• 01 Mayıs 2024 16:09
  • 0
  • 2 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Duyanlara.. Duymayanlara..

Bu yazıyı dinleyin
Bener E. Kavukçuoğlu 01 Mayıs 2024 Duyanlara.. Duymayanlara..

Funda Arar’dan dinlemiştim: “Duyanlara Duymayanlara.” Cengiz Kurtoğlu’nun bir bestesi imiş yanlış anlamadı isem. 

Güzel bir şarkı.

Biz de bu şarkının adını Cengiz Kurtoğlu’nun affına sığınarak alıntıladık.

Duyanlara Duymayanlara: geçtiğimiz günlerde Kanarya adalarında yıllardır devam eden kitle turizmine karşı tepkiler zirve noktasına çıktı. İnsanlar kitleler halinde protesto gösterilerine başladılar (göstericilerin ifadesi ile yaklaşık 50.000 kişi). Yanılmıyorsam 6 kişi de süreli açlık grevine başladı aynı gün.

Sadece Kanarya adaları demeyin, İspanya ana karasından da büyük bir destek aldı Tenerifa’lı protestocular.

Kanarya Adaları, yani İspanya… Hani bizim için turizmde başarının onu geçmekle eşdeğer olduğu ülke. Bazen de bizden daha az 5 yıldızlı oteli var diye küçümsediğimiz(!) ülke.

Diyeceksiniz ne dertleri var bu İspanyol’ların da turist istemiyorlar. Hem de Kanarya Adaları’nın ekonomisinin dolaylı ve dolaysız %80 olarak turizme dayanıyor olmasına karşın.

İşte ilk çelişki de bu noktada başlıyor adalılar için. Evet ada ekonomisi tıkır tıkır, ancak adada fakirlik her gün biraz daha artıyor. Ücretler enflasyonun altında artıyor, yaşam hergün biraz daha pahalılaşıyor. AIRBNB vb uygulamalar nedeni ile kiralık ev bulmak zorlaşıyor, kiralar aşırı artmış durumda. 

Sosyal ve kültürel yaşam özünü kaybetmiş. Çevre, doğa turistler için yok ediliyor. Her tarafta alkolik, ucuz turistler. 

Yerel halk artık dayanamıyor:

” Kendimizi artık buralarda yabancı hissediyoruz.” 

“ her şey turistler için yapılıyor, biz buralıların yaşam kalitesi düşünülmüyor.”.

Duyanlara duymayanlara … 

ABD doları üzerinden yarıştığımız İspanya’da kitle turizminin geldiği son nokta bu. 

İspanyol’lar turizme karşı değiller, tepkileri kontrolsüz ve aşırı büyüyen kitle turizmi ve yarattığı yıkıcı etkilere.

Aslında kitle turizminin olumsuzlukları konusundaki tartışmalar 1970lerden beri devam ederken, o dönemde turizm dünyasının içinde olan hiç kimse bu eleştirileri ciddiye almadı. Türkiye ise 1980’lerde kitle turizmi adına turizm dünyasına katılırken bu olumsuzlukları değerlendirip, yoluna gereken önlemleri alarak devam edebilirdi, ancak yapmadı. 

Ve sonunda çocuklarımızın geleceğini yutan, tüketen kendi obur canavarımızı yarattık. Rakiplerimiz artık kendi canavarlarını kontrol altına almak için çabalarken, biz bilinçli bir şekilde daha da beslemek için uğraşıyoruz.

Balear Adaları’ndan Ballermann’a, Alanya’dan Allemann’a…… 

Yaşasın kitle turizmi!

Sürdürülebilirlik mi? 

Onu bir geç arkadaş….