• 13 Ekim 2025 14:43
  • 0
  • 6 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Akdeniz’in Turizm Vizyonerleri-2: Fas, Tunus, Mısır ve Samih Sawiris

Bu yazıyı dinleyin
Nizamettin Şen 13 Ekim 2025 Akdeniz’in Turizm Vizyonerleri-2: Fas, Tunus, Mısır ve Samih Sawiris

Akdeniz’in turizm hikâyesi, güneş ve denizle başlamadı aslında. Tunus, Fas, İspanya, Yunanistan ve Türkiye gibi ülkelerde ilk adımlar kültür turizmi ile atıldı. Arkeolojik alanlar, medeniyet mirası, yerel kültürler ve şehir dokusu, 20. yüzyılın ortalarına kadar bölgeye gelen gezginlerin temel motivasyonuydu.

Akdeniz coğrafyasın güneyinde kalan üç ülke — Fas, Tunus ve Mısır — özellikle Fransa’nın sömürge sonrası kültürel etkisiyle turizmde kendine özgü bir yön çizmiş, önce “kültür turizmi”yle tanınıp, ardından “kitle turizmine” geçiş yapmıştır.

Fransa’nın incentive (şirketlerin çalışanlarına verdiği ödül tatil) turizmi modeli, 1960’lardan itibaren bu ülkelerde uygulama alanı buldu. Dil engelinin olmaması da burada etken oldu. Club Med, Fram ve Cartago gibi Fransız turizm markaları, Tunus ve Fas’ta düşük maliyetli ama yüksek hacimli tatil köyleri açarak Akdeniz’de yeni bir turizm tarzı oluşturdu. Bu arada Avrupa ağırlıklı otel zincirleri ve hatta Antalya’da ilk hayata geçen Avusturya Gulet’in Herşey Dahil markası Magic Life da açıldı. Bu yaklaşım, hem Fransız pazarına yönelik “güvenli ve yakın güneş destinasyonları” yaratırken hem de yerel ekonomilere istihdam sağladı.

Tunus’un Turizm Vizyonerleri

Tunus’ta Habib Bourguiba’nın 1950’lerin sonlarında başlattığı modernleşme politikaları, turizmi ulusal kalkınma stratejisine dahil etti. Bourguiba, Sousse, Hammamet ve Monastir gibi sahil kentlerinde uluslararası otellerin kurulmasına öncülük etti. Fransa’daki yatırımcıları davet etti, Club Med Hammamet, ardından Nabeul ve Djerba köyleri kuruldu.

Bu dönemde Fram, Cartago, Nouvelles Frontières gibi tur operatörleri devreye girerek, Akdeniz’in kuzeyindeki modeli güneye taşıdı.

Amaç açıktı: “Dil engeli olmayan, maliyeti düşük, iklimi sıcak” bir tatil coğrafyası yaratmak.

1970’lerde kurulan Société d’Études et de Développement de Sousse-Nord gibi kamu-özel ortaklıkları, Akdeniz’in ilk planlı resort bölgelerinden birini yarattı.

Habib Bourguiba, turizmi devlet politikası haline getiren ilk Akdeniz liderlerindendi. 1980’lerden sonra Tunus, Cartago, Framissima, Look Voyages gibi Fransız operatörlerinin de katkısıyla “uygun fiyatlı Akdeniz tatili” destinasyonu olarak markalaştı.

Fas’ın Turizm Vizyonerleri

Georges Sebastian (1896–1974): Romen kökenli bir sanatçı ve mimar.

Hammamet’teki evi (bugünkü Centre Culturel International de Hammamet), bölgedeki ilk “turizm ve kültür birlikteliği” örneğidir.

Hemingway, Churchill ve Paul Klee gibi isimleri burada ağırladı; sanatla turizmi birleştiren öncülerdendi.

Fernand Ricou (Fransız mimar, Agadir yeniden inşası 1960 sonrası):

1960 depreminden sonra Agadir kentini modernist ilkelerle yeniden tasarladı.

Şehrin turistik kimliği, onun vizyonuyla “modern Afrika’nın penceresi” olarak tanımlandı.

André Paccard & Philippe de Rothschild (Fas otel yatırımları ve kültür-sanat hamileri):

Marrakech çevresindeki ilk butik riad’ların restorasyonuna öncülük ettiler.

“Fas mimarisiyle lüksü harmanlama” anlayışı bugün bile riad konseptinin temelini oluşturur.

Fas’ta turizmin vizyonerleri genellikle iki farklı çizgide ilerledi: bir yanda Kraliyet destekli yatırımlar, diğer yanda kültürel ve sanatsal odaklı bireysel girişimler.

II. Hasan döneminde başlatılan Plan Azur ile Fas sahilleri turizme açıldı, Agadir, Essaouira ve Tétouan’da yeni resort bölgeleri doğdu.

Fas’ta ise Marrakech, Fès, Essaouira gibi kentlerde riad restorasyonları ve UNESCO iş birlikleri, otantik turizm anlayışını yeniden canlandırdı.

Bu süreçte Ağa Han Mimarlık Ödülü’nün de etkisi büyüktü — çünkü ödül sadece yapıya değil, mekânın ruhuna sadakat gösteren projeleri onurlandırıyordu.

1980’lerden itibaren Pierre Bergé ve Yves Saint Laurent, özellikle Marakeş’teki Jardin Majorelle eviyle sadece bir tasarım efsanesini değil, bir “Fas markası”nı da dünyaya tanıttılar. Bu ev ve bahçe, 2000’li yıllarda moda, mimari ve turizmin birleştiği bir simgeye dönüştü.

Bugün Marakeş, lüks turizmin merkezlerinden biri haline geldiyse, bunda YSL’nin Fas estetiğini haute couture dünyasına taşımasının payı büyüktür.

Mısır’ın Turizm Vizyonerleri

Akdeniz’in turizm tarihini konuşurken çoğu zaman gözden kaçan bir bölge vardır: Kızıldeniz kıyısı.

Oysa bugün Mısır, sadece Kahire’deki piramitlerle, Luxor, Asuwan Tapınakları ile değil, çağdaş tatil kentleri ve kültürle yoğrulmuş turizm yatırımlarıyla da öne çıkıyor.

Kral I. Fuad & Kral Faruk Dönemi (1920–1950): Lüks oteller (Shepheard’s Hotel, Mena House) sayesinde Kahire ve Giza’yı “oryantalist” turizm merkezi haline getirdiler.

Hassan Fathy (mimar, 1940–1980): Geleneksel Nubya mimarisini çağdaş turizm projelerine uyarlayarak çevreye duyarlı vizyon geliştirdi.

Anwar Sadat & Hüsnü Mübarek (1970–1990): Sina Yarımadası ve Kızıldeniz sahillerinde (Sharm el-Sheikh, Hurghada) resort turizmini başlattılar.

Bu alandaki en dikkat çekici isim Samih Sawiris’tir. Orascom Development Holding’in kurucusu olan Sawiris, 1980’lerden itibaren El Gouna (Kızıldeniz) projesiyle Mısır turizmini sürdürülebilir, çevreyle uyumlu bir resort modeline taşıdı.

Sawiris yalnızca bir iş insanı değil, aynı zamanda bir kültür destekçisidir. Batı klasik müziği ve Arap musikisine duyduğu ilgiyi harmanlayarak, Sawiris Vakfı aracılığıyla sosyal sorumluluk, sanat ve eğitimi destekleyen bir vizyon geliştirdi. Samih Sawiris yalnızca bir yatırımcı değil, aynı zamanda kültürün koruyucusudur. Arap müziğini derinlemesine bilen, aynı zamanda Batı klasik müziğine tutkuyla bağlı olan Sawiris, kurduğu Sawiris Vakfı aracılığıyla müzik, sanat, eğitim ve toplumsal eşitlik projelerine büyük destek verdi.

El Gouna Film Festivali bu vizyonun en somut örneklerinden biridir; Ortadoğu’nun en nitelikli kültür etkinliklerinden biri haline geldi.

Ayrıca Umman’daki Salalah yatırımını, “Arap dünyasının turizmde marka destinasyonlar yaratması” fikriyle hayata geçirdi. Sawiris’in vizyonu yalnızca Mısır’la sınırlı kalmadı.

Umman’ın Salalah kentinde başlattığı yatırım, lüks ve doğallığı bir araya getiren yeni Arap turizm modelinin örneği oldu.

Bu modelde yüksek yapı yoktur, çevreye uyum ve bölgesel mimari esastır — tıpkı Kerim Ağa Han’ın Sardunya yaklaşımı gibi.

Salalah’da “Arap modernizmi”ni doğayla birleştiren oteller, Umman’ın turizm haritasını yeniden çizdi. Sawiris’in bütün yatırımlarında ona eşlik eden Kuzey Afrika mimarisine sıkısıkıya bağlı ve modern mimarinin gerekli ögeleriyle harmanlayan ve ünlü Mısırlı Mimar Adel Mokhtar vardı. Ayrıca bu yatırımları, geçen 10 yıllık sürede aynı sentezci felsefevi yönetimiyle zenginleştiren, arkadaşımız ve gazetemizde yıllardır köşe yazılarıyla yer alan Mehmet Tunç Müstecaplıoğlu’nu anmamız gerekir.

Sawiris FTI'a %30 ortak oldu ve Avrupanın en büyük seyahat acentesi zinciri RTK’nın %74,9 nu satın aldı. Mısır ve Orta Doğu destinasyonlarının Avrupa pazarına doğrudan bağlanmasını sağladı.  

Bu strateji, bölge turizminin hem ekonomik hem de imaj anlamında sürdürülebilir olmasına katkı verdi.

Haftaya Yunanistan ve Türkiye Turizm Vizyonerleri ile devam edeceğiz

Yorumlar

  • Lütfen Bekleyin.

Yorum Yaz