeles, New York gibi yerlerde ve hatta Türkiye'deki bilinçsiz zenginlerin bahçelerini süslüyor. 

Efes kazılarını 19. asırdan beri önce İngiltere ve ardından Avusturya yapıyordu. Avusturya bir ara pes etti, malî kaynak bulamadı, şimdi yeniden başlamış görünüyorlar. En son Efes'te buldukları yamaç evlerinden sonra şimdi bir mahalle daha keşfetmişler (miladın 7. asn). Bunun ilginç olduğunu düşünüyorum. Haberlere göre Efes'e girişlerde yabancı turistlere 700 lira ücret kesilecekmiş. Ne yüksek diyorsunuz? 

Hiç de yüksek değil. Aşağı yukarı 23-24 Euro civarındaki bu fiyatla Avrupa'daki koca bir harabeyi gezmeniz mümkün değil. Bazı yerli turistler, "Biz ne yapacağız?" diyorlar. Siz hiçbir şey yapmayacaksınız. Size 20 seneden beri yeni bir imkân verildi; yıllık müze kartı almak. Bu çok cüzi bir fiyata almıyor. İstediğiniz müzeye isterseniz 500 kere girebilirsiniz. Böyle şeyleri öğrenmeden protestolarımızı yapmamızda fayda olmadığını belirtmek isterim. Bu. Türk vatandaşlarına verilen kültürel bir imtiyazdır. Arkeologların Bizans dönemine yönelik kazılan maalesef her zaman iyi gitmiyor. 20. yüzyılın başında hedef daima klasik dönemi araştırmak olduğundan Cari Humann gibi arkeologların yaptığı kazılarda Bizans döneminin kazıları âdeta bir çöp gibi bir köşeye yığılmıştır. Priene bunun canlı bir örneğidir. 

Ziyaretçi sayısını kısıtlayın

Türkiye'de bazı eserlere çok yoğun turist ziyareti oluyor. 

Tabii bu sırf Türkiye'nin problemi değil. İtalya müzeleri hatta kiliseler çoktan beri kontenjan uygulamasına geçti. Hele Kapadokya kiliseleri gibi yerlerde milyonlarca insanın nefesi freskleri tahrip ediyor. 

Bu bilinen bir sorundur. 

Ayasofya'nın yılda birkaç milyon ziyaretçiyi kaldırması mümkün değildir. Ciddi bir restorasyona ihtiyacı var. Bu restorasyondan önce ağır bir tahribat görmemesi için lütfen ziyaretçi sayısını kısıtlayınız. 

Müzeler için de aynı şey söz konusudur. 

Topkapı Sarayı Müzesi en toleranslı rakamla yılda yarım milyondan fazla ziyaretçi kabul edemez. Limanlarımıza uğrayan gökdelen boyundaki gemilerin ise sadece kirlilik yarattığı bir gerçek. Buradan inenlerin çoğunun geldikleri yer hakkında bir fikirleri yok ve nereye götürüldüklerini de bilmiyorlar. Bunların yarattığı kirlilik Amsterdam ve Barcelona gibi şehirlerde çoktan protestolara sebep oldu. Venedik çoktan bu tip gemilerin gelmesini engelledi. İstanbul limanında apartman boyu gemilerin olmaması bir kazanç sayılır. (Hürriyet)