FTI'nin İflası Mahkemede ve DRV Tartışmaların Odağında
Fvw'de yer alan habere göre Alman Seyahat Güvence Fonu (DRSF) ortakları arasında bulunan DRV, FTI Krizi Sonrası Yöneltilen Suçlamaları Reddediyor
FTI’nin iflasının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen tartışmalar devam ediyor. fvw'de bugün yer alan habere göre, zarar gören FTI müşterileri, seyahat acentelerini dava etmeye başladı. Müşterilere göre acenteler, FTI’nin bilinen mali sorunları hakkında kendilerini bilgilendirmeliydi. Böylece yalnızca acentelerin bilgilendirme yükümlülüğü değil, aynı zamanda Alman Seyahat Güvence Fonu (DRSF) ortaklarının rolü de tartışmaya açıldı.
DRSF’nin ortakları arasında Alman Seyahat Birliği (DRV) ve VIR (Verband Internet Reisevertrieb) gibi kurumlar bulunuyor. Şimdi şu sorular gündemde:
DRSF ortakları tur operatörlerinin mali durumuna erişim sağlıyor mu?
Bir tur operatörünün iflas riski belirirse ortaklara bilgi veriliyor mu?
Ortakların, yaklaşan bir iflası kamuya duyurma sorumluluğu var mı?
VUSR: “DRV bilgilendirilmiş olmalıydı”
Bu görüşü en çok savunan kurum Bağımsız Seyahat Acenteleri Birliği (VUSR). Birlik Başkanı Marija Linnhoff ve birlik avukatı Roosbeh Karimi, Düsseldorf’taki 10. yıl toplantısında bu iddiaları yineledi.
Linnhoff’a göre, derneklerin acentelerin “sorumlu danışmanlık yapmasına imkân tanıyan” bir bilgi kültürü oluşturması gerekiyor. Mevcut tartışmada Linnhoff, özellikle DRV’nin DRSF içindeki rolünü sorguluyor. Ona göre DRV, DRSF tarafından düzenli olarak analiz edilen mali veriler konusunda “FTI’nin kötü gidişatını bilmeliydi” ve buna rağmen “hiçbir şey yapmadı”.
DRV: “Bilgi akışı yasak — suçlamayı reddediyoruz”
DRV ise bu suçlamaları kesin bir dille reddediyor. Birliğe göre seyahat sektöründeki mali kontrol mekanizmaları yasalarla belirlenmiş durumda ve mevcut sistem “görev ve yetki ayrımını çok net şekilde tanımlıyor”.
DRV’nin açıklamasına göre:
DRSF ortakları, fon tarafından güvence altına alınan şirketlerin mali durumuna erişim hakkına sahip değil.
“Ortaksal bilgilendirme” Reisesicherungsfondsverordnung’un (madde 6, fıkra 1) gereği olarak yasak.
Ortaklar operasyona karışmaz, mali bilgilerle ilgili sorumlulukları yoktur.
Söz konusu maddeye göre, fonun organizasyonu öyle yapılandırılmalıdır ki: “Ortaklar, yönetim, danışma kurulu üyeleri ve seyahat sağlayıcıları arasında kesin bir ayrım olmalı; hassas bilgiler sadece gerekli olduğunda paylaşılmalıdır.”
Ortakların talimat verme yetkisi de yok
Sadece fon yönetmeliği değil, DRSF Ortaklık Sözleşmesi de ortakları bağlıyor.
Madde 6, fıkra 4’e göre ortaklar, tek bir sigorta sözleşmesini etkileyen herhangi bir talimat veremez.
Sadece tüm sigortalı şirketleri ilgilendiren durumlarda karar alabilirler.
Bir tur operatörü ödeme aczine düşerse, DRSF yönetimi bunu “derhal bildirir” ve ortaklar gerekli görülürse ilgili sözleşmeyi feshedebilir.
Fon yönetimi ayrıca şunu vurguluyor:
DRSF’nin görevi piyasayı yaklaşan iflaslar konusunda uyarmak değildir.
Ekonomik risk değerlendirmesi, hala her bir şirketin kendi sorumluluğundadır.
Linnhoff mahkemede tanık olarak dinlendi
DRV’nin bilgi yükümlülüğüne ilişkin tartışmalar, birçok davanın açılmasıyla daha da büyüdü.
VUSR Başkanı Marija Linnhoff, Nordhorn’da görülen bir davada müşteri tarafından tanık olarak çağrıldı. Davacı, FTI’nin mali zorlukları hakkında bilgilendirilmediği gerekçesiyle bir seyahat acentesine tazminat davası açmıştı.
Linnhoff’un tanıklığı istenmesinin nedeni, Şubat 2024’te FTI’den mali durumunu açıklamasını talep etmesi ve bir basın açıklamasıyla tur operatörü hakkında “finansal risk” uyarısı yapmış olmasıydı. FTI bu çağrıya yanıt vermedi ve 3 Haziran’da iflasını ilan etti.
Karar 20 Kasım’da açıklanacak
Nordhorn Yerel Mahkemesi’nin 20 Kasım’da vereceği karar sektör tarafından merakla bekleniyor. Çünkü daha önceki davalarda seyahat acentelerinin iflas riski konusunda müşteriyi bilgilendirme yükümlülüğü konusunda açık ve net bir içtihat bulunmuyor.
DRV ve VUSR’nin konuya bakışı da farklı:
DRV’ye göre:
Bir acenteye mali riskler bilinse bile “otomatik olarak bir bilgilendirme yükümlülüğü doğmaz”.
Bu risklerin “güvenilir şekilde doğrulanması” çoğu zaman mümkün değildir.
VUSR’ye göre:
“Somut ve doğrulanmış işaretler” varsa, acenteler müşteriyi bilgilendirmekle yükümlüdür.
Bu davanın sonucu, seyahat acentelerinin gelecekte müşteriyi nasıl bilgilendireceğine dair uygulamanın şekillenmesinde belirleyici olabilir.


Lütfen Bekleyin.