• 05 Aralık 2023 20:55
  • 0
  • 4 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Schubert’in sekizinci, bitmemiş senfonisi

Bu yazıyı dinleyin
Yavuz Ataç 05 Aralık 2023 Schubert’in sekizinci, bitmemiş senfonisi

 

Eminim sizlerde hayranlıkla izliyorsunuz. Yok, Dilan Polat veya Fatih Terim Fonu mevzusu değil. 

Yerel seçimlerle ilişkili mi bilmiyorum ama memleketin nerdeyse tüm il ve ilçelerinde, “Biz bu dünyayı atalarımızdan miras almadık, çocuklarımızdan ödünç aldık” diyerek etkinlikler düzenleniyor.

Etkinlikleri hazırlayanların sadece bir siyasi gruba yakın olduğu düşünmeyin. Turizm, vatanını sevenlerin paylaşması gereken bir sorumluluk olduğu anlayışında olan iktidar, muhalefet, sivil toplum örgütlerinin yanı sıra birçok kurum ve kuruluşları bu faaliyetlerin içinde görmekteyiz.

Bu faaliyetlere katılmalarını “Topluma karşı borcumuz var...” şeklinde açıklayan turizm duayenlerimizi de unutmayalım.

Aktivitelerin ana konusu Türkiye’nin turizm potansiyelinin geliştirilmek ve çeşitlendirmek. On İkinci Kalkınma Planı içerisinde elbet yer verilmiş ama duyduklarım daha çok Schubert’in sekizinci, bitmemiş senfonisini andırıyor.

Ünlü bir turizm beldemizde yapılan etkinliğe katılan bir arkadaş anlatıyor.

Çalışmalar başarılı mı? Çok başarılı diyor.

Şaşıracaksın ama “Her şey dahil” konsepti uygulayan tesis sahipleri, müdürleri bile salondaydı. Hatta açılış konuşmasını yapan ünlü turizm beldemizin Belediye Başkanı aday adayına en büyük başkan diye tezahürat bile yaptılar.

Belediye Başkanı aday adayı ise sözlerine: “Türk insanının refahının yükseltilmesi için turizmi deniz, güneş ve kum sarmalından kurtarmak. Kültür ve doğa. Gastronomi ve Gurme. Termal ve kış. Kongre ve etkinlikler. Spor ve Sağlık ile sahip olduğumuz bilumum turizm çeşitlerini ortaya çıkarmak, geliştirmek için Türkiye’nin en uzak iki noktası olan Edirne’nin Enez ilçesinden, Hakkari’nin Şemdinli’sine kadar etkinlikler düzenleyeceğiz” şeklinde giriş yapmış.

Konuşması yarım kırk beş dakika falan sürmüş. Lafın sonunda ise yalnız Türkiye değil. Hollanda, Belçika ve Almanya’nın yanı sıra Tanzanya, Togo ve Namibya’nında etkinlik programları içine olduğunu söylemiş.

Yapılan tezahüratlardan dolayı “hız ayarlaması” olmayınca anlaşılan böyle şeyler yaşanıyor!

Herifin konuşma şekli Belediye Başkan aday adayı değil. Trende limon sıkacağı satan işportacıları andırıyor diyerek. Acaba Belediye Başkanı aday adayının kıçı yere yakın mıydı?” diye sordum.

“Nasıl, neden?” dedi.

Ne bileyim. Bizim oralarda “Kıçı yere yakından korkmak gerekir” derler. 

Tamam. İlim Çin’de de olsa gidip alınız diyen bir inancımız var. Ama bu kişinin herhangi bir şeyi merak edip araştırdığını sanmıyorum. On İkinci Kalkınma Planı`nda yeni pazarlar oluşturulması amacıyla başta Amerika ve Uzak Doğu ülkeleri olmak üzere turist potansiyeli yüksek ülkelerde tanıtım çalışmaları yürütülecek diye yer verilmiş. 

Önyargılı olmak istemediğim için devletimizin turizm istatistik raporlara bir göz attım. Kültür turizmi deyince akla ilk gelen İstanbul. İstanbul otellerinin en iyi doluluk dönemlerden biri Eylül. Kültür ve Turizm Bakanlığının 2023 yılı Eylül ayı verilerine göre ise Tanzanya’dan 643, Togo’dan 115, ve Namibya’dan ise 25 kişi giriş yapmış?..

Yorum yapmayacağım. 

Çünkü bu akşamdan kalma birinin ağzından çıkmış bir laf olarak görülebilir.

Kafanızı dağıtmak için farklı bir perspektiften bakacağım. 

Bürokrat sözcüğü Fransızca menşeli ama bizim bürokratlar Fransız, İngiliz, Amerikan liseli menşelilerden Alman lisesi menşeli olmaya başlamış.

Yanlış hatırlamıyorsam bu üç Afrika ülkesi Almanya’nın sömürgesiydi.

Kesin olarak bildiğim ise Namibya’nın, birinci dünya savaşı öncesi Almanya’nın sömürgesi olduğu ve “Alman Güney Batı Afrika” olarak anılması.

Yok, yok. Senaryo enteresan olabilir ama çok sürrealist. Ayrıca şu ünlü turizm beldemizin Belediye Başkanı aday adayı sanırım iktidar partisinden değilmiş.

Çünkü onlar sözlerine, “Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri ve talimatları doğrultusunda” diyerek başlıyorlarmış. 

Zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları olmasaydı halimiz ne olurdu düşünemiyorum diyor.

Benim bir tahminim var ama söyleyemem...

Ama şunu hatırlatabilirim. Çünkü dünyaya açılan kapılarımızdan olduğu belirtilen Michelin grubu bile söylüyor. 

Türkiye'de Bakanlık ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı bu konuda çok profesyonel ve başarılı bir süreç yönetiyor...