• 31 Ekim 2025 10:52
  • 1
  • 7 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Hippiler-11: Türk Toplumunun Hippilere Yaklaşımı

Bu yazıyı dinleyin
Nazmi Kozak 31 Ekim 2025 Hippiler-11: Türk Toplumunun Hippilere Yaklaşımı

Hippiler belki de barışçıl amaçlarla Anadolu’ya ge­len ilk en büyük kitlesel harekettir. Anadolu insanı ilk kez yoğun bir şekilde Batı kültürünün üyeleri ile barışçıl bir ilişkiyi bu sırt çantalı insanlarla kurmuştur. Şimdiye kadar “gâvur” ve “düşman” dedikleri başka kültürlerin insanları bu kez başka amaçlarla Anadolu’ya geliyordu. Hippi hareketine mensup gençlerin İstanbul’da ve Anadolu’da yerli halk ile kurduğu yoğun yakın ilişkiler üzerinde şimdi­ye kadar hiç durulmaması ve akademik bir çalışmaya konu olmaması, üzücüdür. Zira şimdilerde Türk tu­rizminin yaptığı atılımın altında, bir dönem hippilere ve sırt çantalı turistlere gösterilen sıcak yaklaşım ve Türk konukseverliği yatar. Anadolu’da hippilerle gi­rilen ilişkinin sonuçlarını birkaç başlık altında ince­lemek olasıdır. 

Ne yazık ki yöneticilerimiz her toplumsal olayda olduğu gibi, hippileri de anlamayı gayret etmek bir yana onlara hep mesafeli ve negatif yaklaştılar. O dö­nemin gazetelerinde yer alan haberlerde mesafeli ve özellikle negatif yaklaşımla ilgili epey örnek vardır. Dönemin siyaset adamlarından Erbakan; “Batıllılaş­mak demek, hippileşmek demektir” diyerek, muha­fazakar çevrelerin III. Selim ile başlayan Batılılaşma çabalarına olan muhalefetini hippiler üzerinden de yürütmeyi ihmal etmez! Ne yazık ki gazeteler ülke genelinde hippilere ilişkin yaygın negatif görüşleri değiştirmek yerine genel yaklaşımlara ortak olur! “Dönemin matbuatını biraz karıştıracak olursanız, her köşe başında hippilerin garabetliklerine dair haberle­re rastlarsınız. O yıllarda bir erkeğin saçını uzatması, at kuyruğu yapması, küpe takması olacak şey değildi. Halbuki hippiler ‘karı gibi’ saç uzatıyordu. Mesala taş­rada bu makul bir linç nedeniydi” (Bayazoğlu 2004: 333). 

O yıllarda Sultanahmet’te egemen olan geleneksel mahalle kültürü, bu “garip” insanlara karşı olumsuz tavırların takınılmasına yol açar. Pudding Shop’un işletmecilerinden Namık Çolpan, Pudding Shop işlet­mesi olarak hippilere her zaman pozitif yaklaştıkla­rını söylüyor: 

“Bizim onlarla ilişkilerimiz hep iyiydi, bizim halkımız biraz yadırgadı bunları. ‘Bunlar hippi, bitli bitli’ diye. Ama hepsi kültürlü çocuklardı, hepsi üniversiteli, meslekler şu bu. Yani içlerinde yaşadığım için bilirdim. Hiçbir gün ben onlardan bir rahatsızlık duymadım. Bizde belki olur, yer içer gider. Onda bugün parası yoksa yer ‘Yarın vereceğim’ der, parası gelecektir. Sonra getirir parayı verir. Şöyle de olmuştur. Çokları borcu olmuştur, bana adresi verdiler, benim adresimi aldılar benden. Oradan o günkü şartlarda böyle döviz göndermek falan yasak. Zarfın içinde, kargolu zarfın içinde dolarını gönderirdi bana.” 

Hareketlerini yadırgasalar bile çevreci ve dünyanın bütün canlıların ortak malı olduğuna ilişkin felsefeleri gittikle­ri yerler hippilerin Anadolu insanı gözündeki değerini artırır. Ne de olsa Anadolu insanı da aynı felsefeye sahiptir. 

“Biz onlara ucube gibi bakıyorduk ama onların gö­zünde de biz öyleydik. Şu anki aklımdan geçenler, onlar insanlığa bakış açısı, herhalde hippi bile olsa elindeki sigara paketini ortaya atmıyordu, çöpe atı­yordu. Biz ortaya atarız. Alkol alıyorlardı, her haltı yiyorlardı ama bir insana insan değeri vermeleri vardı, bir hayvana verilen değer. Yolun ortasındaki kaplumbağayı arabasını durdurup da köşeye aldı, oysa biz üzerinden geçerdik. Şimdi yaşlılarımız on­ları gördüğü zaman ağzını yüzünü kapatırdı bayan­larımız, annelerimiz daha doğrusu” (Durusu 2013). 

Anadolu insanının ve Müslüman inancında “açları doyurma” ve ihtiyacına olana destek olma felsefesi doğrultusunda pek çok hippinin ihtiyaçları karşılanır. Yobazlığa pirim vermeden hippilere karşı takınılan olumlu tavrı Kapadokyalı turizmci Aydın Güney şöyle açıklıyor: 

“Bizim kadınlarımız acıyordu onlara. Saçı sakalı ka­rışmış, gariban, tişörtü yırtık, ‘bak sırtında kocaman çantası ile geziyor. ‘Gel oğlum sana yedirelim, içire­lim’; yani insanlarımızın onlara yaklaşımı her za­man iyi olmuştur. Evinin bahçesine çadır kurdurur, onu alır hamama götürür yani her türlü iyiliği o in­sanlara yaptılar. Bu bölge hiçbir zaman turizme kar­şı olmadı; çünkü o yobazlığı hiç yaşamadı bu bölge, o sebeple çok rahatlardı. Her zaman ilgi gördüler. Belki Kapadokya turizminin oradan buraya gelişi­nin sebebi de bu insanların misafirperverliğidir. İlk altyapıyı onlar kurdular bence, çok hoş görülüler­di. Şortla geziyor, tişörtle geziyor, askılı ile geziyor. İnsanları hiç ilgilendirmiyordu; çünkü o böyle bir insan”. Bu olumlu tavır Hüseyin Sayan tarafından da onaylanıyor: Şimdi bölgemizde Avanos, Ürgüp, Gö­reme ilk turizme açılan yerlerdir. Bunlar hep misafir edildi, bu hippi turistler hep misafir edildi, yardım edildi. Şimdi, bu hippi turist dediklerimiz… Grup­lar yaşlı gelen müşteriler, biz bunları o zaman çok sevdik, her zaman davet edildiler, yemek yedirildi, yatırıldı gerektiğinde, bölgede otel sıkıntısı olduğu zaman, yer olmadığı zaman herkes evine üç kişi, beş kişi götürüp yatırdı, para karşılığında değil sadece mutlu etmek için, turizmi geliştirmek için yapıldı bu olaylar.” 

Evlerinde karşılıksız, para almadan yapılan ağırla­malar, belki de Türk turizminin gelişimini sağlayan en önemli etkenlerden biri olur. Hippilerin karşılaş­tıkları bu olumlu tavır, hippilerin ülkelerine döndüklerinde bunları anlatmaları turizmin gelişmesine kay­da değer etkide bulunduğunu ilişkin yaygın bir görüş vardır. “… bize sorardı turist, biz turistin önüne düşerdik evlere götürürdük yapılmasını görmeleri için, e kadın­lar çekinirdi; yemenilerini tülbentlerini gapatırlardı, bazı evler kabul etmezdi, bazı evlerden önceden müsa­ade alırdık götürürdük” (Sayan 2013). 

Yaşanan bu olumlu ilişkilerin ve yakınlaşmaların sonuçları yalnız bu bölgelerde turizmin gelişmesi­ne katkıda bulunmakla sınırlı kalmaz; dostluklar, arkadaşlıklar ve hatta evlilikler kurulmaya başlanır. Kapadokya yabancılarla evliliklerin yaşandığı ilk böl­gelerden biridir. Avanos, Ürgüp ve Göreme’de özellik­le yabancı kadınlarla pek çok evlilik yapılır. KAPTİD Başkanı Ahmet Tok yaşanan evliliklerin sayısının ilk dönemlerde 20’den fazla olduğunu, bunun zamanla daha da arttığından söz ediyor. 

“Avanos da sanıyorum o gençlik yıllarında gelen kız­lardan 20 tane evlilik var. Şimdi işte çocukla­rı evlenecek çağa geldiler. O dönemler işte beraber yaşadılar burada arkadaşlık kurup evlendiler. İşte bizim bu kına gecemiz, düğünümüz, binliklerimiz, bu eğlencelerimiz, yaşantı şeklimiz, mutfağımız on­ların çok hoşuna gitti ki burada evlenip kaldılar, yer­leştiler. Ben biliyorum 20 çift 20 sene 25 sene evvel öğrenmiş işte torunları olmuş bir ayrılık mayrılık da görmüyorum” (Tok 2013). 

Yararlanılan kaynaklar: Bayazoğlu, Ü. (2014). Uzun, İnce Yolcular. İstanbul: Aras Yayıncılık; Çolpan, N. (1946). Ortaokul. Araç, Kastamonu. 27 Kasım 2014 tarihli görüşme. (Görüşen: Nazmi Kozak)Durusu, A. (1964). Lise. Ürgüp, Nevşehir. 8 Kasım 2013 tarihli görüşme. (Görüşen: Dönüş Çiçek); Güney, A. (1969). Lisans. Avanos, Nevşehir. 7 Kasım 2013 tarihli görüşme. (Görüşen: Dönüş Çiçek)Sayan, H. (1960). İlkokul. Avanos, Nevşehir. 9 Kasım 2013 tarihli görüşme. (Görüşen: Selman Bayrakçı); Tok, A. (1948). Lisans, Avanos, Nevşehir. 8 Kasım 2013 tarihli görüşme. (Görüşen: Emrullah Tören).

Not: Bu yazının tam metni için bkz.: Kozak, N. (2018). Hippiler. İçinde; (Kozak, N. Editör), Dünden Bugüne Türkiye’de Turizm: Kurumlar, Kuruluşlar, Turizm Bölgeleri ve Meslekler. İstanbul: Yıkılmazlar Matbaası.

HAFTAYA: Basının Hippilere Yaklaşımı 

 

Yorumlar

  • Lütfen Bekleyin.

Yorum Yaz