• 11 Ocak 2021 04:52
  • 0
  • 3 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Sosyalleşmenin bitmeyen özlemi resort oteller

Bu yazıyı dinleyin
Erdal Çelik 11 Ocak 2021 Sosyalleşmenin bitmeyen özlemi resort oteller

Pandemi döneminde evinde hayli daralıp mental olarak hayli yorulan insanların sosyalleşmek isteyeceği ilk yer resort oteller olacaktır.

Salgın hastalığın ilk yayılmaya başladığı günlerde, küçük oteller tercih edilecek,büyük alanlara sahip gövdeli oteller yahut gövdeli ucakların sonu geldi vb. haber yapıp makale yazanlar anladılar ki, tam tersi oldu 2020 de.

Mevsim itibariyle Avrupada ve Türkiye de yaz aylarına gireceğimiz üç yada dört ay sonra, eski normale döneceğimizin sinyalleri olan « tıp dünyasından gelen, tünelin ucunda ışık göründü »  haberlerinden de cesaret alarak, gün geçtikçe tatil hayalleri, hevesleri ve özlemleri artıyor olacaktır. 

Neredeyse 1,5 yıl boyunca hic bir yere seyhat etmemiş, kimi evinden hiç çıkmamış, uzaktan zoom ile çalışmak zorunda kalmış ve pandemi sürecininde meydana getirdiği psikolojik etkiler ile mental yorgunluğu artmış olan insanların ilk düşüneceği şey, « aman ha bir süre daha kapalı alanlardan ve kalabaklık meydanlardan uzak durayım baskısı »  ile ilk adım atacağı yer, ne bir sinema salonu, ne de bir tiyatro ya gitmek olacaktır. İlk tercihi, açık alanda ve mümkünse doğa içinde, deniz kenarında bir yere gidip sosyalleşmek olacaktır.

İnsan beyninde ve ruhunda oluşan bu yorgunluk daha da uzamamsı için, 2021 de « hadi bir tatile çıkalım artık yeter » fikrinin güclü bir şekilde geri döneceğini düşünenlerdenim.

Bu yazı dinlenmeden,bir başka ifade ile hiç tatil yapmadan geçirmenin, bir sonraki yılın çalışma enerjisine vereceği olumsuzlukları da göz önünde bulundurarak, 2022 ye de kötü bir akatarım olmasın diye, insanların diğer ihtayaçlarından tasaruflar yaparak tatile çıkma arzularında engel olunamayan bir devinim olacaktır önümüzdeki aylarda. 

Kimi Paris deki eyfel kulesini görmeye, kiminin ise, Venedik kanallarda gondola binmek gibi hayalleri olsada, çogunluğun, söz edilen benzer yerlere gitmek yerine, sahil kasabalarına ve sahil otellerine yöneleceği bir yıl bizi bekliyor.

Bu bağlamda, Türkiyenin 2.800 km. ege , 1.500 km akdeniz sahilleri üzerine inşa edilip geniş alanlar üzerine kurulu resort otellerinin tercih edilmesi kaçınılmaz olacaktır.

Herkes kendi isteği ve maddi imkânları ölçüsünde uzun veya kısa süreli tatilini son dakikada planlayacakları bir yıl olacak olan 2021 de tatilin de eğlencenin de sosyal yaşamın da aniden hız kazanacağının ön görüldüğünü destekliyor olmak bizi yanıltmayacaktır.
Cezayir asıllı Fransızyazar Albert Camus “Çevremizi o kadar değiştirdik ki; şimdi bu yeni çevreye uyabilmek için, kendimizi de değiştirmemiz gerekiyor.” sözünden anladığımız, sadece kendimiz değil, mekanlar da değişime ayak uyduracaklardır. 

İnsanlar ve sosyal hayat eskisi gibi iç içe ve kapalı alanlarda olmayacağı için, tatile gidilecek olan destinasyonlar tüketici tarafından eskisi gibi değerlendirilemeyecektir

Parise alışverişe gitmek yada eyfel kulesine tırmanmak yerine, doğa ile buluşup,deniz kenarında güneşlenip kitabını okumak ve her zaman olduğu gibi ailecek gidilecek olan tatillerde çocuklarının extra ücret ödemeden dondurma yiyip, uzun zamandır ailecek gidemedikleri bir cabere yada sinema yerine, tatile gittikleri otelin sahnesindeki akşam şovunu izlemek onlar için bir sosyalleşme olacaktır.

Dezenfektasyon ve güvenlik sistemini en güclü bir şekilde uygulayan, pandemi sürecinde boş durmayıp dersini iyi çalışan Türkiye otelciliğinin verdiği 2020 sınavından başarı ile çıkmış olasının öz güveni içinde, insan sağlığına ve insanlığa gösterilen önem ve otellerde güvenle birlikte olabilmenin kıymetini anlayan az sayıdaki yerli ve yabancı turistlerin geride kalan referansları ile çok daha iyi bir yıl olacak olan 2021 için sevgiyle kalın…