Türkiye turizmde çok az başka ülkeye nasip olacak ürün çeşitliliğe ve destinasyona sahiptir.

Sıralama yapıldığında sektörün büyüklüğü, iş hacmi, uluslararası alandaki tanınırlığı ve sektördeki lokomotif konumuyla Antalya Türkiye’nin turizm başkentidir.

Antalya tarihi ve kültürel değerler bakımından da zengin olmakla beraber esas tercih nedeni ‘güneş-kum- deniz’dir.

İstanbul ise Fransa imparatoru Napolyon Bonapart’a “Dünya tek bir ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu” dedirten yüzyıllardan beri çekim alanı, cazibe merkezidir.

Bundan 200 yıl önce Napolyon’a bu sözleri söyleten İstanbul’un durumu ne yazık en hafif deyimle iyi değil.

Buna rağmen İstanbul hâla cazibe merkezi, çekim alanıdır.

Uluslararası otel zincirlerinin İstanbul’a ilgisi bundandır.

İstanbul 1990’ların başında Sovyetlerin yıkılmasından sonra Rusların bavul turizmi merkezi olan İstanbul, gezilip görülecek yaşanacak destinasyon olmaya başladı

Nitekim koronavirüs salgını ortamında Rusya’daki tur operatörleri peş peşe İstanbul’a charter seferler koydu.

Sayılabilecek daha birçok artısı olduğu halde İstanbul turizmde olması gereken yerde değil.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, müzeye dönüştürülen Atlas Sineması’nın açılışında yaptığı konuşmada "İstanbul'un tek başına 100 milyon turist ağırlama potansiyeli var" demişti. 

Peki o potansiyelin ne kadarı kullanılabiliyor geresi neden kullanılamıyor?

Bu konuda çeşitli nedenler gerekçeler sayılabilir.

Bunlardan biri ulaşılabilirliktir.

Roma, Paris, Londra, Amsterdam vb çevresindeki şehirler ile karşılaştırıldığında İstanbul’un turistik amaçlı ziyaretçi açısından geride olmasının nedeni uzak yerler bir yana en yakındaki şehirlerden bile başta havayolu olmak üzere trafik azdır.

Çözüm Virgin, easyjet ve benzeri ucuzcu olarak bilinen düşük maliyetli havayollarının Paris, Roma, Londra, Amsterdam vb şehirlere olduğu gibi amiyane deyimle Taksim Aksaray dolmuşları benzeri seferlerin olmasını sağlamaktır.

İstanbul için yapılması gereken işlerin başında şehri başta Avrupa olmak üzere dünyanın her yerinden kolayca ulaşılabilir kılmaktır.

Bunun için özellikle ucuzcu olarak tanımlanan düşük maliyetli havayollarına destek sağlanmalı.

Bu yolla İstanbul kolay ulaşılabilir hale geldiğinde zincir oteller gibi havayollarının da ilgi alanına girecek.

Bu kapsamda kapatılan Atatürk havalimanı Paris, Roma ve diğer şehirlerdeki örnekler gibi charter ve düşük maliyetle havayollarına tahsis edilebilir.