Moskova Büyükelçisi Samsar'dan Rusya'yla uçuşlara yönelik açıklama Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Mehmet Samsar, Ankara'nın Rusya'yla uçuşların yakında başlayacağını umduğunu aktardı.

Rusya’nın 15 Nisan’da durdurduğu Türkiye charter uçuşları ile ilgili süre 1 Haziran’da (Yarın) doluyor.

Moskova’nın uçuşların açılıp açılmayacağı konusunda açıklayacağı karar öncesinde Türkiye ve Rusya’da sektörde nefesler tutuldu.

Yapılacak açıklamayı Rus tatilciler de merakla bekliyor.

Yarın açıklanacak karar öncesinde Rusya Türkiye Aleksei V. Erkhov önemli açıklamalarda bulundu.

Büyükelçi Erkhov, ilk aşamada 15 Nisan-1 Haziran arası olarak duyurulan uçuş kısıtlamalarının belli bir süre daha devam edeceğini, tam ne zaman uçuşların normalleşip Rus turistler için turizm sezonun açıklacağını ise tahmin edemediğini belirterek "Türkiye'de vaka sayısı düşme trendinde. Kısıtlamaları kaldırmayı düşünüyoruz ancak o kadar da hızlı olmaz. İyi haberler için biraz daha beklemek gerekecek" dedi.

Hürriyet’ten Serkan Demirtaş’a konuşan Rusya'nın Türkiye Büyükelçisi Aleksei V. Erkhov, Tarihten dersler çıkarmalıyız. Türkiye ve Rusya anlaştığında barış ve refaha ulaşırız" diyor.

Uçuş kısıtlaması kalkar, ama hızlı olmaz

Koronavirüs pandemisi ile ilgili durumun hâla çok tedirgin ve öngörülemez olduğunu belirten Büyükelçi Erkhov, "Turist sezonunun ne zaman açılabileceğini tahmin etmeye çalıştığımız geçen yılki olayları hepimiz hatırlıyoruz. Bekledikçe bekliyorduk. Önce haziran, sonra temmuz geldi. Fakat Rusya'dan uçak seferlerinin başlaması açısından sezon, ancak 10 Ağustos'ta tam olarak açıldı" anımsatmasını yaptı. 

"Ve Ruslar bir başarıya imza attı" diyen Erkhov, geçen yıl geç açılan sezona rağmen 5 aydan kısa bir sürede 1,5 milyondan fazla Rus turistin geldiğini ve böylece Türk otellerinin ve turizm endüstrisinin ayakta kalmasına hiç de küçük olmayan bir katkıda bulunduğunu kaydetti. 

Sınırlama siyasi 

Uçuş sınırlamasının siyasi olduğuna ilişkin yorumların anımsatılması üzerine, kendisinin asla böyle bir değerlendirmeye inanmadığını belirten Büyükelçi, "Bu soruyu bunu söyleyenlere sorun. Bana gelince, ben asla yapmadım ve bunun doğru olduğuna asla inanmadım" dedi. 

Mayıs aylarında günlük 60 bin yeni vakanın görüldüğünü kaydeden Erkhov, bunun üzerine Türk hükümetinin kapanma kararı aldığını ve Rusya'nın da hava trafiğine sınırlama getirdiğini anımsattı. Erkhov, şu değerlendirmeyi yaptı: 

"Şu anda Türkiye'de salgın istatistikleri bir düşüş trendi içinde, istikrarlı ama yavaş. Bundan dolayı yetkili makamlarımız, kısıtlamaların kaldırılmasını düşünmeye başlıyor. Türk heyeti geçen hafta Moskova'ya bunun için gitti. Tarih henüz net değil, o kadar hızlı değil. Pandemi hala devam ediyor, insanlar her gün hayatını kaybediyor ve binlerce testin pozitif çıktığı görülüyor. Dolayısıyla bu mesele, her iki ülkede de halk sağlığının yanı sıra güneye gelen turistlerin güvenliğini sağlamak için sorumluluk bilinciyle hareket etmekle yükümlü.

Rusya Büyükelçisi, Türkiye'nin Kırım Tatar ve Çerkeş Sürgünü yüdönümü nedeniyle yaptığı açıklamaya Rusya Dışişleri Bakanlık Sözcüsü Maria Zaharova'nın "Türkiye aynı retoriği devam ettirirse biz de Türkiye'nin benzer (etnik, linguistik ve dinsel) sorunlarıyla ügüenmek zorunda kalırız" açıklamasıyla ilgili soruyu da yanıtladı. Bu konuyla ilgili hem Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un hem de Zaharova'nın açıklamalarında Türkiye ile Rusya arasındaki "karşılıklı avantaja dayalı işbirliği ilişkilerine" Rusya'nın atfettiği ezeli önemi vurguladıklarını 

kaydeden Erkhov, şunları söyledi:

"Bu ilişküeri gerçekten önemsiyoruz ve halklarımız için daha iyi bir gelecek hedeflerine hizmet eden ilişkilerin daha fazla gelişmeleri için birlikte çalışmaya devam etmeyi çok istiyoruz. Rusya ve Türkiye anlaştığında, başarıya ulaşırız, barış, güvenlik ve refah sunarız. Suriye, Libya ve Kafkasya'da olduğu gibi bunun örnekler açık ve sayısızdır. Bu arada, ekonomik işbirliği ve turizm konusunda insanlar ihtiyaç duydukları şeyleri elde eder. 

Tarihe gelince... Doğal olarak tarih, ilişkilerimizde her zaman bir yere sahip, üç asırdan fazla süren savaşlar ve çatışmalar iz bırakmadan gidemez. Doğal olarak, insanların zihinlerinde kalan pek çok tarihi anı var ve belki de en iyi anlar değildir, pek çok mit, efsane ve klişe, 'kamuoyunda hakim olan hava' dediğimiz şeyde hala varlığım sürdürmekte. Tarihin tarihçilere, bilim insanlarına ait olması gerektiğini söyleyenlere ve buna inananlara, ki Türkiye'de bu kişilerin sayısı bir hayli fazla, desteğimi gösteriyorum ve hepimiz, tarihten gerekli dersleri çıkararak ileriye, halkların ortak çabalarıyla sağlanan daha iyi bir geleceğe bakmalıyız."