Sezon başlarken 2025 yılının nasıl geçeceğine ilişkin henüz somutlaşmış bir öngörü çalışmasına rastlanmıyor. Doğal olarak başta bu yıl da sezon öncesinde, TÜRSAB ve turizm ile ilgili diğer meslek kuruluşlarının, Türkiye ve hedef pazar ülkelerdeki gelişmeleri dikkate alan, değerlendirmeleri bekleniyordu.

Özellikle, Kartalkaya’da Bakanlığın ağır ihmal ve kusurunu görmezden geldiler. Kaçak içki yüzünden kesin sayılarını bilemediğimiz ölümlere ilişkin görüşlerini paylaşmaktan kaçındılar. En azından benzer faciaların yaşanmaması için alınmasını öngördükleri önlemleri kamuoyumuz ile paylaşabilirlerdi.

Sektörün Birlik ve STK’ları, nedenleri irdelenmeyen olumsuzlukların ortadan kaldırılmasına karşı öneri geliştirmek yerine, sessiz kalmayı seçtiler. Ya da Bakanlığın kavram kargaşası yaratarak, koltuk ömrünü uzatma amaçlı, sanal başarısını onaylayan tutumlar aldılar.

Oysa krize doğru sürüklenen ekonomi ile ilgilenen uzmanlar, bu aşamada, derinleşme olasılığı artan bir krizin kapıda olduğunu gösteren sayılarla kamuoyunu uyarmaya başladılar.

Geçen yılın aynı dönemine oranla azalan geceleme sayılarını -sosyal medya ağırlıklı -paylaştılar. Örneğin 2024 yılına oranla 2025 yılının ilk çeyreğinde, 49 pazar ülkeden gelen ziyaretçilerin, Türkiye’deki konaklamalarının 1,4 milyon geceleme azaldığını ilk olarak onlardan öğrendik.

Bu yıl hizmete girecek, 354 yeni otel ve yaklaşık 126 bin yeni yatak ile ülkesel düzeyde doluluk oranlarının daha da azalabilme olasılığının artacağını da medyadan öğreniyoruz.

Mart 2025 ayındaki geceleme sayıları %13,46 azalırken, konaklama tesislerinin doluluk oranları % 26,8 oranına geriledi. Daralmanın Şubat 2025 ayında -%5,4 ile başlaması talepteki düşüşü gösteriyordu.

Bir başka temel sorun ise girdileri resmi enflasyon oranlarının üzerinde artan, konaklama başta turizme hizmet veren sektörlerin, baskılanan döviz kurları yüzünden bekledikleri karı elde edemeyişlerinden kaynaklanan kayıplar. Bu yüzden kullanılan banka kredileri artarken, erteleme talepleri de dikkat çekiyor.

Bakanlığın koltuk süresini uzatmaya dayalı sanal başarı öyküleri ve sektörün önde gelen kuruluşlarının, "Üç Maymun" ile simgelenen tutumları, turizmin ülkemizdeki tarihi geçmişine hiç uymuyor.