• 17 Aralık 2021 14:18
  • 0
  • 3 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

İhracatta kilo turizmde kişi

Bu yazıyı dinleyin
Fehmi Köfteoğlu 17 Aralık 2021 İhracatta kilo turizmde kişi

Türkiye’de gündemin bir numaralı konusu TL’deki hızlı değer kaybı her alana farklı biçimlerde ama genelde olumsuz yansıyor.

TL’nin yükselen kur karşısında değer kaybının turizme yararlı olduğu yönler de var.

TL’nin Dolar, Euro ve diğer para birimleri karşısında hızlı değer yitirmesi nedeniyle Türkiye Akdeniz’de en çok ziyaretçi alan ülke konumuna yükseldi ve yılın 10 aylık döneminde Türkiye ziyaretçi sayısında en büyük rakipleri olan Fransa, İspanya ve İtalya’yı geçerek bölgede lider oldu.

Ancak kişi başına turizm gelirinde durum farklı.

**

Türkiye’nin, başta ödemeler dengesi olmak üzere birçok nedenle kazanması gereken döviz iki ana kaynaktan sağlanıyor. Bunlar ihracat ve turizmdir.

Yeni model olarak sunulan yol haritasının dayandırıldığı İhracatta kilo/birim fiyatı, turizmde kişibaşı gelirde sorun var

İhracatta birim başına gelir kiloda yüksek pahada düşüktür. 

Türkiye’nin ihracat birim fiyatı son 5 yılda 1,44 dolardan 1,09 dolara kadar geriledi. 

Türkiye ihracatta kilo başına değerde 225 ülke-bölge listesinde 119. sıradadır.

Üstelik bu, son günlerdeki aşırı kur artışı/TL’nin değer yitirmesinden önceydi.

Benzer durum kişi başına turizm geliri için de geçerlidir.

Türkiye aldığı ziyaretçi sayısında dünyada altıncı sıradayken kişi başına turizm gelirinde 14. sırada.

Türkiye’nin aldığı ziyaretçi sayısı itibariyle Akdeniz bölgesinin lideri olmasına, turizm gelirinde ise 14.sırada olmasına sevinmeli mi üzülmeli mi?

İkisi de değil. 

Bu noktada her vesile ile başta kamu yönetimi olmak üzere herkes ihracattan övgüyle söz ederken turizm dendiğinde “Bu ülkenin sunduğu olanaklar bu kadar ucuza satılır mı” diye başlayıp “Böyle turizm olmaz olsun”a kadar uzanan, anlamsız ve gerçeğe dayanmayan, eleştiri düzeyini aşan değerlendirmeler yapılıyor.

Haklı eleştirileri de içeren konuyla ilgili değerlendirmeler gerçekçi temelde yapılmalı. Sorun önemli ve önceliklidir.

Türkiye, iktidarın günü kurtarma için, içi doldurulmayan, parlak bir slogandan öteye geçmeyen “Yeni model”ler yerine ihracatta kilo yerine pahada yüksek ürünlere amiyane deyimle ‘Patates cipsi yerine bilgisayara cip’e, turizmde de harcama gücü yüksek kesime yönelik ürün geliştirmeye yönelik bir strateji belirlemelidir.

Günü kurtarma peşinde ve içi boş “Bize güvenin” çağrıları yerine böyle bir strateji belirlenip uygulamaya konulduğunda ve bu amaçla doğru kullanıldığında düşük kur yararlı bile olabilir.

Aynı mantıkla günümüzde dünya turizminin merkezi olan Akdeniz bölgesinde pandemi nedeniyle de olsa yakalanmış liderliğin sürdürülmesi ve ziyaretçi/gelir dengesinde Türkiye’nin olması gereken, hak ettiği yere gelmesine giden yola girilebilir.

Konuyu uluslararası alandaki gelişmeler, ülkenin ve sektörün konumu, kızışan rekabet, ülke ve ekonominin geneli, istihdam ve diğer alanlarla ilişkisi temelinde ele almak gerekir.

Bu, içinde haklı eleştirilerin de olduğu soruna gerçekçi çözüm arayışının da gereğidir.