• 29 Mart 2024 17:03
  • 0
  • 8 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Turizm sektörü ve 2024 yerel seçimleri

Bu yazıyı dinleyin
Kayhan Taner Özen 29 Mart 2024 Turizm sektörü ve 2024 yerel seçimleri

 

              31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak yerel seçimler için adaylar ve bağlı oldukları siyasi partiler seçimleri kazanıp belediye yönetmenin sağladığı ödüllere kavuşmak için cansiperane çalışıyorlar. Özellikle İstanbul ve Antalya belediye başkanlıkları için daha yoğun bir çaba sarf edildiği medyada gözlemlenmektedir. Bu iki şehir Türk uluslar arası turizminin ana destinasyonları olduğu için seçimleri turizm açısından değerlendirmek uygun olacaktır.

              Yerel yönetimlerin standardının yüksek olması, yönetilen kentlerdeki yaşam standardını artırmakta, turizmi sektörü de iyi yönetilen yaşam kalitesi yüksek kentlerde daha iyi verim elde etmektedir. Bu önermenin Dünyadaki en güzel örneklerinden biri son çeyrek yüzyılda Eskişehir’de yaşanan yerel yönetim başarısının kente kazandırdığı turizm aktivitesidir. Eskişehir’de bir başarı elde edilirken maalesef Türk turizminin ana çekim alanları olan İstanbul ve Antalya’da yerel yönetimler aynı periyotta yeterince başarılı olamamışlardır.

              Türk uluslar arası turizmi Dünya uluslar arası turizminden hızlı büyüme kaydederek Dünya dördüncülüğüne kadar yükselmiştir. Başarının arkasında yerel yönetimler de dahil kolektif bir çaba vardır. Fakat iki belediye turizm başarısına en az katkı sağlayan kurumlardır. 

              Antalya’nın son çeyrekteki kentleşmesi ve kent altyapı gelişimi son derece çarpık ve yetersizdir. Ulaşım altyapısı ve toplu taşıma o kadar yetersizdir ki şehirdeki ulaşım aracı sayısı artışı nüfus artışından hızlıdır. İmarlaşma ve altyapı yatırımları kentin ihtiyaçlarının çok gerisindedir. Turistik aktivite kapasitesi istenilen seviyelere ulaşamamaktadır. Kültür ve sanat alanı boş kalmaktadır. Elbette kente devletin yatırımları da yok denecek kadar azdır. Dünya tatil turizminin başkentinin hala otoyol ağına bağlantısı yoktur. Keza demiryolu ağına bağlantısı da yoktur. Yolcular için uygun limanı da yoktur. Komşu il Konya ile kıyaslandığında Antalya yatırım fakiridir.Antalya’nın ihtiyacı olan yatırımlar hızla tamamlanarak vilayetin turizm potansiyeli geliştirilmelidir.

              İstanbul tartışmasız Dünyanın en eski önemli turizm destinasyonudur. Kent eşsiz doğal güzelliğinin yanında zengin tarihi mirası kendine özgü kültürü, mimarisi ve yaşam tarzı ile ziyaretine gelen turistleri mest etmektedir. Özellikle batı kültüründe derin izler bırakan kent sarsılmaz bir imaja sahiptir. Haliç, Altın Kapı (Golden Horn, Golden Gate), Kapalıçarşı ve Ayasofya İstanbul’a dünya halklarını çekmeye devam edecektir. 

İstanbul’a gelen turistin en az bir hafta konaklaması için turizmin sektörünün belediye ve devletten beklediği ise;

  • Altın Kapının altınlarının takılıp ziyarete açılması, 
  • Haliç’in tarihsel görkemine kavuşturulması (gelinen noktadan sonra maalesef zor bir iş),
  • Boğazda denize girilebilecek plaj yapılarının oluşturulması, 
  • Taş yığılarak kapatılan Marmara plajlarının tekrar açılması, elbette Marmara denizinin temizlenmesi, 
  • Karadeniz plajlarının kanun dışı işgallerine son verilip, düzenlenerek halka açılması (Kilyos plajındaki denize akan kanalizasyona çözüm bulunması)
  • Anadolu Hisarında yapılan başarılı düzenlemenin diğer tarihi yapılarda da hızla uygulanıp turizmin geliştirilmesi,
  • Ulaşım elbette yatırım isteyecektir. Ulaşımın yatırım ihtiyacını azaltmak için İstanbul’da bulunmasına gerek olmayan sektörlerin başka şehirlere taşınması yoluyla nüfusun azaltılması,
  • Boşaltılan alanlarda turizme konu olacak, özgün mimari ve kent yapısıyla Sarıyer’de bir Karadeniz köyü  ya da kasabası, Beylikdüzü’nde bir Konya köyü, Büyükçekmece’de bir Ege kasabası, Gaziosmanpaşa’da Güneydoğu köyü, Sultanbeyli’de bir Safranbolu inşa edilip yerel ürünleri ve kültürleri ile turizme tema parkları kazandırılmalıdır.

Bu ve benzeri belediye ve devlet yatırımları turizm sektörünün beklediği ancak kamunun yapabileceği yatırımlardır. İki destinasyonun kazanma potansiyeli olan belediye başkanlarının turizm programları nedir ona bakmak gerekir.

Antalya;  Mevcut başkan Muhittin Böcek’in turizmin ihtiyaçları ve geleceği için ses getirecek bir projesi yok. Merkez Kepez İlçesi belediye başkanı ve büyükşehir belediye başkan adayı Hakan Tütüncü’nün turizmin ulaşım ayağında, karayolu/otoyol yapım vaatleri var. Bu projeler Karayolları Genel Müdürlüğü uhdesinde gerçekleştirilecek devlet yatırımları. Belediyenin yapacağı somut bir proje yok. Zaten Kepez belediyesinin de turizm ile ilgili ciddi bir yatırımı yoktur. Kepez’de turizm çalışanları ikamet eder, o kadar.

Her iki adaydan biri seçildiğinde Antalya ve turizmi için çok bir şey değişmeyecektir. Vahşi belediyecilik tüm kurumları ile faaliyetine devam edecektir. Aşağıdaki resimde Kepez Mazıdağı’nda gecekondular görülmektedir.   

İkinci, üçüncü ve dördüncü resimde ise aynı gecekonduların karşısında yeni yapılmış ve yapılmakta olan imarlı binalar gözükmektedir. Gecekondu mu imarlı yapı mı daha estetik ve yaşanabilir, yoruma açık bir konudur. Bu yapılaşma Kepez belediye başkanı ve büyükşehir adayı Hakan Tütüncü ile yine büyükşehir belediye başkan adayı ve büyükşehir belediye başkanı Muhittin Böcek yönetiminde yapılmıştır.

 

Altta yer alan resimde ise yeni Antalya Şehir Hastanesi yer almaktadır. Yine Mazıdağı’na yapılan bu modern yapı bölgenin doğal yapısını zorladığı gibi, binlerce yıl önce insanların yaşadığı mağaraları da tahrip etmiştir, edecektir.
 

              Mazıdağı Antalya’nın kuzeyinde denizden 300-350 metre yüksekte masa gibi düz ve geniş bir zirve ile oluşmuş bir tepedir. Etrafı vadi, plato ve zamanında iskan edilmiş mağaralarla dolu ormanlık bir coğrafi yapıdır. Kötü, vahşi kentleşme ile bu Dünyaya örnek olabilecek yerleşim alanı yaratılacak araziler mahvedilmiştir. Hali hazırda hastane yatırımının tetiklediği talep ile Mazıdağı ve etrafındaki tüm yeşillikler (zeytinlikler dahil) hızla yukarıdaki resimlerde gözüken estetik yapılarla kaplanmaktadır. Mazıdağı’nda yapılan belediyecilik önümüzdeki beş yıl boyunca Antalya vilayetinde yoğun bir şekilde uygulamalarına devam edecektir.

              İstanbul adaylarının turizm politikalarına bakıldığında ise; Sayın Ekrem İmamoğlu İstanbul’un tanıtımına odaklanmaktadır. Visit İstanbul projesi ile daha etkin tanıtım ve pazarlama yapmayı planlayan mevcut başkan bu yol ile İstanbul’da turistlerin daha uzun süre konaklamasını sağlamayı ummaktadır. İstanbul’un her destinasyon gibi tanıtım ve pazarlamaya ihtiyacı vardır fakat önce pazarlanacak ürünlerin geliştirilmesi gerekir. Örneğin spor ve sanat aktiviteleri gibi, turistin harika yaz güneşinden yararlanacağı plajlar gibi. 

              Sayın Murat Kurum’un ise; İstanbul’un kıyı bantlarını yeniden düzenlemeyi vaat etmektedir. Ayrıca tematik köyler kurarak İstanbulluların hobilerine yönelik aktivite alanları oluşturmak istemektedir. Kültür turizm alanında yapmayı vaat ettiği işler ise Kültür Turizm Bakanlığının uhdesinde olan mekanları kapsamaktadır. Vaat edilen Ankara-İstanbul işbirliği ile listelenen projelerin hayata geçirilmesi İstanbul turizmine büyük katkılar sağlar. 

              Sonuç olarak yerel seçimleri (kazanma potansiyeli yüksek) Antalya ve İstanbul adaylarından hangisi kazanırsa kazansın önümüzdeki beş yıl boyunca turizme ekstra bir katkı sağlayacak projeleri yoktur. Antalya’yı eşsiz doğası, plajları, iklimi, tarihi yapıları ve yüksek standartlı turizm tesisleri satacaktır. İstanbul’u ise yine muhteşem doğası, tarihi mekanları, yaşam tarzı ve harika imajı pazarlayacaktır. Uluslar arası turizm adına ekstra, ses getirecek bir yatırım ya da aktivite beklemek beyhude olacaktır. 

              31 Mart seçimlerinde yine sadece Türk vatandaşları oy kullanabilecektir. Mülteciler, göçmenler ve turistler oy kullanamayacaktır. Halbuki Türkiye’de yaşayan ve sayıları milyonları bulan bu gruplar yaşadıkları yerdeki yerel yönetimlerde söz sahibi olmalıdırlar. Onlar da belediye hizmetlerinden yararlanmaktadırlar. Bu hizmetleri almak için de Türk vatandaşının ödediği vergileri ödemektedirler. KDV’den ÖTV’ye, Çevre Temizlik Vergisinden Tabela Vergisine her türlü vergiyi bi tamam ödeyen turistler, mülteciler ve göçmenler demokratik haklarını da kullanmalı yerel seçimlerde söz sahibi olmalıdırlar.