Tunus’ta Talassoterapi, Bizde Yadigâr
Yıl 2007… Almanya’nın Köln şehrinde bir seyahat acentesinde çalışıyordum. Almanya turizm sektörünün en prestijli dergisi olan FVW’nin (Fremdenverkehrswirtschaft) ve Tunus’un Frankfurt’taki tanıtım ofisinin organize ettiği bir workshopa katılma fırsatı bulmuştum.
FVW ile iki kez Türkiye’de, bir kez de Tunus’ta olmak üzere üç çalıştaya katıldım. Böylece farklı turizm destinasyonlarını ve aktörleri tanıma fırsatı yakalamış oldum. Çalıştay esnasında Hammamet’teki bir talasso merkezini de ziyaret ettik. Gelin isterseniz hep birlikte 2007’deki Tunus’a gidelim...
FVW, 22 Haziran 2007 tarih ve 16/07 sayısında talassoterapiye iki tam sayfa ayırmış. FVW’nin haberine göre Tunus’ta sahil boyunca ve Djerba Adasında toplamda 35 adet talassoterapi merkezi vardı ve 15 yeni tesis de plan aşamasındaydı. Bu talassoterapi merkezlerinden biri de Hammamet’teki Bio Azur idi. Bu merkezin o zamanki Tıbbi Müdürü Behi Bouakez, merkezi gezerken bize eşlik etmiş ve bizleri bilgilendirmişti. 2025’e gelindiğinde Tunus genelindeki talassoterapi merkezi sayısı 63’e yükselmiş.
Nedir bu talassoterapi?
FVW’deki bilgilere göre talasso, 37 dereceye kadar ısıtılmış deniz suyu, yosun ve çamur paketlerinin, deniz havası ve kumla etkileşimine dayanmaktadır. Deniz suyunda bulunan ve kan plazmamızla neredeyse biyokimyasal olarak aynı olan eser elementler ve mineraller cilde nüfuz ederek hücre metabolizmasını harekete geçirmekte ve vücudu arındırmaktadır. Bu esnada hiçbir kimyasal kullanılmamaktadır.
Sözü Doktor Bouakez’e bırakalım: “Talasoterapi, artrit, romatizma, kardiyovasküler hastalıklar, dolaşım bozuklukları, sırt problemleri, obezite ve stres gibi birçok hastalık ve rahatsızlığın önlenmesini ve tedavisini destekler. Birçok kadın, hamilelikten sonra formlarına hızla kavuşmak için terapiye başvuruyor.”
Talasso terimi "deniz" anlamına gelen eski Yunanca thálassakelimesinden türetilmiştir. Yaygın söylemde talasso, deniz ortamının sağlığa yararlı unsurlarını ifade eder. Bunlar arasında taze deniz suyu, çamur, deniz tuzu ve yosunlarlayapılan tedavilerin yanı sıra sağlıklı iklimde yürüyüş veya fiziksel aktivite gibi uzun süreli açık hava aktiviteleri de yer alır.
Almanya’da sağlık turizminde uzmanlaşmış olan FIT Reisenadındaki tur operatörü o dönemde Tunus’taki 9 oteli kataloğunda sunmaktaydı. Tunus, Fransa’dan sonra dünyanınen çok talassoterapi sunan ikinci ülkesi. Bunda birçok doktorun ve sağlık çalışanının eğitimlerini Fransa’da almış olmaları ve Fransızcaya hakim olmaları önemli bir rol oynuyor. Tunus’a talassoterapi için en çok Fransa’dan geliyorlar. Çünkü Fransa’da tedavi ücretleri daha yüksek ve bekleme süreleri daha uzun.
Talassoterapi sadece bir terapi değil, aynı zamanda yeni bir yaşam anlayışı ve tarzı olarak Türkiye’de de tekrar keşfedilebilir. Tekrar keşfedilebilir dememin nedenini açıklarken sözü 15. yüzyılda Tabib İbn-i Şerif’in yazdığı Türkçe Tıp Kitabı Yadigâr’a bırakmak istiyorum:
“Deniz suyu ve tuzlu su insanı zayıflatır. Deniz suyuna girip oynamak, azaları gevşek (süst) ve istiskası olan kişiye, felç ve çıbanlara faydalıdır. Ayrıca balgamdan olan nıkris (gut) hastalığına oldukça yararlıdır. Tatlı suya tuz katıp kaynatmakla veya güneşte bekletmekle elde edilen tuzlu su da deniz suyunun faydasını verir.”
Bence ilk fırsatta bir talassoterapi yapmalı… Şimdiden sıhhatler olsun!
Lütfen Bekleyin.