• 03 Kasım 2023 12:23
  • 0
  • 4 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Turizm ve yasaklar

Bu yazıyı dinleyin
Bahattin Yücel 03 Kasım 2023 Turizm ve yasaklar

Pandemi sürecinde Dünya ekonomisine kısa bir bakış, en fazla etkilenen kesimin “Turizm ve Seyahat” sektörü olduğunu göstermeye yetiyor.  Ünlü ekonomistlerin ve fütüristlerin bu yüzyıla ilişkin öngörülerini tümüyle boşa çıkaran gelişmeler, ağırlıklı olarak turizmde yaşandı. Zorunlu kısıtlamalar, havacılık başta ulaşım ve ardından konaklama sektörünü neredeyse uzun süre durma aşamasına getirdi. Salgının yol açtığı zararların, önümüzdeki birkaç yıl içinde günlük yaşamı olumsuz etkileyeceği anlaşılıyor.

Üç yıla yakın süreyle tarihinde görülmemiş ölçülerde durgunluğa düşen sektör, 2022 yılında Dünya ekonomisinin koşullarını belirlediği sınırlar içinde ayağa kalkmaya başladı. Uzun yıllar boyunca pazardaki üstünlüklerini sürdüren Tur Operatörleri, zor günler geçirmeye başladılar. Dünyanın en eski ve büyük tur operatörlerinden olan, organize seyahatin ilk uygulayıcısı Thomas Cook, en büyük otomobil kiralama şirketi Hertz, itibarlı havayolu şirketi Swissair sırayla oyundan düşerek kapandılar.

Türkiye de en fazla zarara uğrayan ülkelerdendi. Ekonomideki olağandışı uygulamalar yüzünden, salgının etkisini kısa sürede dengeleyen ülkelerin gerisinde kaldı. Krizi atlatmak bir yana daha derinleşen ülkeler arasında ilk sıralara yükseldi.

İktidar ekonomideki altüst oluşun nedenlerini Covid-19 virüsüne yüklerken, turizm hızla büyüyen döviz açığının kapanması için umut kapısı oldu. Toplum ve turizm ile ilgili sektörler hayali döviz geliri hedefleriyle oyalandı. Dünya’da turizmdeki gelişmeleri dikkate almayan bir yaklaşımla, hayali başarı öyküleri anlatıldı. Turist sayıları ve gelir artışlarında; rekor büyüme hızlarının yakalandığı, İspanya ve Yunanistan’ın rezervasyonlar ve kişi başına elde edilen döviz gelirinde geride bırakıldığı açıklandı. 

Gelir tahminleri, gerçekleşme oranları ve konaklamada ulaşılan doluluk oranları arasındaki çelişkiler, her defasında farklı parametrelerle kamuoyundan gizlendi. Örneğin 2022 sayılarına bakıldığında; kişi başına elde edilen döviz geliri 901.-USD iken, 2023 yılı 3.Çeyreğinde bu rakam 942.-USD ile ancak %9,5 arttırılabildi. Oysa aynı dönemde İspanya’nın geride bırakıldığı açıklanırken, 1.343.€ ( yaklaşık 1.23,53.-USD) kişi başına gelir sağladığına değinilmedi.

AB ülkelerinde tasfiye sürecine giren tur operatörlüğünü, krizden kurtuluş umudu gören bir anlayışla yönetilen Bakanlık, kendi seçtiği kuruluşlara büyük nakdi yardımlar ve teşvikler verilmesine öncülük etti. Kurulan bir takım özel ortaklıklar ya da işbirliklerine ilişkin bilgilendirme yapılmadı. Oysa desteklere karşın Rusya-Ukrayna Savaşının etkileri, 2023 sezonunda arzulanan sonuçların alınmasını engelledi. 

Ambargolar nedeniyle Rusların ülke dışına havayolu ile çıkışları, Batı yönünde Türkiye üzerinden yapılmak zorundaydı. Bu gerçek bilinçli olarak gözardı edildi. Transit geçişler de turistik ziyaretçi kategorisinde değerlendirildi. Yetmemiş olmalı ki, pazar alışverişi dahil günübirlik ihtiyaçlarını gidermek amacıyla, Edirne ve Artvin’den yapılan Bulgar ve Gürcistan uyrukluların girişleri de beklentileri doğrulamak amacıyla kullanıldı. Giriş yapan kişi sayıları artışa ilişkin varsayımları doğruluyordu. Özellikle tatil merkezlerindeki konaklama tesisleri, nedense bir türlü dolmuyordu. 

Sonunda bu çelişkiyi de açıklayacak bir yöntem bulundu. 

Turist girişleri Bakanlığın beklentilerini doğruluyordu. Ne var ki, bazı Rus ve Ukrayna vatandaşlarının, önceden Türkiye’de satın aldıkları evlerde üstelik kayıt dışı yöntemlerle konaklıyorlardı. Gümrük ve pasaport kontrolleri sırasında ya hiç bir şey sorulmuyor ya da bu evleri satın alan dış güçler bir kez daha ortaya çıkıyorlardı. Var güçleriyle Bakanlığımızın hedeflerine ulaşılmasını engellemeye çalışıyorlardı.

Gerçekliği asla mümkün olmayan -zorlama- değerlendirmeye dayanılarak, bu kez başka bir yöntem denendi: Yasaklamak. Geçmişte Türkiye turizmine önemli katkılarda bulunan, uluslararası dijital rezervasyon platformlarına getirilen yasaklar, bu kez kısa süreli kiralık evlere uygulanacaktı. 

Sözde haksız rekabeti engellemek adına, torba yasa yönetimiyle “kısa süreli kiralık evlerin” kiralanmalarını kısıtlayan önlemler hayat geçirildi. Yasa değişikliğinin bu sezon yaşanan düşük doluluk sorununu nasıl çözeceği, henüz bilinmiyor. Ancak aynı konuda çalışan bazı malum ticari işletmelerin, yeni uygulamayla kayırılmalarını sağlama olasılığı hayli yüksek.

Turizm ile yasak kavramını bir araya getirenlerin, serbest rekabetin ülkemizdeki en yaygın ekonomik etkinliğini çöküşe götüreceklerini görmemiz gerekiyor.