• 01 Haziran 2025 23:01
  • 0
  • 3 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Aynı Masada Olmak: TÖSEK’in Kuruluşuna Dair Bir Tanıklık

Bu yazıyı dinleyin
Talha Çamaş 01 Haziran 2025 Aynı Masada Olmak: TÖSEK’in Kuruluşuna Dair Bir Tanıklık

Zaman geçiyor ama bazı anlar ve adımlar, üzerinden yıllar geçse de değerini kaybetmiyor.

1998 yılının yazında, Türk turizm sektörünün dört temel aktörünü temsil eden başkanlar olarak aynı masa etrafında toplandık. Hepimiz, farklı alanlardan gelen ancak benzer sorunlarla boğuşan bir sektörün sorumluluğunu taşıyorduk. Kamu yönetiminin dağınık ve çoğu zaman ilgisiz tutumu, bizleri çözüm arayışında ortaklaştırdı.

Turizm Özel Sektör Konseyi (TÖSEK) bu arayışın ürünüdür.

Bu yazı, o dönemin ruhunu, heyecanını, sorumluluğunu ve ortaya konan iradeyi, hem bir tanıklık hem de bir çağrı olarak bugüne taşımayı amaçlıyor. Geçmişe bir not, bugüne bir hatırlatma ve geleceğe bir öneri olarak okunmasını isterim.

Bu tür birlikteliklerin, sektörümüzün en çok ihtiyaç duyduğu zamanlarda nasıl birleştirici bir güç olabileceğini göstermek; aynı zamanda kişisel bir hafıza kaydı bırakmak istedim.

1990’lı yılların sonlarıydı. Türk turizm sektörü pek çok açıdan büyümüş ama bir o kadar da dağınık hale gelmişti. Ulaşım, konaklama, yatırım, tanıtım… Her alan kendi mecrasında ilerliyor, kamuya karşı ise sektör tek sesle konuşamıyordu.

Ben o dönem TÜRSAB Başkanıydım. Saha gerçeğiyle bürokrasinin gündemi arasındaki kopukluk her geçen gün daha belirginleşiyordu. Sektördeki diğer arkadaşlarımızla – Barlas Küntay (TYD), Ali Güreli (TÜROB) ve Safi Ergin (TÖSHİD) – sık sık bu dağınıklığı, kamuya karşı yetersiz temsili ve sesimizi duyuramamayı konuşuyorduk.

Bu konuşmalar zamanla bir fikri olgunlaştırdı: Aynı masa etrafında bir araya gelmek. Ortak hedefler koymak. Kamuya karşı bütünlüklü bir söylem geliştirmek.

15 Temmuz 1998 günü, dört büyük sektörel kuruluşun başkanları olarak bir araya geldik. Bu buluşma, uzun süredir konuştuğumuz birlikteliği somutlaştırmak için ilk adım oldu. O gün yapılan toplantının sonunda hep birlikte imzamızı koyduğumuz bir bildirgeyle Turizm Özel Sektör Konseyi (TÖSEK) kurulmuş oldu.

TÖSEK’in varlık gerekçesi çok netti:

- Sektörel sorunlara ortak bir yaklaşımla çözüm üretmek,
- Kamuyu daha iyi bilgilendirmek,
- Ve en önemlisi, turizmin devlet politikası olarak ele alınmasını sağlamak.

Hazırladığımız bildiride sektörün karşı karşıya olduğu temel meseleleri açıkça dile getirdik. O dönemde kamu yönetimi, turizmi hâlâ döviz gelirine indirgeyen bir anlayışla ele alıyor; sosyal ve kültürel etkileri çoğu zaman göz ardı ediliyordu.

TÖSEK olarak dile getirdiğimiz ilkeler şunlardı:

1. Turizmin ulusal refah ve kalkınma için stratejik bir araç olduğunu kabul ettirmek,
2. Kamu ve özel sektör kurumlarının eşit ağırlıkla temsil edildiği bir TÜRK TURİZM YÜKSEK KONSEYİ kurulmasını önermek,
3. Kriz dönemlerinde çözüm üretme kapasitesini artırmak,
4. Ve en önemlisi, turizmi geçici politikaların değil, uzun vadeli devlet politikalarının konusu haline getirmek.

O günlerde sektör temsilcilerinin tek tek ne kadar samimi, sorumluluk sahibi ve çözüm odaklı davrandığını hatırladıkça hâlâ duygulanırım. Hepimiz kendi kurumlarımızın başkanıydık ama o masada sadece kurumlarımızı değil, Türk turizminin geleceğini temsil ettiğimizin bilincindeydik.

TÖSEK belki kalıcı bir yapı haline gelemedi. Ama o dönemde gösterdiği refleks, sektörün içten gelen bir irade ile kendi kaderine sahip çıkabileceğini kanıtladı. Bugün bile bu tür ortak platformlara duyulan ihtiyaç hâlâ geçerli. O gün attığımız adım, yalnızca bir konsey kurmak değildi. Aynı zamanda gelecekte daha güçlü bir sektör tahayyülünün ilk cümlesiydi.

 

Yorumlar

  • Lütfen Bekleyin.

Yorum Yaz