İşletme Yönetiminde En Sessiz Tehlike: Kontrolsüz Finans
Bu yazı, iş hayatında sıkça gözlemlediğimiz ve çoğu zaman sessizce ilerleyip sonradan büyük kayıplara yol açan bir konuya dikkat çekmek amacıyla kaleme alınmıştır.
Sektörde yıllar içinde gördüğüm en temel eksikliklerin başında finansal disiplinsizlik ve muhasebe süreçlerine yeterince önem verilmemesi gelmektedir. Birçok işletme, potansiyeline ve kaliteli hizmetine rağmen, sadece bu alandaki zaaflar nedeniyle ayakta kalamamıştır. Bu yazı, hem genç girişimciler, hem de uzun süredir iş hayatında olanlar için bir hatırlatma ve yol gösterici niteliktedir.
İş dünyasında başarı sadece müşteri memnuniyeti, iyi hizmet veya cesur yatırımlarla gelmez. En az bunlar kadar önemli olan bir alan daha vardır ki, ihmal edildiğinde sessizce ama kesin şekilde bir işletmeyi içten içe tüketir: Finansal disiplin ve muhasebe yönetimi.
Bugün geriye dönüp baktığımızda, sektörde başarısız olan birçok işletmenin en temel sorununun paralarını kontrol altına alamamak olduğunu açıkça görüyoruz. İflas eden, zarar edip işini kapatmak zorunda kalan ya da işletmesini değerinin çok altında devreden nice girişimci, aslında pazarı iyi bildiği, işi sevdiği ve potansiyeli olduğu halde finansal yönetim zafiyetine yenik düştü.
Peki nedir bu ihmal edilen temel adımlar?
1. Finansı Takip Etmek Şarttır
Bir işletme sahibi, maliye ve muhasebe işlerinden teknik olarak anlamıyor olabilir. Bu doğaldır. Ama bu durum, o işleri ‘bırakmak’ değil, ‘güvendiği bir profesyonele teslim etmek’ anlamına gelmelidir. Mali müşaviriniz, muhasebeciniz ya da finans yöneticiniz sizi ve işletmenizi koruyacak temel kişidir. Yanlış kişi, sessiz bir felakete yol açabilir.
2. Nakit Akışı, Kar-Zarar Tablosundan Daha Önemlidir
Birçok girişimci, kazanç sandığı parayı aslında harcamaması gereken “nakit akışı” kalemlerinden kullanır. Oysa nakit akışı, işletmenin kan dolaşımı gibidir. Ay sonunda kar etmiş olmak sizi kurtarmaz; çünkü “nakit sıkıntısı” çeken işletme, en karlı döneminde bile batabilir. Bugün teknolojik programlar sayesinde nakit akışınızı anlık takip etmek, geçmişe göre çok daha kolay.
3. Bankalarda Ne Var, Ne Yok Bilmeyen Batmaya Mahkumdur
İşletme sahibinin her an şu sorulara yanıt verebilmesi gerekir:
- Bankalarda kaç hesabım var, her birinde ne kadar bakiye var?
- Kimlerden ne kadar alacağım var, vadesi ne zaman?
- Kime ne kadar borcum var, ne zaman ödemeliyim?
Bunları ayda bir bile kontrol etmeyen, sadece ay sonunda “ne kaldı?” diye bakan bir yönetim tarzı artık çağ dışıdır.
4. Denetimsiz İşletme, Kaptansız Gemi Gibidir
İç denetim sadece büyük firmalara özgü bir lüks değildir. Küçük işletmeler için de denetim hayatidir. Hesaplar, kasa, depo, banka işlemleri, zaman zaman bizzat işyeri sahibi tarafından kontrol edilmeli, güven esas olsa bile “güveni denetlemek” işletme kültürünün parçası olmalıdır.
5. Avanslar Kar Değildir!
Yeni kurulan işletmelerin en büyük hatalarından biri, daha hizmet tam sunulmadan, sadece ön ödeme (avans) alındığında bunu “kar” zannetmesidir. Bu yüzden arabasını değiştiren, cip alan, ofisini lüksle donatan birçok işletme, sene sonunda ödeme yüküyle karşılaştığında büyük hayal kırıklığı yaşar.
6. Kara Gün Akçesi Şarttır
Her işletme, kazandığı paranın bir kısmını ilerideki durgunluklar için bir kenara koymalıdır. Gelir arttıkça harcamayı büyütmek, sadece iyi günlerin süreceğini varsaymak ciddi bir hatadır. Her sektör dönemsel dalgalanmalar yaşar; bu dalgaları atlatanlar, hazırlıklı olanlardır.
Son Söz Yerine
İşletmeyi yönetmek, sadece “iyi ürün ve hizmet sunmak”la bitmez. Finansı takip etmeyen, dijital sistemlere entegre olmayan, nakit akışını yönetemeyen, parasının nereden gelip nereye gittiğini bilmeyen her işletme; gelecekte bir noktada ağır bir bedel ödemeye mahkum olur.
Unutmayalım, kontrol edemediğimiz para, bizim değildir.
Lütfen Bekleyin.