• 23 Temmuz 2025 12:07
  • 0
  • 2 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Bodrum

Bu yazıyı dinleyin
Bahattin Yücel 23 Temmuz 2025 Bodrum

Güney Ege’nin en çekici yerleşimiydi. Bir kaç yıl öncesine kadar denizden ulaşılabilen koyları ve bölgenin tarihsel birikiminden kaynaklı yapılaşmasıyla, örnek gösterilirdi.

Çalışmaktan yorgun düşen, hemen her yaştan ama çoğunluğu orta gelir grubunun, “ömürlerini Ege’de bir kıyı kasabasında” sonlandırmak isteyenlerin yaşamayı düşledikleri yerdi. İklimsel özellikleri de çekiciliğinin nedeniydi.

Ziyaretçilerinin çoğu karadan ulaşım güçlüğü nedeniyle denizcilerdi. Küçük mütevazı tekneler ile başlatılan “Mavi Yolculuğun” anavatanıydı. Teknelerde çoğunlukla buzdolabı yoktu. Gezinin başlangıcında satın alınan buz kalıpları eriyene kadar süren konforları vardı yolcuların. Genelde kuru kumanya ile yola çıkılır, demirlenen yerlerde kaptanlar, balık ve ahtapot başta denizden ne çıkardılarsa onu hazırlarlardı.

Antik çağda izleri günümüze kadar kendilerini korumayı başarmış, örnek yapılaşmaları vardı. Halikarnasos’un eşsiz kalıntıları üzerinde artık bir sanayi sitesi ve son dönemde Portekiz’in ünlü diktatörü Salazar’a rahmet okutan, futbol sevdasının ürünü stad var. Mozolesi artık İngiltere’de ama sonuçta Dünyanın yedi harikasından birinin vatanıydı.

Kitle turizminin etkisiyle, özellikle Bodrum-Milas Havaalanı yapılınca hızla kimlik değiştirdi. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Bodrum'da.

Düşük gelir grubundan gelen, ağırlıkla İngilizler'den oluşan ziyaretçilerin taleplerine göre şaşılacak bir hızla yeniden konumlandı. Yılın ancak yarısı ile sınırlı turistik talebin süresini uzatmak yerine, niteliksiz ama pahalı yiyecek-içecek işletmelerinin, taklid ürün satan dükkanların sayıları arttırıldı.

Üstelik kuş uçmaz kervan geçmez diyerek nitelenen dağ, taş kimliksiz konutlarla donatıldı. Yetersiz alt yapıyı dikkate almayan yap-satçı büyüme hırsı, Bodrum’un büyüsünü yok etti.

Artık Bodrum’da elektrikler kesik, su yok. İnşaatlar için geçen ağır taşıtların yok ettiği yollar. Talan edilen doğa yüzünden, kentin çöplerinde yiyecek arayan, yaban domuzları, yapılanları çok iyi anlatıyor.

Madalyonun diğer yüzü ise koruma duvarları ardına saklı, çok milyon dolarlık lüks evlerde yaratılan modern gettolar. Kıyıları parselleyen bu vahşi yapılaşma, ülkedeki derin çelişkinin somut göstergesi.

Bodrum’un bir bölümü Azeri-Rus oligarkların dev yatlarıyla yarattıkları bir marina kenti andırıyor. Türkiye’nin genel durumu ile birleşince, çekim değil itme merkezine dönüştü. Eski Bodrum hemen karşısında yapılaşmayı bozmayan İstanköy’de. (Kos Adası)

Kayıt dışı ekonomiyi besleyen ikinci konutlar ve çarpık yapılaşma, Alphonse Daudet’nin “Altın Beyinli Adam” hikayesinin güncellenmiş halini andırıyor.

Yorumlar

  • Lütfen Bekleyin.

Yorum Yaz