• 03 Nisan 2022 17:01
  • 0
  • 3 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Turizm dünyada ve Türkiye’de çıkmazı

Bu yazıyı dinleyin
Bahattin Yücel 03 Nisan 2022 Turizm dünyada ve Türkiye’de çıkmazı

Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de ciddi bir krizi yaşıyor turizm.

Çıkış yolu arayan ülkeleri; turist gönderen ve ağırlayan olarak iki başlık altında toplayabiliriz. Bu ülkelerin ortak özellikleri ise turizmin kesinlikle desteklenmesi. Kuşkusuz gönderen ve kabul edenlerin çözüme yaklaşımları farklı. Örneğin AB içinde en fazla turist gönderen ülke konumundaki Almanya, turizmin ekonomi üzerindeki genel etkilerini dikkate alarak, havayolu şirketlerini ve hisselerinin çoğunluğu, AB dışındaki iki ülke kuruluşlarına ait TUI’ye ciddi kaynak verdi.

Kriz sürecinde Türkiye’nin turist alan ve kaynakları sınırlı bir ülke olması nedeniyle, Almanya’dan daha farklı davranması beklenirdi. Ancak salgının etkilerinden kurtulmak amacıyla bulunan formül, bir elin parmaklarını geçmeyen sayıdaki yabancı operatöre Ziraat Bankasından kolay kredi kullandırmaktan öteye geçmedi. Söylentiler -doğruysa- içlerinden birisinin aldığı krediyi bekletmeden bir Körfez ülkesinde değerlendirmesi, yaklaşımın beklenen sonucu vermediğini gösteriyor.

Rusya-Ukrayna arasında başlayan savaş öncesinde, Bakanlığın krizin etkilerini en aza indirmek amacıyla yaptığı hazırlık ise tanıtım eksikliğini gidermek. Bakan geçenlerde katıldığı bir televizyon programında; dünya ölçeğinde yüzün üzerinde ülkede, tanıtım atağına başlandığı açıkladı.

Oysa sektörün gerçekleri ile Bakanlığın değerlendirmeleri arasında çok çarpıcı farklılıklar var. Örnek vermek gerekirse; 2021 yılında Bakanlığın hayalci yaklaşımı beklenen sonuçları vermeyince, birbiriyle çelişen ve doğru olmayan döviz geliri ve turist sayıları açıklanarak, bir başarı hikayesi yaratılmaya çalışıldı. Kısaca kamuoyu yanıltıldı. 

Öylesine ileri gidildi ki, 2021 yılında altı ay süreyle giriş kapılarını tam kapatan, diğer yarısında ise gelişleri AB ülkeleri vatandaşlarıyla sınırlayan İspanya’nın, tarihte ilk kez geride bırakıldığına ilişkin abartılı açıklamalar yapıldı. Sonunda İspanya’nın son çeyreğinde farkı kapatarak, bizi geride bıraktığı ortaya çıktı.

2022 sezonu için alternatif varsayımlar turizmciler arasında yeterince tartışılmadan, Rusya ile Ukrayna savaşı başladı. Bu yüzden iki ülkeden beklenen en az 10 milyon ziyaretçinin, sezonda gelmeleri neredeyse imkânsızlaştı. Türkiye’nin yakın bölgede bulunması, AB ülkelerinden gelecek ziyaretçilerin kararlarını da olumsuz etkileyeceğe benziyor.

Önümüzdeki sezonda Arap ve bazı Uzakdoğu ülkeleri ile birkaç saatlik alışveriş amacıyla, başta Edirne ve diğer sınır kentlerimize girişi çıkış yapacaklar dışında, yabancı ziyaretçi gelmesi çok zor. 

Son yıllarda krizlerden çıkış için somut ve çözümler önermeden önce moda bir deyimi anımsayalım. “Bu Kriz Türkiye turizmi için fırsat olabilir mi? “

Salgının başlangıcından bu yana sürekli ağırlaşan koşullarda, var olma mücadelesi veren turizmcilerin, kalıcı ve orta vadeli bir destek programıyla ayakta kalmaları sağlanabilir mi? Tartışılması gereken kuşkusuz kaynak bulunarak bu desteği belirlemektir.

Kredi kullanan konaklama tesisleri 2010-2020 arasındaki 10 yılda parlak sonuçlar alamadılar. Faiz ve vergi öncesi karları, bankalara ödeyecekleri kredi faizlerinin altında kaldı. Ciddi bir özkaynak aşınması olduğunu kabul etmeliyiz. 

Salt salgın ve savaş yüzünden değil, sektörün yapısal sorunlarının da etkileri hissedilen bu krizin etkileri, gerçekçi ve kayırmacılığı reddeden yaklaşımla, pek ala en aza indirilir. 

Öncelikle; turizmciler döviz ile satış yaptıkları için içerideki fiyat artışlarından etkilenmezler, biçiminde ortaya atılan gerekçelerin, yanlışlığının kabul edilmesi gerekiyor. Gerçekte içerideki fiyat artışları döviz kurlarının en az 2-3 kat üzerinde gerçekleşiyor.

Yaşadığımız süreçte hızla değişen ziyaretçi profilini etkileyen gelişmeler de dikkatle incelenmelidir. Destek sağlanırken, işletmelerin sermaye yapıları kadar, değişime ayak uydurmaya uygun yaklaşımları da değerlendirilmelidir.

Kuşkusuz bu derinleşen dünya ölçeğindeki kriz ortamında, kaybedenler çoğunlukta olacaktır. Ancak sektörü orta vadede ayakta tutacak, planlama yapılarak fon sağlanırsa, Türkiye bu krizden karlı çıkabilir.