Hastane-Otel
Önce, inşaatı henüz bitmemiş binayı bir dolaşıp fikir edinmemi istemişti yönetim kurulu.
Sonrasında bir araya geldik. "Nasıl buldun, ne düşünüyorsun?" diye sordular.
‘’Konum ve manzara güzel. Her hizmeti sunma imkanı olan şık bir yapı. Bölümlere geçişler iyi planlanmış. Çok iyi bir şehir oteli projesi.”
Gülümsemeye başladılar. ‘’Beğendiğine sevindik. Ancak bir detay var. Biz burayı otel değil, hastane yapacağız.’’
‘’Hastane mi? Evet, tabii… Sonuçta bildiğiniz iş. Takdir sizlerin. Ama o zaman, yani, niye ben? Bu konuda bir eğitimim ya da tecrübem yok. Hatta iyi bir hasta bile sayılmam… Ama sağ olun, fikrime değer verdiğiniz için. Doğru yöneticiyi bulmanızda yardımcı olacağım tabii ki.’’
Başkan sözü aldı: ’’Biz doğru yönetici olduğunu düşünüyoruz. Evet, hastane bizim bildiğimiz işimiz ve bunun yanı sıra beş yıldızlı otel hizmeti sunacağız hastalarımıza. Yönetim yapısı da zaten medikal ve sosyal olmak üzere iki bölümde ilerleyecek. Medikal hizmetlerin dışındaki tüm departmanlar sende. Hem de otelde olan departmanların tamamı, eksiği yok fazlası var. Mesela resepsiyon iki tane olacak. Yerli masa, yabancı masa…’’
Bir diğer hocamız söze girdi: "Zaten hepsinin kökeni aynı değil mi? Hospitality-Hospital-Hotel-Hostel… Özü misafirperverlikten geçen hizmetler. Yani, bu yönetici de sabahları ‘’vizit’’ yapacak ve hem hastamıza hem refakatçisine hizmetlerle ilgili memnuniyetlerini soracak. Ama medikal sorulara geçildiğinde 'Doktorunuz birazdan gelecek.' diyecek. Spa-Sauna-Fitness ve kapalı havuz bölümleri de fizik tedavi amaçlı tabii. Alakart restoran ve kafeterya da var.‘’
Aklıma yatmamıştı tam olarak. Bir kere, farklı iki sektörel dili konuşacak iki bölüm, iki yönetim olacaktı. Her yönetimin de başında ortak eğitimleri almış kişilerin olması gerektiği fikrindeydim.
Ancak en azından başlangıç ve kuruluş desteği konusunda ikna oldum. "Açılışı yapalım, ben tüm mesleki tecrübelerim ile uygun departman kurulumlarını sağlayayım. Devamlılığı sağlayacak zemin oluştuğunda tekrar değerlendirme yaparız" diyerek yaklaşık bir buçuk yıl sürecek eşsiz bir deneyimin anlaşmasını yaptım.
Bu deneyimin benim için en cazip yönü "masanın diğer tarafında" da bulunabilme fırsatı idi. Yıllarca otel yönetimlerinde sağlık hizmetleri anlaşmaları yaptığımız hastanelerin tarafını artık onların cephesinden biri olarak değerlendirme fırsatı…
Gerekli tüm kurulumlar kısa sürede yapıldı. Zamana karşı yarışılan dönemlerde özverili çalışmalar ve inançla zorluklar aşıldı ve bölgemize büyük bir değer daha kazandırıldı.
Otelcilikten gelen çalışan profili ile medikal sektör çalışanlarının uyumu ilginç bir harmoni oluşturdu.
Her iki sektörün birbirine katkıları somut örneklere dönüştü. Otel tecrübeli 'Housekeeper'ımıza başlangıç öncesi: "Biliyorsun, otelde birlikte çalışırken hijyene ne kadar dikkat ederdik. İşte burada bunun 10 katı fazla önem vereceğiz. Mesela; çöplerde tıbbi atık ayrımı var. Tekstil yıkama bambaşka bir prosedür" diye eğitimler başlatmıştık.
Misafir ilişkileri departmanı "Hasta ilişkileri" departmanı olmuş, herşey dahil sistem her hastaya özel menüye dönüşmüştü.
Otele tatil amaçlı gelen mutlu insanlar yerini, doğal olarak, daha kapıdan "mutsuz, ağrılı, endişeli" giren insanlara bırakmıştı.
Empatinin en zor kurulduğu anlar, halden anlamak için hastanın veya yakınlarının yerinde olmanın gerektiği durumlar ile baş başaydık.
Talep üzerine hasta nakil aracı ile otelden gönderdiğimiz misafirin devamında yaşadığı süreçler artık önümüzde yaşanıyordu.
Gönderen otelci, karşılayan otelci olunca hissedilen güven ve memnuniyet fark katıyordu.
Aslında, bu işbirliği bölgemiz için yıllardır konuşulan ama bir türlü başarılamayan "Sağlık Turizmi", "Turizmin 12 aya yayılması" gibi değerlerin gerçekleşmesine de vesile olabilirdi.
Ancak… Olmadı… Olamadı…
Sebepler yine tanıdıktı. Sektörel sorunlar, ticari kaygılar, uzlaşılamayan ortaklıklar, her sektörde karşılaşılan suistimal meraklıları, kurumsallaşma sorunları, eğitim, liyakat…
Bir yönetim kurulu üyesinin, iki sektör arasındaki temel farkı tanımlama şekli beni dehşete düşürmüştü:
"Şimdi, otellerde kapıdan giren kişinin bırakacağı gelir az çok bellidir, anlaşma yapılmış fiyatlar vardır, değil mi? İşte hastanelerde bu geliri biz anlık belirleriz."
Hastanenin satış kararı ile birlikte ben de yeni turizm sezonu başlangıcında yuvaya döndüm. Tekrar otel cephesinde yerimi alırken artık "karşı masa"nın en önemli sektörlerinden biri olan sağlık hizmetlerinin edindirdiği eşsiz deneyimler hafızamda yerini almıştı. Özellikle COVID döneminde, otellerimizin neredeyse hastaneye döndüğü sezonda bunun çok faydalarını gördüm.
Umarım İstanbul gibi, Antalya gibi sağlık turizminin avantajları keşfetmiş, uygulamaları ile dünyaya örnek olmuş şehirlerimiz gibi bölgemizde de bu işbirlikleri artar ve verilen emeğin karşılığı görülür. Tabii, "Turkish Hairlines"ın da katkısı gözardı edilemez bu gelişimde.
İki sektörün birbirinden öğreneceği çok şey var; sadece hijyen kuralları ve disiplin hastanelerden, insan kaynakları yönetimi, misafirperverlik ve empati otellerden alındığında bile daha fazla memnuniyet sağlanması mümkün.

Lütfen Bekleyin.