Turizmin Felsefesi Üzerine: Felsefi Akımlar Bağlamında Bir Değerlendirme
Turizm, yalnızca seyahat etme ve konaklama faaliyetlerinden ibaret değildir; bireyin kimlik inşası, anlam arayışı ve kültürel etkileşim süreçlerinin bir parçasıdır. Bu nedenle turizmin felsefesi hem bireysel deneyim hem de toplumsal dönüşüm bağlamında ele alınmalıdır.
Turizmin Felsefi Temelleri:
a. Merak: Bilinmeyeni keşfetme arzusu Antik Yunan’dan bu yana insanın temel dürtüsüdür. Yakınlarda veya uzaklarda var olan her şeyi anlama ve bilme arzusu ile başlayan temel zihinsel bir durum bir nevi iç dürtü, araştırma isteği. Bu duygu insanısorgulamaya ve hakikati aramaya yöneltir.
b. Kaçış: Modern toplumda rutin, iş yaşamı ve şehir hayatından uzaklaşma isteği. Modern toplumun bireyselleşmesi ve özgürleşme arzusu, bireyinkendinden ve günlük alışılagelmiş hayattan kaçışa neden olur. Özgürlük aynı zamanda yalnızlık korkusunu beraberinde getirir. Bu korkuyu aşmak için yola çıkma bir çözümdür. “Felsefe yolda olmaktır.”
c. Arayış: İnsan, turizm yoluyla kimlik, otantiklik ve anlam arayışına yönelir. Seyahat esnasında “öteki” ile karşılaşmak, “ben”in kendini tanımasını sağlar.
Turizmin Felsefi Akımlarla İlişkisi:
Hedonizm: Tatil, haz ve keyif alma üzerine kurulu bir turizm hareketidir. Hedonizm, turizmde genellikle tatmin edici ve keyif verici bir deneyime karşılık gelir; turistler, zevk ve mutluluk peşinde olup, acı ve olumsuzluklardan kaçınmayı hedeflerler. Bu, lüks harcamalar, eğlence odaklı aktiviteler, keyifli yiyecek-içecek deneyimleri ve rahatlatıcı ortamlar sunan turizm türleriyle örtüşür. Hedonizm, deneyimlerin olumlu duygular açısından yüksek, olumsuz duyguların ise düşük olmasını vurgular, bu da turistlerin tatil deneyimlerinin zevk ve eğlence odaklı olmasını ifade eder. Turistler, tatillerinde eğlenceye ve hazza ulaşmak için özel olarak tasarlanmış oteller, kulüpler, restoranlar ve diğer turistik mekanları tercih edebilirler. Zevk ve rahatlama arayışı, lüks konaklama birimleri, spa hizmetleri, özel plajlar ve yeme-içme deneyimleri hedonist turizm trendlerini destekler.
Acıdan Kaçınma: Turistlerin tatilde acıdan kaçınma isteği, stresli durumlardan uzaklaşmayı ve rahatlatıcı bir atmosferde dinlenmeyi içeren bir tatil seçimiyle de ilişkilidir. Özetle, hedonizm turizmde, bireylerin tatillerinde zevk, eğlence ve mutluluk peşinde koşmasıyla, bu tür deneyimleri sunan turizm hizmetleri ve destinasyonlarının tercih edilmesiyle eşleşir.
Romantizm: Doğaya dönüş, doğala özlem, kırsal ve otantik olanın yüceltilmesi. Duyguların tavan yapacağı her türlü doğal manzara içinde kendi konfor alanını oluşturma.
Sanatsal Deneyimcilik: Çağdaş sanat bienalleri, performans sanatları, kavramsal sergiler. Örnek: Venedik Bienali’ni yalnızca sanat izleme değil, “kültürler arası söylem” deneyimi olarak görmek. Nostaljik seyahatlerle tarihsel mekânların ya da geçmişin “yeniden sahnelenmesi”. Örnek: Antik bir tiyatroda modern bir rock konseri; eski trenlerle yapılan “nostaljik yolculuklar”.
Mekânsal Yeniden Bağlamlandırma: Yerlerin klasik anlamının dışına çıkarılması. Örnek: Bir arkeolojik alanın gece ışık şovlarıyla “yeni bir anlatıya” dönüştürülmesi. Kültür mirasının çağdaş bir anlama bürünmesi.
Günümüz Turizminin Felsefesi, Deneyim ekonomisi: Turist yalnızca hizmet değil, anlamlı bir deneyim arar.
Yerellik ve otantiklik: Gastronomi turizmi, butik oteller, kırsal yaşam deneyimleri.
Sürdürülebilirlik: Doğa, kültür ve yerel topluluklara duyarlı turizm.
Bu dönemde turizm, “varoluşsal deneyim” felsefesine yaklaşmaktadır.
Sonuç:
Turizm, insanın varoluşsal arayışlarının toplumsal ve ekonomik yansımalarından biridir. Geçmişte hedonist ve kitle odaklı olan turizm, bugün deneyim ve anlam arayışına kaymıştır. Geleceğin turizmi ise sürdürülebilirlik, etik ve bilinç odaklı bir felsefeye yönelme potansiyeli taşımaktadır. Bu bağlamda turizmin felsefesini “insanın kendini ve dünyayı anlamak için çıktığı yolculukların modern çağdaki yansıması” olarak tanımlamak mümkündür.
Prof. Yusuf Örnek’in katkılarından dolayı teşekkürler.

Lütfen Bekleyin.