Bu krizlerden bizim korkmamıza gerek  yok. Hatta daha da  ötesi keşke her sene  bir  kriz çıksa diye kriz duasına çıksak fena  olmayacak. 

Yıl 2008, dünyada ekonomik kriz her yeri  vurmuş. Paralel  mi, dikey mi bilinmez  ama sonuçta bizim kapılardan da girmiş. Ancak  bir önceki yıl,  yani 2007 yılında  kişi başına 770.- dolar olan turizm gelirimiz,  krizin yaşandığı 2008  yılında 820.- dolara çıkmış. 

Yine aynı şekilde  pandemi öncesi turizmimizin zirve yaptığı yıllardan biri olan 2019  yılında kişi başı gelirimiz 660.- dolar iken, pandemi ile birlikte sırası ile 2020 ve 2021 yıllarında 762.- dolar, 834.- dolar olmuş. 2022 yılının ilk çeyreğinde ise 845.- doları yakalamışız. 

Bu rakamlar Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın TÜİK ve Merkez Bankası verileri ile oluşturduğu istatistikler. Siz TÜİK’in enflasyon verilerine inanmıyor olsanız da Devlet-ü Ala yalan söylemez:

Krizler bize fayda sağlıyor. Bu kadar net.

Bu artışlar nasıl oluyor da kriz dönemlerinde bu kadar net oluyor diye sorgulamak da zaten abesle iştigal.Günü kurtardıysak ne  mutlu bize. 

Ama ben sormadan edemiyorum: 2023  yılında dünyada ve ülkemizde (hani olur ya)herhangi bir kriz kalmaz ise ne olacak bizim halimiz?

Geçen gün Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda görevli bir kişi ile ayak üstü  sohbet ederken aklıma geldi sordum : 2007 yılında hazırlanan Türkiye Turizm Stratejisi 2023  adlı çalışma ne oldu? Yanıt : ” bütün emeklerimiz çöpe gitti!”  Bakanlığımız gelecek krizleri yıllar önceden ön görmüş anlaşılan ki, pratik davranarak bu çalışmayı çöpe atmış. Bizim şu televizyon ekranlarında birbirini tokatlayan zehir gibi astrologlarımız mı  Bakanlık kadrolarında, yoksa Nostradamus’un ruhumu Bakanlık’ta  dolaşıyor,sorup da abesle  iştigal etmeyelim. 

Pandeminin başında ne demiştik:  Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! 

Bendeniz bugün hâla neyin eskisi gibi olmadığını anlayabilmiş değilim amma, pandemiden bu yana  pek gündeme gelmeyen Bodrum da 500.-TL ye satılan  lahmacunları merak ediyorum. 50.- TL ye düştü mü? Sn. Bakanımız konu ile  yakından ilgileneceklerdi. Belki  değişmiştir.

Son olarak Sn. Bakanımız’a yeni bir slogan önerelim: 

Ne kadar kriz, o kadar döviz!