ITB Berlin fuarından memnun ve umutlu dönen Türk turizmcilerinin endişeli olduğu tek alan maliyetleri nasıl kontrol altında tutabileceği ya da nasıl öngörebileceği?

Sona eren pandemi sürecinin, dünyada sebep olduğu ekonomik etkiler ve yarattığı tahribat bir süre daha devam edecek gibi görünüyor.  Birçok sektörün işini sekteye uğratan pandemi sonrası, üretim ve lojistik maliyet artışları gölgesinde zorlu bir dönem geçiren tüm sektörler gibi Turizm sektörü de maliyet artışlarından en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor. Her geçen gün artan maliyet artışlarından dolayı Turizmcinin endişesi sürüyor.

Planlanan hedeflere ulaşmada seçenek yollar arasında en iyi, en etkili seçimi yapıp, maliyeti minimize ederek, en iyi hizmeti vermek için bütçelerini yapan oteller, sık sık bütçe de revize yapmak zorunda kalacağı bir yıl ile karşı karşıyayız. 

Ham madde ve enerji konusunda dışa bağımlı bir ülke olmanın sonucu olarak da bakabileceğimiz bu durum, tüm sektörleri zorladığı gibi Turizm sektörünü de zorlamaktadır.  Geçen yıl 29 – 30 TL ye alınan bir kilo pirinci bu yıl 57 – 60 TL ya alması öngörülemeyen bir artışa neden oldu. 

Yıllardır cari açık ile boğuşan ülkemiz, ancak üretimde yapacağı köklü değişiklikler ile kurtulabileceği gibi, güçlü yanı olan Turizmi daha da güçlendirerek elde edeceği avantajları göz ardı etmeden, kamunun sektör üzerindeki yeni vergi ya da vergi artışlarından geri durması gerekmektedir. Ek ve ilave vergiler ile otelcilerin sırtına yeni yükler yüklenmiş olması, güçlü yanımızı güçlendirmek yerine, tam aksine zayıflatma politikasıdır.

Yıllardır ucuz satılan ülke diye telaffuz edilen, kendi teşkilatı ve camia temsilcilerince eleştirilen Türkiye paket fiyatları, üst lig rakamlarını yakalamaya başladı, nerdeyse yakalıyor bile.

Koşarak ilerleyen maliyetlerin önünde satış fiyatlarını da ilerletmek zorunda kalan Türkiye, yok denecek kadar az ve düşük enflasyonlu ekonomik sistem içinde fiyat artışında azar azar ilerleyen ülkelerle farkı kapatıyor. Enflasyonist ekonomik model içinde asansöre binip yukarı çıkan tatil paket fiyatları bazı özel noktalarda Türkiye aleyhine oluyor tabi. 

Hedeflenen paxların kolay gerçekleşeceğini öngören otellerin artan fiyatlar karşısında yeni bir artışa gitmesi tabii zor ancak indirim yapmayacağı kesin.

Ne olur ne olmaz, oteller artan fiyatlar karşısında yeni bir artışa gidebilir diye, tüketicinin yaz aylarına yönelik aldığı tatil paketlerinde geçen yıla göre oldukça iyi artış olan iç Pazar satış performansları ile karşı karşıyayız.

Erken rezervasyonların iyi gittiği bu aylarda, iç pazardan gelen hızlı satın almaların da vermiş olduğu moral motivasyon ile tüm sezonların pax sayı rekorunun kırılacağı yeni bir sezon için oteller hazırlıklarını en iyi şekilde yapıyor. Kimi ekiplerini güçlendiriyor, bir diğeri eğitimli personel ordusu için sıra dışı hazırlıklar yapıyor. Bazıları konseptini değiştirip varsa arsası ilave oda yapıyor.

Rusya’nın 2023 deki yerini koruyacağı, Avrupa’nın yürüyüşüne devam edip İngiltere’nin koşarak ilerleyeceği, Ortadoğu’nun ne olacağını önceden kestirmek belli olmayan grafik ile 2024 parlak bir sezon geçirecek olan sahillerimizde başarılı bir yaz sezonu bizi bekliyor. 

Bu yıl Avrupa futbol şampiyonasına ev sahipliği yapacak olan Almanya başta olmak üzere, Doğu ve Batı Avrupa ülkelerindeki tatil satışlarının gelişeceğine yönelik yapılan planlamaların ilk sonuçları olan erken rezervasyon göstergeleri, doluluk açısından güvenli bir gidişatın göstergesi.

Kur riskinin her zaman var olduğu mevcut ekonomik sistem içinde, otel İşletmelerinin faaliyetini sürdürebilmeleri, memnuniyeti sağlayarak, belli bir seviyenin üzerinde kâr elde etmelerine bağlıdır. 

Kârlılığı sağlanmasında otelin bulunduğu bölge ve lokasyonu, kullandığı teknoloji, insan kaynaklarının yeterliliği, pazar yapısı vb. pek çok etkene bağlıdır. Ancak işletmenin kârlılığını etkileyen en önemli etkenlerin başında artan maliyetler gelmektedir. 

Kontrol faaliyetleri, küçük işletmelerde yüz yüze temas olduğundan önemli bir sorun oluşturmazken işletme büyüdükçe etkin kontrol prosedürlerine ve denetime ihtiyaç duyulmaktadır. Hangi boyutta olursa olsun, otelcilerin maliyet hedeflerini kontrol altında tutmanın kaçınılmaz olacağı bir sezon bizi bekliyor.

Bunun için de günlük, haftalık, aylık ve yıllık düzeyde birtakım hedef ve kontrol çizelgelerinin oluşturulması yararlı olacaktır.

Koşarak giden maliyetlerin bir durakta mola vermesi umudu ile MUTLU BİR SEZON olsun.