TÜRSAB değişiklik girişimleri ve tarihe saygı
Fransızların Ulusal seyahat acentaları birliği SNAV, 1924 yılında kuruldu, nerdeyse bizim cumhuriyetimiz ile yaşıt.
Alman seyahat acentalari Birliği DRV, 1951 yılında kuruldu, şimdi 73 yaşında,
İngiliz Seyahat acentaları birliği ABTA, 1957 yılında kuruldu.
Yukarıda adlarını saydığım birliklerin kurucularının hiçbiri artık hayatta değil.
Ancak kurumları dimdik ayakta.
Uluslarına, üyelerine, toplumlarına, sektörlerine hizmete devam ediyor her biri.
TÜRSAB'ın 1972 yılındaki kurucularından artık pek azı hayatta, bir kaç kişi hariç aramızda. Mesleğine devam edebilen yok gibi.
Osmanlı'ya öykünen toplumumuz, Cumhuriyetin kurumlarına, tarihi kökleri daha da derinde olanı bulunmayan kurumlarına, kuruluşlarına sahip çıkmak yerine ortadan kaldırmak, acaba ne yarar sağlayacak ülkemizin hafızasına ve turizm sektörüne?
Türsab'ın kanunu yenilenmelidir, üyesine etkin hizmet götürecek yeniden yapılanmaya gidilmelidir, çağın ve teknolojik gelişmelerin getirdiği nitelikteki konulara çözüm getirecek düzenlemeler yapılmalıdır.
Sektörün sade üyeleri bunu talep etmektedir, ekmek parasının peşindedir.
Sırtımıza daha çok yük binmesinin önü kesilmeli, işimizi daha rahat yürütebileceğimiz koşullar yeni yasa ile sağlanmalıdır.
Bizim kanun yapıcılardan beklentimiz budur.
Gittikçe zorlaştırılan iş ortamında, rahat nefes alabileceği koruma ve düzenlemeleri talep etmektedir.
Bizim başkalarına göre daha yeni ve kısa olan turizm tarihimizin hafızasını yok edecek, ortadan kaldırmasa da, işlevsiz bırakacak girişimlerden sakınmak gerekir.
Bizim için önemli olan Cumhuriyet döneminin en eski turizm kurumunu, TÜRSAB'ı gelecek nesillere taşımaktır.
Bu birlik, TÜRSAB gazete kuponları biriktirilerek değil, turizmi yoktan var edenlerce, bu noktaya taşıyan yüzlerce turizmcinin emeği, ilgisi ve katkısı ile bu günlere geldi.
Yaşatmak, tarihine, kültürüne ve kurucularına biraz saygısı olan her meslektaşımızın ve sektörün diğer dallardaki üyelerinin görevidir.
Devleti küçültüp sivil toplumu güçlendirecek, yetkilerinin çoğunu sivil toplumlara devredecek olan hükümet söylemleri de şimdi yazdıklarımla çelişkili değil, tasdik edici ve uyumludur.