• 30 Ocak 2022 21:52
  • 0
  • 4 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

İstanbul Havalimanı neden çaresiz kaldı?

Bu yazıyı dinleyin
Musa Alioğlu 30 Ocak 2022 İstanbul Havalimanı neden çaresiz kaldı?

Türkiye'de havalimanlarının işletilmesi hava trafiğinin düzenlenmesi ve kontrolü işi Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü'nün görevidir. 

DHMİ kendi görev tanımında şöyle diyor: 

"Bu görev kapsamında vatandaşların kış aylarında rahat ve güvenli bir şekilde yolculuklarını yapabilmeleri için Genel Müdürlüğümüze bağlı ekipler, kar ve buzlanmaya karşı 7/24 iş başındadır. 

Kar yağışına karşı 49 havalimanında ileri teknoloji ürünü 394 araç ve 700 kişilik bir ekip her an hazır bekletilmektedir. 

Çalışmalar; 57 adet Çekerli Tip Kombine Kar Mücadele Aracı. 88 adet Kompakt Tıp Kombine Kar Mücadele Aracı. 49 adet Kar Püskürtme Aracı. 17 adet Uçak ve Köprü Altı Kar Mücadele Aracı. 38 adet Kar Küreme ve De-Icing Sıvı Serpme Aracı. 131 adet Pist Frenleme Ölçüm Cihazı Aracı ile yürütülmektedir. Ayrıca, 14 kar küreme aracı, araçla için yedek malzeme ve 1500 ton De-lcing denilen buz çözücü sıvı bulunmaktadır." 

DHMİ sorumlu olduğu havalimanlarında kar mücadelesini böyle yapıyorum diyor. Fakat Anadolu'da çoğu kez yoğun kar yağışına karşı çaresiz kalınan alanlarda uçuş trafiğinin zorunlu olarak kesintiye uğradığı bir gerçek. 

Bu durum çok duyulmuyor.

İstanbul ve diğer büyük havalimanları gibi kamuoyu nezdinde de ne yazık ki karşılık bulmuyor. İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nın sahibi Savunma Sanayii Başkanlığı'na ait Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş. (HEAŞ) adlı şirket olup. DHMİ ile bir ilgisi yoktur. 

Bu meydanda karla mücadele kendi imkan ve ekipmanı ile yapılmaktadır. 

Son yaşanan krizde bu meydanda da bazı sıkıntılar yaşanmış olup, işletmeci firma İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Yatırım Yapım ve İşletme A.Ş. üzerine düşen görevi yerine getirmeye gayret ederek önemli eleştirilerin muhatabı da olmadı. 

NEDEN İSTANBUL HAVALİMANI? 

İstanbul Havalimanı, İGA (İstanbul Grand Airport) Havalimanı İşletmesi A.Ş.'ye yapım ve 25 yıl işletmek için ihaleyle verildi. Fakat, bu havalimanı baştan beri eleştirilere muhatap oldu. 

Atatürk Havalimanı'nın kapatılmasına gösterilen tepkilerin yanı sıra, işi alan yüklenicilere, yapım sırasında ağaç kesilmesine ve iş kazalarına değişik kesimler ortak olarak muhalefet edip kamuoyu oluşturdular. 

Tüm bunlara rağmen havalimanı 42 ay gibi kısa sürede bitti ve 29 Ekim 2018'de açıldı, uçuşlar da Nisan 2019'da başladı. 

Covid-19 pandemisine rağmen 2020 ve 2021 yıllarında yükselen bir grafik çizdi. 

2021'de 37 milyon yolcu ile Avrupa'daki 10 büyük havalimanının birincisi oldu (Sabiha Gökçen 6'inci Antalya 9'uncu). 7 saat süreyle aralıksız yağan ve 40 cm.'ye ulaşan yoğun kara karşı çaresiz kalan ve ama teslim olmamaya çalışan İstanbul Havalimanı, uçak trafiği ve yolcu sayısı (20 bin) çok fazla olduğu için daha fazla tartışıldı. 

Her yerde olması mümkün olan bir çatı çökmesi, birilerinin parayla karton dağıtması, otel talebinde bulunan yabancı yolcuların slogan atması üzerine polis çağrılması (Mülki İdare Amiri ne diyor acaba?) konunun daha fazla gündeme gelmesine neden oldu. 

İstanbul Havalimanının kar ve fırtınadan fazla etkilenmesi, meydanı yer seçimi nedeniyle eleştirenlerin haklı olup olmadıklarını da gündeme getirdi. 

Doğrusunu söylemek gerekirse, meydan buraya değil de ilk düşünülen yer olan Silivri Gazitepe'ye de yapılsaydı yine bu tür iklim koşullarından etkilenecekti. 

Önemli olan yapılan yerin coğrafi şart ve özelliklerine uygun bir tesis yapabilmek ve gerekli ekip ve ekipmanı bulundurup önceden tedbir almaktır. 

Sorun budur. 

Mal sahibi DHMİ bu konuda sessiz kaldı. 

Yapılan ve belli bir mesafe alan, artık kapatılması da mümkün olamayacağına göre bu tesisin mal sahibi olan DHMİ ve işletmeci İGA Ortak Girişim Gurubu aynı durumla bir daha karşılaşmamak için şartlan yeniden gözden geçirip daha sıkı tedbirler almak zorundadır. 

Bilinmeli ki doğaya karşı yapılan mücadele zordur. Havalimanı işletmeciliğinde çok uzun bir geçmişi olmayan, yeterli bir deneyime ve birikime sahip olmadığı tartışılan İGA haklı eleştirilerin yanı sıra, çok insafsız eleştirilerin de muhatabı oldu. 

Eleştiri sahipleri, orada gece gündüz demeden azimle özveriyle çalışan binlerce insanın emeğine ve alın terine değer vermediler. 

Binlerce yolcunun perişan olmasına da üzüldüm, ama en çok çalışanların bütün gayretlerine rağmen böyle bir durumun yaşanmasına üzüldüm. Neyse ki geçti..