Tüm turizm işletmeleri için turist gönderen kaynak ülke ya da şehir, tanıtım açısından çok önemlidir. Zira insanların günlük yaşamlarını sürdürdükleri yerdir burası. Buradan uzaklaşmak istediklerinde ya tatile gider ya da seyahate çıkarlar. Bu potansiyel turistin nabzını, yaşadığı yerde tutmak gerekiyor. Bunu yaparken iş sadece tur operatörü, seyahat acenteleri ya da kültür ataşeliklerine düşmüyor. Biz turizm bilim insanlarının da çok büyük sorumluğu var bu durumda. Çünkü bizler belirli bir ülke (Almanya, Fransa, İngiltere, İskandinav ülkeleri, Rusya ya da Arapça konuşan ülkeler) veya belirli bir turistik ürün konusunda artık uzmanlaşmamız gerekiyor ki bu şekilde sürecin sonunda hazırlayacağımız raporlar ile sektöre 5, 10, 20 ya da 50 yıllık yol haritaları oluşturabilelim. Özetle bazı şeyleri farklı yapmak yerine farklı şeyleri yapmayı tercih etmemiz gerekiyor kanaatimce.

Bu yazının çıkış noktasını Turizm Gazetesi’nde (turizmgazetesi.com) 20 Ekim 2025 tarihli “Dünden Bugüne İskandinav Pazarı: Nereden Nereye?” ve “Düşüşteki İskandinav Pazarı” başlıklı haberler oluşturdu diyebilirim. 

İskandinav ülkeleri konusunda uzman değilim ama şunu merak ediyorum. Türkiye’de İskandinav pazarı uzmanı bir bilim insanı var mı? Bilmiyorum. Olsa harika olur…

İskandinav ülkelerinin vatandaşları tatile çıkmaya devam ediyorlar. Bunların 1990’lı ya da 2000’li yıllara göre bir tatilden beklentileri kesinlikle değişime uğradı. Artık sadece deniz-kum-güneş yetmiyor onlara. Tatil + deneyim + sağlık şeklindeki paketleri ve destinasyonları tercih ediyorlar. Araştırmalar yaparken bu bağlamda karşıma Portekiz’deki Thalasso Nazaré çıktı. Gelin bu tesise yakından bakalım. Belki Türkiye’deki bazı tesisler için de bir esin kaynağı olur. Sonuçta Amerika’yı tekrar keşfetmeye gerek yok, değil mi?

Tesisin web sayfasını incelerken Almanca (Almanya, Avusturya ve İsviçre), İngilizce, Fransızca, İspanyolca, İskandinav (Fince ve İsveççe) dillerinde bilgilendirme yapıldığını gördüm. Bu bir talasso tesisi. Görünen o ki, Nazaré’nin hem ünü hem de hedefi ülke sınırlarını aşmış ve farklı ülkelerde önemli bir talep kitlesine ulaşmayı da başarmış. 

Yukarıda belirttiğim gibi bizler turizm akademisyenleri olarak, olaya bir turizm işletmecisinden daha farklı bakmak durumundayız... Thalasso Nazaré bu kadar çeşitli dil konuşan turistlere/hastalara kendi dillerinde de hizmet sunan insan kaynaklarını bünyesinde barındırıyordur diye düşünüyorum. Bu dilleri konuşan çalışanların sadece resepsiyonda değil, teşhis ve tedavi gibi hizmetin tüm sunum sürecinde aynı dil becerisine sahip olmaları da gerekiyor….

Talassoterapi, modern bir keyiften daha fazlasıdır. Nazaré'de deniz suyunun tedavi amaçlı kullanımı, sağlık ve wellness için "yüzme" geleneğinin ortaya çıktığı 19. yüzyılın sonlarına dayanıyor. O dönemde, dönemin yüzme sezonlarının bir parçası olan Nazaré'nin tuzlu sıcak banyoları da ortaya çıkmıştır.

Bunların en eskisi 1888 yılına dayanmaktadır. 1906'da kapsamlı yenileme çalışmaları sonucunda, içinde "tüm modern olanaklar" bulunan, "personelin titiz hizmeti ve küvetlerin, giysilerin ve suyun titiz temizliği" ile "zarif bir bina" haline gelmiştir. O döneme ait kayıtlarda, "ülkede eşi benzeri olmadığı ve yurtdışındaki en iyileriyle rekabet ettiği" belirtilmektedir. Burası başlangıcından bu yana, romatizma hastaları tarafından yoğun bir şekilde ziyaret edilmiş ve bu hastalara sıcak deniz suyu banyoları şiddetle tavsiye edilmiştir. Her yıl artan ziyaretçi/turist sayısı, bu banyoların etkinliğinin en açık kanıtıdır. 

Bu banyoların kullanımı sadece bilgili hekimler tarafından tavsiye edilmekle kalmıyor, buradan fayda gören insanlar da çevrelerine kulaktan kulağa duyuruyor. Böylece binlerce kişi bu banyoların müdavimi oluyor. 

Günümüzde talassoterapinin kullanıldığı rahatsızlıklar arasında şunlar sayılabilir: 

• Kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları
• Romatolojik rahatsızlıklar
• Solunum yolu hastalıkları ve alerjiler
• Dolaşım ve lenf sistemleri (varis, ödem, yorgun bacaklar)
• Dermatoloji
• Kilo verme
• Uyku bozuklukları
• Anksiyete, stres ve depresif durumlar.

Thalasso Nazaré’nin internet sitesinde yer alan “Wellness und Heilung” (wellness ve şifa/iyileşme) başlıklı bölüm, yalnızca sağlığı koruma ve geliştirmeye değil, aynı zamanda sağlığı yeniden kazanmaya da odaklanıyor. Sağlığı koruma ve artırmaya yönelik “well-being” paketlerinin yanı sıra, sağlığı geri kazanmaya odaklanan “cura” paketleri de sunuluyor. Kür programları 7 ve 14 günlük süreler halinde hazırlanmış ve tüm paketlerde talassoterapi bulunuyor. Yazının kapsamını aşmamak için, paketlerin içeriğine burada daha fazla yer verilmemiştir.

Gönül ister ki, yakın zamanda bizlerin de uluslararası ölçekte tanınan ve ziyaret edilen talasso tesislerimiz olsun…