• 02 Eylül 2025 14:27
  • 5
  • 3 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Antalya’daki 5 Yıldızlı Arz: Sürdürülemez Körlük

Bu yazıyı dinleyin
Nizamettin Şen 02 Eylül 2025 Antalya’daki 5 Yıldızlı Arz: Sürdürülemez Körlük

Bazen tek bir rakam her şeyi anlatır: İspanya’nın tamamında 351 beş yıldızlı otel var. Antalya’da ise 469 beş yıldızlı otel faaliyet gösteriyor.

Yani tek bir şehir, tüm İspanya’nın 5 yıldızlı otel sayısını geride bırakmış durumda. Bunun adı başarı değil; politik körlük. Yani denetim ve planlama olmadan kör uçuş.

Yıllardır bu plansızlığa, başı bozukluğa karşı çıktık. Son uyarı Antalya’dan, yanlışın tam merkezinden geldi.

Antalya Ticaret ve sanayi Odası ATSO Başkanı, yıllarını turizme vermiş Sayın Yusuf Hacısüleyman, “Henüz hangi iş yerlerinden ne kadar açılacağını, hangi mahalleye kaç restoran, market veya eczane gerektiğini bilimsel olarak belirleyen bir çalışma yok. Yeni bir stratejiye ihtiyaç var." dedi. 

Daha fazla olan daha iyi değildir

Son yıllarda Türkiye’de turizm yatırımları tek boyutlu bir anlayışa sıkıştı: daha çok otel, daha çok yatak, daha çok beş yıldız. Oysa dünyanın turizm rotası bambaşka: deneyim odaklı seyahatler, sürdürülebilirlik, yerel hikâyeler, farklılaşma. Biz ise hâlâ aynı hatada ısrar ediyoruz. Tam bir mono kültür oluştu. 5 yıldızlı Herşey Dahil oteller...

Antalya’da yeni 5 yıldızlı otel inşaatları yükselmeye devam ediyor.  Ama gerçek talep bu yönde değil. Zaten mevcut oteller bile satış fiyatlarını, oda başı gelir hedeflerini tutturamıyor. Fiyat kırarak doluluk sağlamaya çalışan bir sistem, kendi geleceğini tüketiyor. Daha bu yıl yüksek sezonda Son Dakika indirimleriyle doluluk sağlanmaya çalışıldı. Bu 5 yıldız furyasının 4, 3, 2 ve butik otellere baskıladığı fiyatları bir düşünün

Küresel Trendler, Yerel Körlük

İspanya, otel yatırımlarını dikkatle dengeliyor. 5 yıldızlı tesisleri belirli bölgelerde yoğunlaştırıyor, markalaşma ve destinasyon yönetimiyle destekliyor. Bizde ise “yap, işlet, gerisi gelir” anlayışı hâkim. Oysa turizmde “fazla” her zaman “iyi” demek değildir. Fazla arz, değeri düşürür.

İspanya Malaga örneğini verip aşırı betonlaşma ve ucuz fiyat politikasını eleştiren ve asla Malaga’ya benzemeyeceğiz diyenlerdeniz. Malaga büyük bir değişim yaşadı, o beton yığınlarını yıktı, yeşillendirdi, sosyal alanlarını çoğalttı. Picasso Müzesi'ni ve eski kenti milyonlar geziyor.

Bugün övünülen rakamlar yarının kabusu olabilir. Övünülen gelen yolcu sayısıdır. Gelir ve ülke imajı, güven konusu ne yazık ki kamunun kıstasında yer almıyor. Günü kurtarmak, siyasi rant hesapları ve turizm sektör kuruluşlarının üstündeki baskılar, her şeyi tek merkezden yönetme anlayışı, bütün bu başarısızlığın nedenidir. Her yanlışın bir bedeli vardır.

Kör gidişin Bedeli;

Doluluklar düşecek.

Gelirler maliyetleri karşılamayacak.

Antalya markası ucuz tatille özdeşleşecek.

Bu sadece yatırımcı için değil, ülke için de büyük kayıp. Çünkü turizmin markası, bir kere ucuzlukla damgalandığında onu yükseltmek yıllar alır.

Artık Yol Ayrımındayız

Şunu açıkça söyleyelim: Türkiye artık turizmde strateji geliştirmek zorundadır. Hem genel hem de bölgesel düzeyde. Antalya’nın, İstanbul’un, Kapadokya’nın, Karadeniz’in ihtiyacı birbirinden farklıdır. Hepsine tek reçete sunulamaz.

Plansız yatırımlar günü kurtarıyor gibi görünse de geleceği yok ediyor. Kör gidiş, sürdürülebilir turizm değildir.

Bugün alınmayan kararlar, yarın elimizden kayıp giden bir marka ve heba edilen milyarlar olarak geri dönecek.

Yorumlar

  • Lütfen Bekleyin.

Yorum Yaz